Tuğrul Akşar

Kulüplerin finansal dertleri

15 Ağustos 2024 Perşembe

Renkler ayrı ama dertler aynı diye özetlemeye çalıştığım kulüplerin karşı karşıya kaldığı önemli ve ortak finansal sorunlardan bahsetmeye devam etmek istiyorum. Kulüpler, net borçluluktan kurtulamıyor, kulüplerin nakit açıkları hızla artıyor. Dört büyük kulübün açıklamış oldukları finansal tablolara göre; yılın kalan dokuz aylık bölümüne ilişkin nakit gereksinimleri 11 milyar TL’ye ulaşıyor. Kulüplerin sağlıklı ve sürdürülebilir bir mali yapıya sahip olabilmeleri için öncelikle asıl faaliyetlerinden kâr elde etmeleri gerekiyor. Asıl faaliyetin dışında elde olunan kârlar sürdürülebilir kârlar olmadığı için sürdürülebilir büyümeyi yakalamak mümkün olamıyor ve birikimli zararlar artıyor. Ekonomik olumsuzluklar ve öngörülmezlikler sürdürülebilir mali yapıya izin vermiyor. 

Türkiye Futbol Federasyonu’nun (TFF), “Takım Harcama Limiti” uygulaması, her ne kadar kulüplerin harcama bütçelerini kontrol ve denetim altına alarak, mali yapılarının güçlendirilmesini amaçlasa da; takımların gelirlerinin üzerinde harcama limitleri tanımlaması, kulüplerin finansal yeterliliğini sağlamaktan, dengeyi kurmaktan uzaktır. Aksine, harcamayı cesaretlendiren, günü kurtarmaya yarayan palyatif bir çözüm olarak karşımıza çıkıyor. Bu uygulama, rekabetçi dengenin orta ve uzun vadede daha da bozulması, haksız, dengesiz rekabetin artması anlamına geliyor. Süper Lig takımları arasında kadro değerleri bakımından derin uçurumlar var. Öyle ki, 4 büyük kulübün kadro değerleri toplamı olan 710.7 milyon Avro, Süper Lig’in kadro değerlerinin yüzde 67’sini (2/3’ünü) oluşturuyor. Dört büyük kulübün ortalama takım değerleri 177.7 milyon Avro’ya ulaşırken, diğer 15 takımın ortalaması ise 55.8 milyon Avro civarında. Yani, dört büyüklerin takım değerleri, diğer 15 kulübün ortalama değerinden 3.2 kat daha fazla. Bu durum Süper Lig’de haksız rekabetin temel dinamiğini oluşturuyor. 

Sonuç olarak şunları belirtebiliriz. Yıllardır pençesinde boğuştuğu sorunlarına çare bulmakta zorlanan Türk futbolu bu süreçte, futbol otoritesi destekli naklen yayın gelirlerine göbeğinden bağımlı, kendi iç dinamikleriyle gelir yaratmakta zorlanan, reytingi düşük, futbol kalitesi vasat, rekabeti zayıf bir lig haline dönüştü. Bu süreçte Süper Lig’de büyüklerin lehine küçüklerin aleyhine müthiş bir ekonomik, finansal ve sportif haksız, dengesiz bir rekabet bulunuyor. Bu da futbolumuzun kalitesini ve rekabetçi yeteneğini aşağıya çekiyor. Sürdürülebilir olmayan zeminde mücadeleyi kurgulayan bir lig yapılanmasıyla kalıcı başarılara ulaşma şansımız ne yazık ki, bu yönetsel yapı ve bu politik iklimde çok mümkün görünmüyor.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sürdürülemez! 23 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları