Devlet Bahçeli’nin tuhaf işleri
Özdemir İnce
Son Köşe Yazıları

Devlet Bahçeli’nin tuhaf işleri

08.11.2024 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Devlet Bahçeli, bir süre önce “Şayet terörist başının tecridi kaldırılırsa gelsin DEM Parti grup toplantısında konuşsun, terörün bittiğini, örgütün lağv edildiğini ilan etsin” çağrısında bulunmuştu.

Şimdi okurlardan kimileri “Ohooo, üzerinden çok zaman geçti, şimdi mi aklın başına geldi?” diye düşünebilir. Ben gazeteci değilim, kovboy gibi hemen silah çekemem! Peki, Behçeli’nin her zaman yaptığı gibi sol kolunu kılıç gibi indirerek verdiği emri Abdullah Öcalan dinleyip teslim bayrağını çekerek konuştu mu? Konuşmadı! O halde bu yazıyı yazmakta geç kalmadım.

Milliyetçi olup bir türlü “millici” olamadığı için AKP’ye istepnelik yapan MHP liderinin bu sözleri İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu’nun da aralarında olduğu siyasiler ve halk tarafından epeyce sert bir üslupla eleştirildi.

Dervişoğlu’nun sözlerine MHP’den yanıt partinin genel sekreteri İsmet Büyükataman’dan geldi. Yazılı bir açıklama yapan Büyükataman, Devlet Bahçeli’nin açıklamalarıyla terörün, terörden beslenen odakların ve terörü besleyen küresel çetelerin tüm hesaplarını bozduğunu, Türkiye’nin ve Türk milletinin varlığını hedef alan odakları darmadağın ettiğini söylemiş.

Hamasete bak! Üç beş cümleyle Türk düşmanı bütün “şer ocakları”nın hesabını görmüş Devlet Bahçeli. Biraz daha konuşsa tamamı özür dileyip teslim olacak! Bu durumda TSK’ye ne gerek var!

Basının yazdığına göre Devlet Bahçeli’nin siyasi hayatı boyunca “Önce ülkem ve milletim, sonra partim ve ben” anlayışından bir adım bile sapmadığını kaydeden Büyükataman, Bahçeli’nin, Türkiye’nin menfaatlerini her şeyin üzerinde tutan, her zaman milletin ve devletin menfaatlerini önceleyen duruşuyla milletin takdirini toplamış bir lider olduğunu ifade etmiş.

Büyükataman, elbette benim gibi pişmiş aşa su katmayacak, genel başkanını pohpohlayacaktı. Bahçeli gibi Türkiye’nin menfaatlerini her şeyin üzerinde tutan, her zaman milletin ve devletin menfaatlerini önceleyen duruşuyla milletin takdirini toplamış başka bir lider mi var ülkede? Elbette yok! Ecevit ve Erbakan önce davranmasaydı Kıbrıs’ı mutlaka Devlet Bahçeli işgal edecekti.

Bahçeli’nin ifadelerinin gayet açık ve net olduğunu, Türkiye’nin terörle mücadelesinden taviz olmadığını, bundan sonra da olmayacağını vurgulayan Büyükataman, terör belası tamamen temizlenene kadar Türkiye Cumhuriyeti’nin mücadelesinin süreceğini bildirmiş. Ömürlerini siyasi rant peşinde tüketenlerin, MHP’nin duruşunu idrak edemeyeceğini belirten Büyükataman, Devlet Bahçeli’nin, bu tarihi duruşuyla ABD ve İsrail’in Türkiye’yi hedef alan büyük komplosunu çürüttüğünü, Kandil ve ABD’nin sinsi ve kanlı tezgâhını dağıttığını dile getirmiş. Ama AKP’yi memleketin başına bela ettiğini unutmuş.

Bir şair olarak kuşkusuz “söz” ve “sözcükler”in büyük gücüne inanırım. Ama bir tek cümle ile ABD ve İsrail’in Türkiye’yi hedef alan büyük komplosunu çürüten, Kandil ve ABD’nin sinsi ve kanlı tezgâhını dağıtan Devlet Bahçeli’nin bir “Hz. Hızır” olduğu abartısına amin diyemem.

Ancak “Terörist başının tecridi kaldırılırsın, DEM Parti grup toplantısına gelip konuşsun, terörün bittiğini, örgütün lağv edildiğini ilan etsin” buyuruyor sayın Devlet Bahçeli. Bu bir emir mi yoksa temenni mi? Apo neden böyle bir şey yapsın? Herhangi bir zorunlu durum mu var? Nasrettin Hoca’nın koyunları gibi.

Nasrettin Hoca parasını geri istemek için defalarca kapısını çalan alacaklısına kapıyı açmış, “Yakında. Yakında paranı ödeyeceğim” demiş. 

- Ne zaman? 

- Dinle bak... Bizim duvar kenarına yol boyunca çalı tohumu ektim. 

- Eee? 

- Bu tohumlar ilkbaharda yeşerecek ve çok çalımız olacak.

- Peki anladım, ya sonra? 

- Bu caddeden çok koyun sürüsü geçer. Geçerken, geçen koyunların yünleri çalılara takılacak. Ben de yünleri toplayacağım. Bizim hanım bunları eğirip ip yapacak. Sonra gerisi kolay! Ben de pazara götürüp satacağım ve paranı geri ödeyeceğim. 

Adam bu plan üzerine kahkahayı basar. O zaman hoca, der ki “Parayı peşin görünce nasıl da gülersin değil mi, seni köftehor seniii...”

Nasrettin Hoca’yı boşverelim! Diyelim ki Apo, Devlet Bahçeli’nin bu talimatına bir “Başüstüne!” çekip geldi ve DEM Parti grup toplantısında konuştu, terörün bittiğini, örgütün lağv edildiğini açıkladı. O zaman Kandil, yıllardır tecritte yaşayan Abdullah Öcalan’ın delirdiğini ilan edip onu “hacir altına” almaz mı? Unutmayalım ki Abdullah Öcalan bir Nelson Mandela değil! Devlet Bahçeli’nin muhatabı Kandil! Haydi bakalım!

Yazarın Son Yazıları

Ekümeniklik mavalı

Şu kavanoz kıçlı dünyada her nesnenin, olgu ve olayın bir tanımı vardır.

Devamını Oku
05.12.2025
Kürtçe güçlendirilecekmiş...

Kürtçe güçlendirilecekmiş, hatta kalıcılaştırılacakmış.

Devamını Oku
02.12.2025
30 Kasım 2007

Gelecek yıllarda adını sık sık anmak zorunda kalacağımız Prof. Dr. Engin Arık (14 Ekim 1948) 30 Kasım 2007 günü (nedeni kuşkulu) bir uçak kazasında ekibiyle birlikte aramızdan ayrılmıştı.

Devamını Oku
30.11.2025
3 Kasım 2002’yi hatırlamak!

3 Kasım 2002 günü olanı, olanları aramızdan kaç kişi anımsamakta?

Devamını Oku
28.11.2025
Eski defterler...

Eski defterler son derece önemlidir.

Devamını Oku
25.11.2025
AKP’yi iktidara getiren seçim

1 Kasım 2002 günü “İki gün sonra 3 Kasım 2002” başlığıyla Hürriyet gazetesinin Avrupa baskısında...

Devamını Oku
23.11.2025
Devri sabık yaratmak

Devri sabık yaratmak, Türkiye siyasi tarihinde yeni gelen yönetimin/iktidarın, kendinden önceki dönemi sorgulaması, hesap sorması vb. anlamında kullanılan ifadedir.

Devamını Oku
21.11.2025
Toplu iğne ve nankörlük

Basında yer alan haberlere göre, Cumhuriyetin kuruluşunun 102. yıldönümü münasebetiyle savunma sanayisindeki gelişmeleri anlatan AKP genel başkanı ve Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan, “Dünya genelinde satılan her 100 İHA’dan 65’ini biz tedarik ettik, 180 ülkeye ürün ihraç ettik. Sizleri 25 yıl geriye götürmek istiyorum, ülkemizde bir toplu iğne üretebiliyor muyduk” demiş.

Devamını Oku
18.11.2025
‘Entel-dantel Özdemir Bey’in itirazı

“Eşit anayasal vatandaşlık...

Devamını Oku
16.11.2025
Bir veda için adagio*

Değerli okurlar, bir terslik yüzünden 28 Mart 2025 günü yayımlanan bu yazıyı bir kez daha okumak zorunda bıraktığım için lütfen bağışlayın beni.

Devamını Oku
14.11.2025
Karakuşi siyaset

Kuzey Kıbrıs’ta cumhurbaşkanlığı seçimini ana muhalefetin adayı Tufan Erhürman’ın kazanmasının ardından, genel kanıya göre, MHP lideri Devlet Bahçeli önemli bir açıklama yaptı.

Devamını Oku
11.11.2025
İşin aslı

Kürtçülerin, Türkiye’nin demokrasi bağlamında atacağı ilk adımın “ilkokuldan üniversiteye Kürtçe anadilde öğrenim hakkının anayasada yer alması talebinin yerine getirilmesi” olduğunu biliyoruz.

Devamını Oku
09.11.2025
Bir kez daha emriniz olur!

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Devlet Bahçeli’nin “terörsüz Türkiye” süreciyle ilgili olarak düşüncelerini eleştiriyor.

Devamını Oku
07.11.2025
Kurtarıcının adı toryum (3)

CERN’in (European Center for Nuclear Research-Avrupa Parçacık Fiziği Araştırma Merkesi) evrenin oluşumuyla ilgili olarak yapmaya başladığı deney Türkiye’yi birden bilim dünyasının göbeğine getirdi.

Devamını Oku
02.11.2025
Kurtarıcının adı toryum (2)

Özdemir İnce: Uranyum bu kadar belalı bir madde, tehlikeli, radyasyon yayıyor.

Devamını Oku
31.10.2025
Dreyfus A la Turca

Hüseyin Gün 4 Temmuz 2025 günü tutuklandığına göre işlem çok daha önce başlamış olmalı. Demek ki Merdan Yanardağ’ın casusluğu (!) o günden çok daha önce belli olmuş olmalı. Öyle değil mi? Gecikme operasyon icabı mı aceba? Yoksa kerrat cetvelini (çarpım tablosunu) bilmeyen kasap hali mi?

Devamını Oku
28.10.2025
Kurtarıcının adı toryum (1)

21 Ekim 2025 Salı günü yayımlanan “Toryum dedikleri şey” başlıklı yazımla “toryum” adlı ender elementle tanıştınız.

Devamını Oku
26.10.2025
Bir kez daha toryum denen mucize

Gazetelerde, kitaplarımda yayımlanmamış yazı(lar) da var zulada.

Devamını Oku
24.10.2025
Toryum dedikleri şey

Ülkemizde edebiyattan en ince bilimlere kadar tuhaf bir alışkanlık vardır.

Devamını Oku
21.10.2025
Dilini eşek arısı soksun!

Eşek arısının nasıl soktuğunu çok iyi bilirim.

Devamını Oku
19.10.2025
UYANIN

Uyanın, uyanın artık, ey yitik insanlar!

Devamını Oku
17.10.2025
Yerçekimi

Yerçekimi denen şeyi ben bulmadığım için ortak mal Vikipedi’ye başvurarak tanımını bilginize sunuyorum.

Devamını Oku
14.10.2025
Sorumluluk

Biraz önce en küçük kardeşim Bülent telefon etti.

Devamını Oku
12.10.2025
Comandante Che Guevara

Deniz kıyısına oturup da denize girmediğim, içki içtiğim günler.

Devamını Oku
10.10.2025
Sisifos olarak

Okuyacağınız yazı 6 Eylül 2020 günü gazetemizde yayımlanmış.

Devamını Oku
07.10.2025
Gündelik hayat ve kuralları

Uzun süredir, gündelik hayatın türlüsüyle, sağlık işleriyle, bilgisayarımla, internetle, telefon santralcılarıyla, sekreterlerle başım hiç de hoş değil.

Devamını Oku
05.10.2025
Yürrü kerreste müdürü

Mersin’de, çocukluğumda, o zamanlar adı Bozkurt olan caddenin üzerindeki Büyük Çıkmaz Sokak’ta (artık çıkmaz değil) otururduk.

Devamını Oku
03.10.2025
Düşman bile yapmaz

Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, doğal zenginlikleri ve tarihi mirasıyla dünya çapında ilgi gören Muğla’nın, rant uğruna tehdit altında olduğunu söyledi.

Devamını Oku
30.09.2025
Müslüman birey yoktur*

Defterlerimden birine yazdığım ancak kaynağını yazmayı ihmal ettiğim alıntı şöyle...

Devamını Oku
28.09.2025
Zırva tevil götürmez (2)

Zırvalıkla ilgili ilk yazıyı 29 Ağustos 2025 günlü Cumhuriyet gazetemizde yayımlamıştım.

Devamını Oku
26.09.2025
RTE ne yapmak istiyor?

Basından bir haber: “Kabine toplantısı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Beştepe’deki sarayında toplandı. Saat 14.30 sıralarında başlayan ve iki saat süren toplantıda, PKK’nin sembolik silah bırakma töreni ve Meclis’te komisyon kurulması çalışmalarıyla devam eden süreç, orman yangınları ve Gazze gibi başlıklar görüşüldü. Toplantının ardından konuşan Erdoğan, CHP’ye seslenerek ‘Siyasette pek çok şeyin kazası olur ama süreci yokuşa sürmenin affı olmaz. Süreç, özellikle ana muhalefet partisi için geçmiş günahlarına kefaret olabilecek bulunmaz bir fırsattır’ dedi.”

Devamını Oku
23.09.2025
Emekliler ve iktidar

Televizyonların emeklilerin hal-i pür melalini tanımlayıp aktarmak için seçtikleri insanların neredeyse tamamı garip bir ruh durumu içinde.

Devamını Oku
21.09.2025
Mahşer günleri

Bu yazıyı yazmaya değerli ve genç yoldaşım Zülâl Kalkandelen’in 3 Eylül 2025 günlü Cumhuriyet’te yayımlanan “Ortadoğu kazanı fokurduyor” başlıklı yazınında yer alan Cengiz Çandar’la yapılan söyleşiden aktardığı şu bölümü okuyunca karar verdim...

Devamını Oku
19.09.2025
Din ve tarafsızlık

Hemen yazalım sonra neyin ne olduğunu açıklayalım: Teokratik yönetimde devlet başkanı genellikle bir dini liderdir.

Devamını Oku
14.09.2025
Rezillik, utanmazlık, alçaklık

31 Ağustos 2025 günlü Cumhuriyet’in birinci sayfasındaki “Zafer coşkusu” manşetin altında yer alan utanç verici haber şöyle...

Devamını Oku
12.09.2025
İmdaat soyguncu vaaarrr!

Google’a “Türkiye’de bilgisayar tamircileri odası var mı?”, “Bilgisayarcılar sendikası var mı?” diye soracaktım.

Devamını Oku
09.09.2025
Tohumu olmayan hiçbir şey olamaz (2)

Türkiye bu kıyametten kurtulabilir mi?

Devamını Oku
07.09.2025
Tohumu olmayan hiçbir şey olamaz (1)

Gazetede yayımlanmayan epeyce eski bir yazıyı, affınıza sığınarak huzurunuza getiriyorum.

Devamını Oku
05.09.2025
Kime kızmalı

R.T. Erdoğan’dan sonra Türkiye’nin ikinci sorunu sanki (kimilerine göre iktidarın gözdelerinden biri olan) holding sahibi Mehmet Cengiz. “Gözü doymazcasına bir şeyler istiyor ve iktidar ne isterse veriyor” diyorlar.

Devamını Oku
02.09.2025
Önsöz olarak son söz

15 ve 17 Ağustos 2025 günlerinde üstat Sadri Maksudi Arsal’ın Teokratik Devlet ve Laik Devlet adlı kitabından aynen aktararak “Eski Türklerde din (1, 2)” başlığıyla yayımlamıştım.

Devamını Oku
31.08.2025