Yeni bir strateji ve yeni bir bakışla başlamak
Orhan Bursalı
Son Köşe Yazıları

Yeni bir strateji ve yeni bir bakışla başlamak

05.06.2023 03:00
Güncellenme:
Takip Et:

Yenilgi üzerine yazmayı sevmem. Suçlamayı da. Ama geçmişten ders çıkarmak da şart. CHP-Kılıçdaroğlu bir seçim stratejisi izledi, bu stratejinin sonuç vereceği, verebileceği konusunda genel bir kanaat oluştu.

Bu stratejinin ana hatlarını:

1- CHP’yi eski kabuğundan çıkarıp çok daha geniş kitlelerle buluşturmak,

2- Bunu yaparken aynı zamanda bu iktidardan ciddi zarar gören muhalif grup ve partilerle doğrudan ve dolaylı ittifaklar kurmak,

3- Bu ittifakları, iktidara gelindiğinde nelerin yapılacağı konusunda temel belgelere bağlamak… olarak nitelendirebiliriz.

Kılıçdaroğlu’nun ana stratejisi başından beri bu oldu.

Bu kapsamda, Kılıçdaroğlu’nun CHP’yi tamamen köklerinden kopardığı ve dönüştürdüğü konusunda eleştiriler yapıldı. Taktiksel-siyasal yanlışlar yapılmış olabilir ama ben öyle düşünmüyorum. Partiye ait köklü belgeler ortada.

Çok güçlü merkezi ve büyük bir otoriterlik temelinde inşa edilmiş bir iktidar ve devlete karşı, CHP’nin tek başına başarı kazanamayacağı açık seçik görünüyordu. Bu bakımdan iktidara karşı büyük bir güçbirliği inşası kaçınılmazdı. Böyle bir inşa sürecinin zorlukları yaşandı, diğer partiler CHP kadar inanmış ve hazırlıklı değildi. Süreç uzadı. Sorunlar, pazarlıklar-engeller çıktı. Bu ittifak inşası bekleneni veremedi denebilir.

Küçük partilerin AKP’den memnun olmayan kitleleri alacakları varsayımı doğru çıkmadı.

Bunun birkaç nedeni olabilir ama en önemli nokta olarak belki de bu partilerin yeni kuruluşlar ve yeterli bir seçmen kitlesine ve gücüne ulaşmamış olmaları, düşünülebilir.

AKP seçmeni merkezde kalmayı tercih etti. Bu tercihin nedenleri üzerine yazmıştım, daha da yazılabilir. Bu zayıf güçlerle milletvekili pazarlıkları, beklenti gerçekleşmeyince, CHP’nin aleyhine sonuçlandı, kaybeden CHP kazanan ittifak içindeki küçükler oldu.

‘KAZANAMAZ’ PROPAGANDASI

Süreç boyunca tartışma konusu Kılıçdaroğlu ve Alevi kimliği oldu (CHP içinde de).

Buradan “kazanamaz” sonucu üretildi. Bu yer yer kampanyaya dönüştü, İYİ Parti bu nedenle koptu; partinin önde gelenleri Kılıçdaroğlu’nun yanlış aday olduğunu ve kazanamayacağını sık sık dile getirdiler.

Muhalefetin bizzat kendisinin kazanamaz dediği adaya, bir kısım seçmenin güven beslemesini ne kadar beklemek gerekir, bilemiyorum.

CHP içinden ve dışından, İYİ Parti’den, Mansur Yavaş veya Ekrem İmamoğlu’nun Kılıçdaroğlu’na karşı rakip adaylar olarak sahneye sürülmesi de giderek kendi liderliğini inşa eden ve adaylığı kesinleşmekte olan Kılıçdaroğlu’na güveni sorgulatıcı oldu.

Sonuçta, Yavaş ve İmamoğlu’nun başkanlığın yardımcıları düzeyine yükseltilmeleri de para etmedi. Oysa bu üçlü ile seçimin kazanılmasına mutlak gözüyle bakılıyordu, ben dahil. En azından yüzde 51 oyla kazanabileceğini düşündüm. Fakat bazen kırılan vazoyu ne kadar tamir etsen de olmuyor.

SEÇİMİ ÖNCEDEN KAZANMAK

Kılıçdaroğlu aday gösterilmeseydi, seçimi muhalefet kazanır mıydı?

Yukarıda yaşadığımız süreci göz önüne alırsak evet demek zor. Bu, zor ama bilmiyoruz demektir.

Nedenine gelince: Saray’ın seçimi, sandık öncesinden, kendine seçmen yaratarak kazanma stratejisini kurduğunu görüyoruz.

Sadece İstanbul’da 10 yıl içinde vatandaşlık karşılığı 275 bin ev satılmış yabancılara. Bu en az 1 milyon AKP seçmeni demek. 4 ile 5 ile çarparsanız 1.5 milyonu bulursunuz... Ne kadar mültecinin vatandaş yapıldığına ilişkin sayılar havada uçuşuyor, bilmiyoruz. Nüfustan fazla artan seçmen sayısı dillendiriliyor. Tüm nüfusu ve kütüğü kontrol altına alan, dışarıdan kimsenin kontrol edemeyeceği bir vatandaşlık kaydı kuydu var. Deprem bölgesinde tam neler oldu, bilmiyoruz. Seçimi kazanmak için her şeyi yapabilecek bir partinin, doğal nüfusumuz dışında seçmen sayısı ile oynamayacağını düşünmek safdillik olur.

CHP ve müttefikleri bunları izleyemedi, “Yüzde 5 farklı kazanmalıyız” diyerek bu oyunu telafi edeceğini sandı.

Yapabileceği ne vardı, onu da bilmiyoruz. AKP tüm bunları da cebine koydu seçime giderken.

Konuyu sürdüreceğim, tabii CHP’ye de döneceğim yeniden.

Yazarın Son Yazıları

Şu 29 maddeye noldu ey komisyon? Yanıt: DEM istemedi!

CHP, “Öcalan’a serbestlik, anayasa değişikliğine DEM desteği, PKK’ye ülkede siyaset yapma özgürlüğü” komisyonuna katılırken demokratikleşme olmadan Kürt sorunu çözülmez diyerek 29 maddede bir paket sunmuştu, hatırlatmak istedim özetle de olsa...

Devamını Oku
04.12.2025
Ümmet: Parçalanmış bir Türkiye

Dünkü yazımın sonu “Peki niye şimdi ümmet” sorusuyla bitiyordu. Yer darlığından yanıtı yoktu.

Devamını Oku
02.12.2025
İmralı ve PKK’nin ‘ümmetçi Türkiye’ söyleminin anlamı ne?

Bugüne kadar seküler parti havası basan Kürt milliyetçi siyasal hareketini bir süredir “ümmet” heyecanı bastı.

Devamını Oku
01.12.2025
CHP’yi kurultay sonrası çok zor bir dönem bekliyor

CHP programını yeniledi, parti meclisini 80 kişiye çıkararak kapsayıcılığını ve halk nezdinde temsiliyetini artırdı, büyük bir inançla Özgür Özel iktidara geleceklerini söyledi.

Devamını Oku
30.11.2025
Adeta yargısız infaz kararı

Evet Fatih Altaylı’ya verilen 4.2 yıllık mahkûmiyet kararı, sözlerinde açık bir tehdit asla olmayan ve doğrudan cumhurbaşkanını hedef almayan, ana fikri Türk halkının seçimlerde oy kullanmayı artık çok sevdiği ve bundan asla vazgeçmeyeceği idi.

Devamını Oku
27.11.2025
DEM’in kaçırdığı, CHP’nin yapması gereken

CHP’nin “çözüm” komisyonuna katılırken verdiği sözü tutması iktidar kanadını ve bu kanada eklemlenenleri rahatsız etti.

Devamını Oku
25.11.2025
Yeni seçim ittifaklar olasılığına bir bakış ve sırat köprüsünde yürüyenler

Dünkü yazımın sonunda şu cümleler vardı: Süreç zaten yeni ittifaklar yaratacak ortama itildi.

Devamını Oku
24.11.2025
Neden İmralı dayatması? Çünkü sürecin lideri!

Evet, apar topar ve medyaya kapalı bir toplantı ile milletvekillerinden oluşan ve 5 kişi olacağı söylenen bir heyet, İmralı Adası’na gidecek.

Devamını Oku
23.11.2025
İddianamede yaldızlı bir casus öyküsü

İddianamede Eylem 13 başlığı altında çok ciddi bir iddia var:

Devamını Oku
17.11.2025
Burası Türkiye abicim, yarın ne olacağını kestirmek zor

AKP çok şükür kendinden önceki sağcı iktidarların izinden giderek ülkeyi, geçmişe kıyasla en büyük ekonomik çöküşe ve yoksullaşmaya itti.

Devamını Oku
16.11.2025
Olağanüstü döneme olağanüstü iddianame

4 bin sayfalık iddianame mi olurmuş?

Devamını Oku
13.11.2025
Millet, ‘dâhi adam’ın bu topraklardan çıkmasının gururunu yaşıyor

AKP’den önce 10 Kasım’larda sirenler çaldığında köprüde, caddelerde sokaklarda durmayan araçların ve yayaların sayısı hatırı sayılır ölçüde fazlaydı.

Devamını Oku
11.11.2025
Cumhuriyetin temeli ve Ata’nın bize mirası 3+2 altın anahtar

Bugün büyük Türk’ü anıyoruz.

Devamını Oku
10.11.2025
Üniversite diploması ne kadar değerli

ABD’de Gallup’un ağustos ayında gerçekleştirdiği anket ilginç sonuçlarıyla tartışma yarattı...

Devamını Oku
09.11.2025
Mesele salt İmamoğlu değil, yenilikçilik ve yerellik

Ekrem İmamoğlu’na casusluk suçlamasının hemen ardından oğlu ve babasının sorguya çekilmesine sıra geldi.

Devamını Oku
06.11.2025
Ahmet Türk ve hayal alemi

DEM heyeti ile cumhurbaşkanı arasında son yapılan ve sonucu merakla beklenen görüşme üzerine bir açıklama beklerken cumhurbaşkanı hukuk başdanışmanlarından Mehmet Uçum merakımızı giderdi.

Devamını Oku
04.11.2025
İstanbul ‘iş bilmez kadir bilmezler’in mi elinde? Peki ‘Biz ihanet ettik’ kim dedi?

Cumhurbaşkanı, İstanbul’un en değerli havaalanı Atatürk Havaalanı’nın yıkılarak yerine yapılan “millet bahçesi”ni ziyaret etmiş ve “İstanbul’umuzu iş bilmez, kadir kıymet bilmez, tarih ve medeniyet şuurundan yoksun kifayetsizlerin insafına terk etmiyoruz. İstanbul bizim göz bebeğimizdir. Bu aziz şehrin bir fetret devri daha yaşamasına gönlümüz asla razı değil” demiş.

Devamını Oku
03.11.2025
Bayrampaşa’ya çökme, genel seçimlerin provası mı?

Bayrampaşa Belediyesi’ni “ele geçirme eylemi” tam bir milli iradeyi hava cıva gören bir iktidar anlayışının tipik örneğidir.

Devamını Oku
02.11.2025
En büyük iki devrim: Ulus ve kadın devrimi

Bu döneme özgü karamsarlıkları erteleyerek bir de şu açıdan bakalım: Atatürk’ün Cumhuriyet hedeflerine önemli ölçüde varılmıştır; bu hedeflerin artık geri döndürülemez olduklarına, tüm Türkiye’nin dün Cumhuriyeti ve Atatürk’ü olağanüstü sahiplenmesiyle sürekli tanıklık ediyoruz.

Devamını Oku
30.10.2025
Casuuusss... Cephanelerini çabuk tüketiyorlar... Hedef Tele1 miydi!?

Yahu bekleyin kardeşim, insanları en çok etkileyebilecek bir konuyu...

Devamını Oku
27.10.2025
İslamcı ‘muhafazakâr demokrat’ olabilir miydi?

“Muhafazakâr demokrat”ların en son numarası, bertaraf etmek istedikleri muhalif rakiplerini casuslukla suçlamak oldu.

Devamını Oku
26.10.2025
Ya İmralı gelsin veya İmralı’ya gidelim!

Evet, DEM (ve tabii ki Kandil) “terörsüz Türkiye” komisyonunu, daha doğrusu AKP iktidarını ve MHP’yi, Öcalan’ın serbest bırakılması noktasına indirgedi ve sıkıştırdı.

Devamını Oku
23.10.2025
Demokrasi yoksa ne çözümü!

Tarafların pozisyonuna bakalım, evet yeniden, fotoğraf net olarak görülmezse politika üretilemez ve kararlar alınamaz.

Devamını Oku
21.10.2025
Ey Meclis milletvekillerine sahip çıkma özgürlüğün de mi yok

Önce: Merkez Bankası başkan yardımcısının dolandırıcılık suçlamasıyla hakkında soruşturma açılmasına şaşırdık mı, hayır demeyeceğim ama evet de diyemiyorum.

Devamını Oku
20.10.2025
Tek tek avlanmak ve hukuka sahip çıkmak

Fatih Altaylı’ya 5 yıldan az olmamak kaydıyla hapis cezası isteniyor.

Devamını Oku
19.10.2025
Tek adamlık için şarttı: AKP içinde büyük tasfiye

İki yazıdır AKP’nin 2 yıllık iktidarı süresi içinde mutlak iktidara, tek adam rejimine giden yolların nasıl açıldığını yazıp duruyorum.

Devamını Oku
16.10.2025
Mutlakiyete giden süreç: Ordu ve yargının dönüştürülmesi

Dünkü yazım, tek adam rejiminin başlangıç noktası üzerineydi:

Devamını Oku
14.10.2025
Başlangıç noktası: Denge denetleme yıkılınca varılan yer

Demokrasiye zerre inanmayanlar, iktidara gelince adım adım mutlak iktidarlarını kurmak için kolları sıvarlar.

Devamını Oku
13.10.2025
Siyaset ağlarını örüyor, hukuka aykırılığın anlamsızlığı ve İmralı tahterevallisi

Bayrampaşa Belediyesi’ne, başkan ve arkadaşlarına çekilen operasyonun yanı sıra, CHP meclis üyelerinden bir kaçını hayatlarından adeta bezdirerek partilerinden istifa ettirilmeleri ...

Devamını Oku
12.10.2025
Nobel Ödülleri: Bilim gelişmenin ve yeni ufukların anahtarıdır

Aziz Sancar, en üst düzey ve özgürce araştırmaların yapıldığı ülkelerden birinde, ABD’de, günde 16-18 saat çalışarak ve merakının peşinde koşarak, odaklandığı konuyu çözmek için yöntemler geliştirerek DNA’nın, ikili zincirdeki bozulmaları nasıl onardığını gösterdi.

Devamını Oku
09.10.2025
Ülkeyi, ekonomiyi altın alanlar mı batırdı... Belirsizlikler dorukta

İktidarın gözü milletin altınlarında...

Devamını Oku
07.10.2025
Bir fotoğrafın düşündürdükleri: Kimse yanılsamaya kapılmasın

Meclis’in açılış resepsiyonunda cumhurbaşkanının iyi bir halkla ilişkiler girişimi ile siyasi parti liderlerini davet ederek verdiği gülücüklerle dolu toplu fotoğraf en önemli tartışma konusu oldu.

Devamını Oku
05.10.2025
Nobel Barış Ödülü merakı ile boşa koşan adam

Netahyahu-Trump’ın baş başa hazırladığı plan kime yarar...

Devamını Oku
02.10.2025
Büyük yoksullaşma ve çöküşün anatomisinden paylaşımlar

Ülkede hiç bu kadar büyük yoksul kitleler ve giderek daha az sayıda büyük zenginler yaratılmamıştı.

Devamını Oku
30.09.2025
ABD karşısında tarih boyunca hep kaybettik, çünkü...

Çok şey konuşuldu cumhurbaşkanının ABD ziyareti üzerine.

Devamını Oku
29.09.2025
Tunç’un bağımsız tarafsız yargısı Gökçeklere neden işlemiyor?

Haftada birkaç kez her ciddi karın ağrısı hukuk olayı ortaya çıktığında, “Türkiye bir hukuk devletidir, yargı bağımsız ve tarafsızdır...

Devamını Oku
28.09.2025
İptalciler mi daha hukuksuz, AKP yargısı mı... Ve yarı hiyerarşisine reddiye

Dün komik olaylar yaşandı.

Devamını Oku
25.09.2025
Kongre gri alanları ve operasyonel sözde muhalefeti bitirdi

Hukuku, yargıyı tamamen elinde tutan, yargıçları mahkemeleri atayan, farklı karar veren mahkemeleri dağıtan, dahası beğenmediği yargıçları üstelik rütbesini düşürerek sürgüne gönderen, AKP’li avukatları yargıç yaparak İstanbul’da CHP 38. kongresini iptal ettirerek üstelik onlara mutlak butlan (kongreyi yok sayma) kararı aldırmaya çalışan iktidar değil, sanki bizzat CHP’nin kendisi...

Devamını Oku
22.09.2025
Temiz bir iktidar hayal değil, bu ülke bunu çoktan hak etmiştir

Anlamakta zorluk çekiyorum.

Devamını Oku
21.09.2025
Devlet partisi belediyeleri tuzakla ele geçiriyor: İkinci aşama

İsmail (Saymaz) iyi slogan üretti: “Ya AKP rozeti takacaksın ya da kelepçe”.

Devamını Oku
18.09.2025