Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
İnönü’nün bana söylediği! - Prof. Dr. Türkkaya ATAÖV
İsmet Paşa’nın evine, ya beni çağırdığında ya da buluşmayı gerekli gördüğümüzden, birkaç kez gittim. O geçmiş yıllar, sağ-görüsüz iktidarlara karşı koyduğumuz (Mülkiye’de öğretim üyesi ve Öğretmenler Sendikası’nda seçilmiş yönetici olarak) coşkulu muhalefet günlerimizdi. İktidarda önce Adnan Menderes, sonra da Süleyman Demirel vardı. 1950 seçiminden sonra İnönü de CHP de muhalefette yer almıştı. Başbakan ve cumhurbaşkanı olarak başarıları yaygın biliniyordu.
BAŞARILI DİPLOMAT
Bizi 1939-45 Dünya Savaşı’ndan tek şehit vermeden koruması, çevremizdeki kan göllerini izlemiş olanlar için yaşam ve barış armağanıydı. Özellikle Churchill’ın Türkiye’yi savaşa sokmaya çalışmasına karşı İnönü’nün direnişini ayrıntılarıyla bilen kuşaktanım. Dar boğazın acımasız sıkıntılarını atlatabilmek benzeri görülmemiş bir diplomasi başarısıydı. İsmet Paşa’nın bende biri 1943’de, öteki de 1967’de adıma imzaladığı iki resmi vardır.
Bu yazıda sözü, eşsiz Atatürk’ün İsmet Paşa’ya son düşüncelerinden çok önemli birini açıklamasına ve İnönü’yü de kendine katılmasını önermesine getirmek istiyorum. 1930’lu yılların sonuna doğru, yeni Cumhuriyetin büyük atılımlar gerçekleştirdiği her yerde iyi bilinir. Çocukluğumuzda bu büyük adımların yıldönümlerini içtenlikle kutlardık. İki İnönü, Sakarya ve Büyük Taarruz zaferlerini bilmeyen yoktu. İsmet Paşa Lozan’a Mudanya temsilci olarak da katıldı. Şimdi ODTÜ’de profesör olan kızımı, o küçükken, bizler için önemli olan bu yeri görmesi için Lozan’a götürmüştüm. Mustafa Kemal’in doğruluğunu kestirmeyi beceremeyen kimi İstanbullular Britanya Büyükelçiliği’ne sığınmışken Vahdettin Malta’ya, Damat Ferit Nice’e kaçmıştı. Ankara’nın zaferleri süngüden sonra iktisat, bilim ve çağdaşlık atılımlarına dönüştü. Art arda başarılanlar kitaplar konusudur.
‘BİR EKSİĞİMİZ VAR’
Demokratik çağdaş Türkiye’nin yönetimi ile ilgili olarak ise Atatürk’ün 1930’ların sonuna doğru İsmet Paşa’ya sorduğu soruyu, kendisi bana şu şekilde aktarmıştı: “Bir eksiğimiz var, yeni düzenin temeline saldırmayan bir muhalefet mutlaka olmalı. Bu nedenle, ben cumhurbaşkanlığından ayrılmak istiyorum. Arkadaşlar hükümeti kursunlar, biz onların yaptıklarını eleştirme görevini yüklenelim. Buna hazır mısın?” İsmet Paşa’nın sesini gururla haykırarak verdiği cevap ise şu oldu: “Hazırım!”
Atatürk devlet başkanlığından rahatsızlandığı ve dünya savaşı çıkma tehlikesinden dolayı ayrılamadı. “Soytarı” diye baktığı Mussolini Antalya’da bir konsolosluk açmıştı. Onun için “Halkı bu adamı asacak!” demişti; öyle de oldu. En geç 1940’ta Hitler’den yeni bir savaş bekliyordu. Devrimciliği bir yana, yabancı savaş yanlıları Atatürk’ten asker olarak korkuyorlardı. Savaşta yenilen Hitler 1945’te intihar etti.
Özetle, her şeye layık olan eşsiz Atatürk’ün “devlet başkanlığı”ndan ayrılmayı ciddi olarak düşündüğü anlaşılıyor. Bunu bana aktaran İsmet İnönü’dür. Bu gerçeği ve nedenlerini herkesin bilmesinde yarar var.
PROF. DR. TÜRKKAYA ATAÖV
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- Colani’nin arabası
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Özcan, uçakta olay çıkardı
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Komutanları olumsuz görüş vermedi, görevlerinden oldu
- 148 bin metrekarelik alan daha!
- '100 yılda bir görülebilecek akımın başlangıcındayız'
- Milletvekilleri Genel Kurulu terk etti!
- Erdoğan'dan Suriyeliler açıklaması