Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Padişah hukuku, Cumhuriyet hukukuna karşı
Türkiye çok zor süreçte yol alıyor. İktidarın dümeni, ekonomik krize sapladı ülkeyi; aynı önemdeki diğer konu dış politikada yalnızlık ve sorunları güç kullanarak çözebileceğine olan adeta köktenci bir inanç... Tüm bunları üstelik bir yandan da Atatürk Türkiyesi ile, Atatürk dönemi ile, Türkiye Cumhuriyeti’nin Kuruluşu’yla mücadele ederek, köktendinci anlayışını sergileyerek yapıyor. Çıkmazın da çıkmazı...
Gittiği yol her yönden bir bataklık. Ayasofya, Türkiye’nin Kuruluş aşamasına bir saldırı aracı olarak kullanılıyor. 700 yıllık, imparatorluğun dinci hukuku, her şeyin sahibi “padişah”ın hukuku, Cumhuriyetin yurttaşlık hukukunun yerine geçirilerek adeta.
Zamanaşımına uğramış, itiraz edilmemiş bir yasayı, 86 yıl sonra, ellerinin altındaki bir Cumhuriyet kurumuna iptal ettirmek neyin nesi?
RTE, bir Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile veya Meclis’ten yeni bir yasa çıkararak Ayasofya’yı camiye dönüştürme yetkisine sahipken, bunu yapabilecekken, yapmıyor.
Cumhuriyet hukukuna karşı
Tersine, imparatorluk hukukunu, Cumhuriyetin Danıştayı’na dayatarak, aslında neyin devamı olduklarını, olmak istediklerini, neyi reddettiklerini de açıkça ortaya koymuş oluyorlar.
Üstelik iptal etmenin hiçbir yasal olanağı yokken.
Cumhuriyet Türkiyesi’nde Fatih’in kararnamesi mi geçerli olacak?
Yoksa, ülkeyi işgalden kurtarmış, İstanbul’u ve Ayasofya’yı kurtarmış, bugün yaşayanlara kanları ve canları pahasına bir vatan bahşetmiş, sıfırdan devlet kurmuş Atatürk ve arkadaşlarının, hükümetinin, “müze” kararı ve yasası mı?
Danıştay kendini inkâr etmiştir.
Cumhurbaşkanının sahip olduğu yetkiler, bu dönem için bile olsa, adeta padişah yetkileri gibidir. Bu dönem için bile olsa diyorum, çünkü her şey aslına geri dönecektir eninde sonunda.
Bunu zaten çevresindeki dar taraftar seçmeni de öyle görüyor ve kabul ediyor.
Padişah özentiliği had safhada
Atatürk’ün millete bağışladığı çiftlikte kurulan 1001 odalı Saray, Çamlıca’daki 6 minareli camii, Osmanlı’yı küçülte küçülte bitiren Abdülhamit’in politikaları ve ona duyulan hayranlık, Abdülhamit dizileri ve sahte tarihleri, hastanelerimize verilen Abdülhamit isimleri, deniz otobüslerine Osmanlı isimleri, otoyollara - köprülere Osmanlı ve padişah isimleri... Say say bitmez.
Tüm bunlar Cumhuriyetin tüm değerleri ve isimleri atlanarak, harcanarak, hiçe sayılarak, yok edilerek, silinerek yapılıyor.
Atatürk dönemi kesilip biçilerek tarihten çıkarılıyor.
Kendilerini Osmanlı dönemine yapıştırıyorlar.
Kes yapıştırma ile tarih yapmaya çalışıyorlar, komik oluyorlar.
Tarih yaşanarak, Türkiye Cumhuriyeti savaş ile kuruluyor.
Aklıevvel bazıları Cumhuriyeti reklam arası ilan etmişti: Şimdi reklamlar bitti, Osmanlı’nın devamıyız, onu kuruyoruz.
Aslında iktidar Cumhuriyet ile kuruldu, ama Cumhuriyet reddiyesi ile sürmeye çalışıyor.
Trajikomik durum
Bir tiyatro gibi geliyor bana.
Cumhuriyetin arasına bir “fetret devri” sokmaya çalışıyorlar.
Milletin gövdesi ileriye bakıyor ve gidiyor.
Bu saptamaları yapmak iyi de, buradan gidecekleri bir yer yok.
Bu nedenle “Cumhuriyet bitti” hikâyeleriyle vakit geçirmenin anlamı yok.
Ne Cumhuriyeti bitirebilirler ne Atatürk ve arkadaşlarının başardıklarını yok edebilirler, yani ne de Türkiye’yi Osmanlı’ya dönüştürebilirler.
Seçimi yok edemezler
Türkiye’den bir Osmanlı çıkarabileceklerine inananlara kafayı yemişler gözüyle bakalım.
Millete bakalım, gençlere bakalım, 2023’e doğru gelişen sürece odaklanalım.
Doğru politikalara yönelelim.
Eğer bu ülkede bir seçim olacaksa, “mümkünlerin oyunu” ile iktidarın değişimini gerçekleştirsin muhalefet.
Seçimi bu kez damardan eğip bükmeye kalkışırlarsa, en demokratik hakkı, seçimi savunalım.
Seçimi yok ederlerse, kısa yoldan kendi kendilerini de yok etmeye giriştiler demektir.
Not: “Torbalarında seçimi kazanmak için büyük turp ne olabilir” sorusu pazara kaldı.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Özcan, uçakta olay çıkardı
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması
- '100 yılda bir görülebilecek akımın başlangıcındayız'
- Edirne'de korkunç kaza