Küfüre karşılık sanat ve sosyal sorumluluk-1

Küfüre karşılık sanat ve sosyal sorumluluk-1

07.06.2022 05:00
Güncellenme:
Takip Et:

Sevgili okurlarım, Türkiye’yi yönetenlerin seviyeleri, dilleri ve politikaları karşısında insan bazen gerçekten çaresiz kalıyor:

Çünkü onların eylem ve söylemleri, bütün toplumu etkiliyor, toplumun kültürünü, nezaketini, terbiyesini, tutum ve davranışlarını büyük ölçüde biçimlendiriyor.

“Şahsım Devletinin temsilcisi” topluma küfür ve hakaret ettiği ve bunu “milletin dili” olarak savunduğu zaman buna karşı ne yapabilir, toplumu korumak için ne gibi önlemler alabilirsiniz?

Karşınızda devletin bütün zor kullanma olanaklarını size karşı uygulama gücüne sahip olan, yapılan eleştirileri hakaret diye nitelendirerek muhaliflerini hapse yollayan bir anlayış var.

Ben kendi tavrımı, 24 ve 26 Mayıs tarihlerinde bu sütunda yazdığım yazılarda, önümüzdeki seçimlerde cumhurbaşkanı adaylarından beklediğim özellikleri anlatarak belirtmeye çalıştım.

Bugün de kötü örneklere karşı, iyi örnek olan bir kültür, sanat ve sosyal sorumluluk projesini anlatarak toplumun nezaketini, terbiyesini, sanatını, kültürünü ve umudunu korumaya çalışacağım.

***

Primadonna Selmin Günöz, İzmir Devlet Opera ve Balesi Müdürlüğü de yapmış olan üstün nitelikli bir sanatçı ve yöneticidir.

Genç yaşında emekli olduktan sonra kendisini tamamen yoksul ve sokaklardaki uyuşturucu, alkol, şiddet ve benzeri sorunlarla boğuşmak zorunda kalan çocukları korumaya ve topluma kazandırmaya yönelik bir projeye adamış.

Karşılıksız müzik eğitimi vererek, müziği araç olarak kullanarak, sorunlu ve yoksul çocukları topluma kazandırmaya yönelik Venezüella’daki El Sistema modeline benzer bir çalışma gerçekleştiriyor.

20 çocukla başladığı projede şu anda 150 çocuk ve sekiz eğitmen yer alıyor.

Kurduğu orkestranın adı Barış Çocuk Senfoni Orkestrası.

***

Kendisi bu projeye nasıl başladığını şöyle anlatıyor:

“Emekli olduğumda henüz 52 yaşımdaydım, içim çalışma isteğiyle doluydu ve ani bir kararla küçük bir müzik ve bale okulu açtım.

Bu iş tahmin edemeyeceğim bir hızla büyüdü.

Kendi adımı verdiğim okulumda 14 yıl kendim için çalışıp, konserlerle de sanat yaşantımı sürdürdüm.

Okuluma gelen çocukların, hep belirli bir üst düzey gelir grubundaki ailelerin çocukları olduğunu gözlemledikçe, bu fırsatı yakalayamayan çocukları düşünerek onlar için ne yapabilirim diye çok düşündüm.

Maestro Dudamel’e olan hayranlığım beni El Sistema modelini araştırmaya yöneltmişti, okudukça hayranlığım artıyordu.

‘Ben bunu İzmir’de niye yapmayayım’ diyerek, İzmir’in en yoksul semtlerinden gözüme kestirdiğim birkaç mahalleyi adım adım dolaştım. Sadece yoksulluk değil, aynı zamanda çocuklar için tehlike yaratan bir bölge üzerinde odaklanmalıydım.

O sırada Ege Üniversitesi’nin yapmış olduğu bir araştırmayı okuduğumda, çocuklardaki suç oranının en yüksek olduğu bölge olan Eşrefpaşa, Kadifekale bölgesinde karar kıldım.

Bölgede uyuşturucu kullanımı had safhadaydı ve ilkokul seviyelerine kadar inmişti.

Hemen kolları sıvayıp sahada çalışmaları hızlandırdım.

Öyle çok şey gerekliydi ki, öncelikle para:

Katılacak çocukların enstrümanları alınmalı ve bir çalışma mekânı bulmalıydım. Bu mekân, seçtiğim bölgede olmalıydı ki çocuklar yürüyerek gelebilsin, aileler yol parası derdine düşmesin.

Eşim bu konuda da bana çok büyük destek verdi ve hemen iki keman bağışladı. Ardından da iki kızım.

Eh artık dört adet keman vardı elimde. Bir de aynı sahada çalışma yeri bulursam dört kemancıyla başlardım.

10 kemanla ağabeyim katıldı da destek olayına. Birkaç arkadaşıma projeden söz ettiğimde onlar da katıldılar ve toplam 20 kemana ulaştık. Bu sayı başlamak için hiç de fena sayılmazdı.

Bir de haklı olarak ‘Ücretsiz çalışmam’ diyen bir keman öğretmeni buldum.

Peki dersleri nerede yapacaktık?”

***

Sevgili okurlarım, heyecanlı bir serüven romanı gibi gelişen bu sanat ve sosyal sorumluluk projesinin insana umut veren öyküsüne bir sonraki yazımda devam edeceğim:

“Şahsım Devleti” yönetiminin gittikçe kabalaşan ve küfre dönüşen diline karşı toplumun, ancak sanatın ince ve zarif diliyle ve sosyal sorumluluk projeleriyle korunabileceğini düşünüyorum.

Yazarın Son Yazıları

Mezhepçilik ve tarikatçılık da demokratik rejim düşmanlığıdır!

Dün Etnikçiliğin Demokratik Rejim karşıtlığını (düşmanlığını) yazmıştım.

Devamını Oku
05.12.2025
Etnikçilik demokratik rejimi yıkar!

Etnikçilik, insanların tarih boyunca sahip oldukları Aile, Aşiret, Din, Mezhep, kimlikleri üzerine, Endüstri Devrimi’nin getirdiği “Ulusal” ya da “Milliyetçi” kimliğin, Totaliter bir anlayışla istismar edilmesinden kaynaklanan Faşist bir ideolojidir.

Devamını Oku
04.12.2025
Siyasette Stockholm Sendromu

CHP Genel Başkanı Özgür Özel Kurultay konuşmasında, “Stockholm Sendromu” anımsatmasını yapmadan önce, İktidarın, “Terörsüz Türkiye” sloganı bağlamında başlattığı “Sürecin” bütün çelişkilerini vurgulayan bir konuşma yapmış.

Devamını Oku
02.12.2025
Darağacı edebiyatı ve terör gölgesinde yeni yargı paketi

25 Kasım 2025 tarihinde MHP lideri Devlet Bahçeli TBMM Meclis Grubu konuşmasında şöyle demiş...

Devamını Oku
30.11.2025
Faşistliğin dini mezhebi ırkı milliyeti yoktur

Faşizm ve Faşistlik, gerek Rejim gerek Kişilik yapısı olarak Demokrasi ve Demokratlık karşıtlığıdır.

Devamını Oku
28.11.2025
İki hukuk profesörü konuşurken...

“Anayasa”, “Hukuk” ve “Yargı” bir devletin omurgasıdır..

Devamını Oku
27.11.2025
CHP’nin savunması için Okkam’ın usturası!

“Okkam’ın Usturası” bir önermedir:

Devamını Oku
25.11.2025
Çıldırtan çelişki!

Emperyalizmle işbirliği yapan İktidar: “Barış” sloganı ile halkı aldatarak...

Devamını Oku
23.11.2025
CHP, kendisini ve demokrasiyi etnikçiliğe kurban edemez!

Emperyalizm ve İktidar ittifakı, hem dıştan hem içten son derece güçlü bir biçimde çeşitli baskılar uygulayarak, Türkiye’yi, “Ortadoğu Bataklığında” parçalanarak boğulacağı bir “Sürece” sürüklüyor!

Devamını Oku
21.11.2025
'Kişiye özel rejim' önerisinin çıkmazı

Devlet Bahçeli aynı anda üç öneride bulundu...

Devamını Oku
20.11.2025
Atatürk üzerine birkaç kitap

Son zamanlarda, Atatürk’e, İstiklâl Savaşı’na ve Cumhuriyet Dönemi Tarihi’ne ilişkin saldırılar, saptırmalar ve iftiralar çok artınca, bu konulardaki gerçek tarih araştırmaları, kitapları da çoğaldı.

Devamını Oku
18.11.2025
İddianame, devlet yönetimine yansıtıldığında?...

Cuma günkü yazımı şöyle bitirmiştim...

Devamını Oku
16.11.2025
Başarılı politikacılık ve avukatlık suçlanınca?...

Lafı dolandırmaya gerek yok...

Devamını Oku
14.11.2025
İddianame, Atatürk, Haberal ve umut!

Bugünlerde, tam 10 Kasım Atatürk’ü anma törenlerinin ertesi günü açıklanan...

Devamını Oku
13.11.2025
Atatürk: İki yalan dört düşman

Dün Atatürk’ü andık; bu vesileyle, bugün, Atatürk konusundaki çok önemli iki yalana ve dört düşmana değinmek istiyorum.

Devamını Oku
11.11.2025
İkinci Silivri trajedisinde anayasa ihlalleri

“Birinci Silivri Trajedisi Dönemi”, Ahmet Necdet Sezer’in cumhurbaşkanlığından ayrılma zamanı olan Haziran 2007 tarihinde başladı.

Devamını Oku
09.11.2025
İktidarın çelişik operasyonları

İktidar, “Demokratik Laik ve Sosyal Hukuk Devleti”ni tanımlayan Anayasa’ya Cumhuriyet rejimine aykırı ve birbirlerine ters birkaç operasyonu aynı anda yapıyor ve böylece zaten düşmekte olan seçmen desteğini iyice kaybediyor.

Devamını Oku
07.11.2025
Casusluk tartışması tırmanıyor

Ekrem İmamoğlu, Necati Özkan ve Merdan Yanardağ’a yapılan “Casusluk suçlaması” akıllara derhal FETÖ’nün Türk Silahlı Kuvvetlerini ele geçirmek için “Birinci Silivri Trajedisi” bağlamında yaptığı “Casusluk” suçlamalarını ve yine FETÖ’nün “Kozmik Oda”ya girişini ve oradaki bilgilerin yurtdışına sızdırılışını anımsattı!

Devamını Oku
06.11.2025
Casusluk bahane hapis ve kayyım şahane

24 Ekim 2025 Cuma sabahı Merdan Yanardağ “Casusluk” suçlamasıyla göz altına alındı.

Devamını Oku
04.11.2025
İntihar ve çöküş (3) Anomi ve anarşi

Önce kavramları tanımlayalım: Anomi: Kuralsızlık. Anarşi: Devlet otoritesinin yokluğu.

Devamını Oku
02.11.2025
Bir iktidarın intiharı (2)

Dünkü yazıdan devam: Önce bir iktidarı intihara sürükleyen beş temel belirleyiciyi anımsayalım...

Devamını Oku
31.10.2025
Bir iktidarın intiharı (1)

Bir iktidar ne zaman çöküşe yönelir, intihar eder?

Devamını Oku
30.10.2025
Cumhuriyetin koruyucusu AYM! (mi?)

Yarın CUMHURİYET Bayramı.

Devamını Oku
28.10.2025
Abdülhamit’in ulu hakanlığı ve Yanardağ’a casusluk suçlaması

İktidar, medyayı ve yargıyı da etkisine alarak hem güncel hem de tarihsel gerçekleri saptırmaya, kendi ideolojisine uygun bir tarih ve var olmayan bir güncel dünya imgesi yaratmaya çalışıyor...

Devamını Oku
26.10.2025
Abdülhamit Kıbrıs’ı nasıl kaybetti? (2) Ültimatom

Dünkü yazımda, İngiltere tarafından, Abdülhamit’in yardım isteği üzerine kendisine verilen ültimatomdan söz etmiştim.

Devamını Oku
24.10.2025
Abdülhamit Kıbrıs’ı nasıl kaybetti?

Emekli Büyükelçi Süha Umar, dün Cumhuriyet’teki köşesinde, Kıbrıs seçimleri konusunda, benim görüşlerimle de aynı çizgide olmalarından memnuniyet duyduğum çözümlemelerini şu sözlerle bitirmişti...

Devamını Oku
23.10.2025
Kıbrıs seçimleri üzerinden tehdit mi?

Türkiye’de de Kıbrıs’ta da seçmenin bu İktidardan bıktığı anlaşılıyor.

Devamını Oku
21.10.2025
Faşizmle mücadelede dokuz ilke! Ne yapmalı (6)

Otoriterlikten totaliterliğe giden İktidar, yaşam biçimlerimizi de tehdit eden ve yeni cezalar oluşturan 11. Yargı Paketi’ni hazırlarken...

Devamını Oku
19.10.2025
Seçime doğru uygulama önerileri: Ne yapmalı? (5)

1) Ana stratejinin “Millet İradesi”nin gerçekleştirilmesi için, eşit, adil ve şeffaf bir seçim hedefine yönelik olduğu asla unutulmamalıdır.

Devamını Oku
17.10.2025
Boş tencere dolmalı, dayak durmalı! Ne yapmalı (4)

İnsanlık tarihi iki kavgadan oluşur: Birinci kavga ekmek kavgasıdır...

Devamını Oku
16.10.2025
Ortadoğu’daki gelişmeler bağlamında ne yapmalı? (3)

Bu yazı yazılırken Hamas ile İsrail arasında rehine takası yapılıyor ve hem Dünya’da hem Ortadoğu’da barış sesleri duyuluyordu.

Devamını Oku
14.10.2025
Ne yapmalı? (2) CHP’ye eleştiri ve destek!

Cuma günkü “Yedi Düvel’e Karşı...” başlıklı yazımda “Demokratik, Laik ve Sosyal Hukuk Devleti olan Cumhuriyet Rejimi’mizi iç ve dış saldırılara karşı nasıl koruyacağız?”

Devamını Oku
12.10.2025
‘Yedi düvel’e karşı nasıl direneceğiz? (1)

Önce yazımın başlığını açıklayayım: “Yedi düvel”, “bütün devletler, herkes, bütün dünya” anlamında kullanılan bir deyimdir.

Devamını Oku
10.10.2025
Nadir elementler, emperyalizm ve ‘ileri demokrasi’

Emperyalizmin araçları, dostları ve düşmanları nelerdir, kimlerdir?

Devamını Oku
09.10.2025
‘İleri demokrasi’: Yine ve yeniden

Cumhuriyet’in dünkü manşeti, CHP’nin Abant toplantısından sonra, Gökhan Günaydın’ın “Merkez parti olma kimliğimiz giderek oturuyor” demesi üzerine “CHP merkez parti oluyor” biçimindeydi.

Devamını Oku
07.10.2025
‘Meşruiyet’in iç ve dış kaynakları (5)

Bugüne kadar “Meşruiyet” kavramının iç kaynakları üzerinde durdum.

Devamını Oku
05.10.2025
Meşruiyet kaynağı olarak Anayasa Mahkemesi ve bağımsız yargı (4)

İsrail’in, Gazze’ye giden Sumud (Direniş) Filosuna karşı giriştiği “Gayri Meşru” müdahale sürerken Trump, bizim Cumhurbaşkanımıza “Meşruiyet” desteği vereceğini belirtti.

Devamını Oku
03.10.2025
Meşruiyet Gazze’de mi seçimde mi (3)

Önce “Meşruiyet” kaynağı olarak Gazze: Trump 25 Eylül’de Erdoğan ile görüştü.

Devamını Oku
02.10.2025
Meşruiyet üzerine (2) Adil ve serbest seçim

Bir iktidarın meşruiyetinin iki kaynağı vardır: Anayasa ve seçim. Meşruiyet Üzerine (1) başlıklı yazımda, Anayasa üzerinde biraz durmuştum.

Devamını Oku
30.09.2025
Meşruiyet üzerine düşünceler (1) Ana Kavramlar

ABD’nin Türkiye Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, 24 Eylül’de New York’ta bir panelde Cumhurbaşkanı Erdoğan ve “Meşruiyet” ile ilgili olarak tartışmaya yol açan bir ifade kullanmıştı.

Devamını Oku
28.09.2025