Yaşasın Yirmi Üç Nisan!

23 Nisan 2022 Cumartesi

Orhan Kemal’in “Çikolata” öyküsünde bir şekerci vitrini önünde üç çocuk... Abla-kardeş ile yoğurtçunun kızı... Abla, berbere götürdüğü kardeşine çikolata almayı teklif eder. Yoğurtçunun kızı daha önce hiç çikolata tatmamıştır. Buna rağmen onları tahrik eder. Abla-kardeş, kızın karşısında inatla yer çikolatayı. Sonra da kâğıdını atıp gider. Yoğurtçunun kızı ilk önce ayağında top yapar kâğıdı. Adeta çevresine yeni çikolata yemiş gibi caka satmak niyetindedir. Bir an durur, kâğıdı açar. Kalan çikolatayı yalar... “Yaladı... yaladı...” diye bitirir Orhan Kemal öyküyü. 

Derin Yoksulluk Ağı Kurucusu Hacer Foggo, bir yıl içinde 155 bin 938 öğrencinin okulu bıraktığını belirterek, “İnanılmaz bir okul terki var. Geçim sıkıntısı yüzünden bir nesli kaybediyoruz” dedi.

***

Ceyhun Atuf Kansu, şiire yeni sarıldığı dönemlerde, Turhal’a tayin olur. O günleri yakın dostu Talip Apaydın şöyle anlatır: “1948’de mektuplaşmaya başlamıştık Ceyhun’la. Bana yazdığı bir mektupta yirmi sekiz çocuğun kızamıktan öldüğünü, doktor bulunamadığını yana yakıla anlatmıştı. Sonra ünlü ‘Kızamık Ağıdı’ şiirini yazdı.” Çocuk doktorudur Kansu. Küçücük bedenlerin ölümü karşısında çaresizdir. Sonradan şiir evrenimizin en kıymetlilerinden “Kızamık Ağıdı”nda şöyle seslenir bize: “Habersiz hepsi kızamıktan ve ölümden / Kirli yüzlerinde açan ölümden habersiz / Ve düşmüş bir gül oluyorlar birden / Bebekler ölüyor, ölümden habersiz...” 

Derin Yoksulluk Ağı Kurucusu Hacer Foggo, ekonomik krizle derinleşen hayat pahalılığı karşısında özellikle yoksul insanların yaşadıklarını anlattı. Krizden en çok kadınların ve çocukların etkilendiğini belirten Foggo, “Anneler mamayı bebeklere bıraktırmaya çalışıyorlar. Onun yerine lapa, şekerli su, pirinç lapası gibi şeyler vermeye çalışıyorlar. Yetersiz beslenme nedeniyle çocuklarda bodurluk oranı artıyor” dedi.

***

Sabahattin Ali’nin, “Ayran” öyküsündeki Hasan, her yıl memeleri biraz daha kuruyan yaşlı keçisinden sağdığı sütle yoğurt yapar, yoğurtla da ayran. Onun küçücük dünyası, istasyonda ayran satmak ve aç kardeşlerini doyurmaktan ibarettir. Sıcak yaz günlerinde bol bol ayran satar Hasan. Ama kışın kara ayazında herkes yüz çevirir ona. Bir gün sattığı iki maşrapa ayranın parasını alamadan tren kalkar. Yürüyen trenden bağırır bir adam: “Hakkını helal et!” Böylece beş parasız kalakalır ortada. Tipi bastırır. Hasan, karanlığa kalma pahasına akşam trenini bekler. Ancak trenin pencereleri açılmaz. Gecenin bastıran karanlığında kurt ulumaları arasında direnmeye çalışan çocuğun trajik sonu bellidir. Bir süre sonra aç kurtlar etrafını sarar. Evde onu bekleyen kardeşlerini de...

Derin Yoksulluk Ağı Kurucusu Hacer Foggo, “Bizim destek verdiğimiz aileler içinde ‘yalnız anneler, yalnız kadınlar’ dediğimiz bir grup var. Mesela kâğıt toplayıcı bir anne, çocuğunu sırtına almış bir taraftan çöplerin içinden yiyecek toplamaya çalışıyor” dedi.

***

Ankara’da Samanlıkbağları Sağlık Ocağı’nda yoksul hastalara bakar Behçet Aysan. Ve bir ağacın altına oturup şu dizeleri yazar: “On beş yıl sonra / o yalnız nar ağacının dibinde / oturup düşündüm bunları / saçlarımıza aklar düşüren zor günleri / kenar mahalleleri / bebek ölüm hızını / çocuk işçileri / biliyorum bir gün / bir başka nar ağacının dibinde / bir başka çocuklar /yine Türkiye’yi konuşacaklar.” 

Bugün 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı... Meclis’in açıldığı özel bir tarih. Cumhuriyetle birlikte demokrasiye geçişimizin ilk adımı... Lakin çocuklarımızı koruyamadığımız bir Cumhuriyet gerici zihniyetin elinde yarım kalmaya mahkûmdur.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Gezi notları 20 Nisan 2024
Yoksulların savaşı 6 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları