Persona non grata! Öfke yanlış hedefe yöneliyor...

06 Mayıs 2022 Cuma

Tehlikeli bir fay hattının üzerindeyiz... Sığınmacı sorunu, seçim öncesi bilinçli şekilde siyasetin bir numaralı gündem maddesi haline getirildi. Ve öfke asıl hedefe, yani bunun sorumlusu olan AKP hükümetine değil, mültecilere yönelmeye başladı. Bu son derece vahim. Böyle sürerse istenmeyen, linç gibi, hayli kötü olaylar yaşanabilir. 

Diğer ülkeler her yıl açıkladıkları sayılar dışında ülkelerine tek kişi bile sokmazken sığınmacıları finansal pazarlık konusu yapan ve hiçbir güvenlik soruşturması yapılmadan yüzbinlerce hatta milyonlarca insana kapıları açan yegâne ülke olduk. 2011’den itibaren Suriye’deki kriz sebebiyle en fazla Suriyeli sığınmacıyı kabul eden ülke Türkiye. Ve bunun sorumlusu AKP ve Suriye’de uyguladığı yanlış politikalar. 

Neticede Türkiye halkı tam 11 yıldır bu insanlarla bir arada yaşıyor. Üstelik bu insanlar ülkeye kabul edilirken devlet tarafından ne bir planlama yapıldı, ne bir entegrasyon sürecine tabi tutuldular. Ne de ekonomiye adil biçimde dahil edilebilmeleri için çalışma iznine erişimleri vardı. Saldım çayıra Mevlam kayıra usulü bir yerleştirme sistemi. 

Bardağın dolup taşacağı belliydi. Neden düzenli bir göçmen politikası için bu güne kadar adım atılmadı? Neden bu işin asıl sahibi olan Birleşmiş Milletler’in kendini geri plana çekmesi öyle sineye çekildi? 

Göçmen kaçakçılığını teşvik eden bir sistem ve ondan beslenenler... İşleyen rüşvet mekanizması... Neden bugüne kadar göz yumuldu? Suriyeli çocukları sokaklarda dilendiren ve onları kendi kazanç kapıları haline dönüştüren çeteler.. Hem Türklerden hem de Suriyelilerden oluşuyor... Neden müdahale edilmedi bugüne kadar? 

Aslında tüm bunların arka yüzünde bir de Türkiye’nin yargıdan liyakate, güvenlikten eğitime Türkiye’nin zaten var olan sorunların mülteci krizi ile su yüzüne çıkması yatıyor. 

Denetim zaafiyeti ile besleniyor. 

Sosyolojik bir vaka ama bugüne kadar sorunu bütünsel bir bakış açısıyla yaklaşacak bir göçmen bakanlığı bile kurulmadı. Konu İçişleri Bakanlığı’nın sorumluluğuna terk edildi. Verildi. Doğru mu? 

Bu arada akıldışı ırkçılık suçlamaları giderek artıyor. Yalan yanlış bilgiler bir yerlerden servis edilip ateşe körükle yaklaşılıyor. İBB’nin ya da Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin Suriyelilere verdikleri yardım kartının iptal edildiği haberleri örneğin. Öyle bir yardım kartı yok ki iptal edilsin... Bilgi kirliliği had safhada. 

Peki ne yapılmalı? 

Öncelikle hükümetten ve tüm siyasi partilerden tansiyonu düşürücü açıklamalar yapılmalı. Türkiye bundan böyle, sığınmacı konusunda şeffaf ve ötekileşmeden uzak bir politikayı acilen yaşama sokmalı. Ve bunu kararlılıkla sürdürmeli. 

Suriyeliler, Afganlar ve diğerleri... Savaştan; baskıdan kaçan, gidecek yeri olmayan insanlar... En azından yola çıkış gerekçeleri böyle. Bu gerçek akıldan çıkmadan politikalar belirlenmeli. İnsanlık yitirilmeden çözüm yolları aranmalı. Yoksa çığrından çıkacak olaylarla karşı karşıya kalabiliriz.

Bugün Hıdırellez. Anadolu’nun, Ortadoğu’nun, Orta Asya’nın, Balkanların ortak kültürü ortak bayramı... Türk, Kürt, Suriyeli... Hepimizin... Doğanın uyanışı, yazın başlangıcı, insanlığın, kardeşçe yaşamın, dara düşene yardım elinin uzatmanın günü... Unutmayalım... 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Biz modern insanlar... 12 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları