Bu grafikteki yükselişi kırmayı başarmalıyız!
Orhan Bursalı
Son Köşe Yazıları

Bu grafikteki yükselişi kırmayı başarmalıyız!

29.03.2020 07:30
Güncellenme:
Takip Et:

20 Mart’tan itibaren Sağlık Bakanı resmi koronavirüs vaka ve ölümlerini açıklamaya başladı. Yazı dünya açıklamadan önce yazıldığı için 27’sindeki son açıklamayı da içeren bu grafiği, istatistiğin ve bilimin de kullandığı yöntemle, iki mühendis dostum hazırladı.

Sol taraftaki sütun COVID-19 saptanan hasta sayısını, sağ taraftaki sütun ise kaybettiğimiz insan sayısını, yatay çizgi 20 Mart’tan itibaren gün sayısını, üzerlerindeki üst kutu hasta, alt kutu ile kayıp sayısını gösteriyor. Ayrıca hasta ve kayıp arasındaki ilişkiyi de buradan okuyabiliyoruz.

Grafik eğrisinin tepeye gittiğine bakmayın, tablo 1 Nisan’ı da içeriyor. Farkındaysanız, henüz Mart 27’deyiz ve eğer hasta ve kayıp sayısı hızı ve ilişkisi böyle giderse, 1 Nisan’da oluşabilecek muhtemel tablo ile karşı karşıya kalabiliriz.

Önceki gün Sağlık Bakanı Koca da hazırlanmış buna benzer bir tabloyu şöyle iki üç saniye gösterdi, sonra masaya bıraktı.

Ama 1 Nisan’da bu tablodaki öngörü büyük bir olasılıkla gerçeklemeyecek. Bunda, grafiğin kendi doğasından gelen olgu sayısı ile bazen uyumsuz ilişkisi de rol oynayabilir, saptanan olgu ile kayıp arasındaki eşgüdümsüzlükler de.

Tabii bunların dışında, 1 Nisan’da bu tablonun gösterdiği durumun gerçekleşmemesinde en önemli faktörün, olgu sayısında düşme, kayıp sayısında azalmanın olması, en sevindirici gelişme olur. Enfekte sayısı artar, ölüm sayısı azalır, veya enfekte sayısı da azalır. Bu arada artan test sayısının da grafikte görmediğimiz bir üçüncü faktör olduğunu burada belirtelim.

Bütün bu açıklamaları grafiğin nasıl okunması gerektiği konusunda ortaya çıkacak zorluklara ve sorulara karşı yapıyorum. Ne de olsa bir gazeteyiz.

Umalım ki, bu eğri dikine doğru gitmeyi sürdürmesin.. Birkaç gün içinde başını sağa doğru eğsin. Fakat Türkiye olgu saptamalarına çok geç başladı.

COVID-19, 20 Mart’tan önce

Biz sanıyoruz ki bakanlığın açıklama yapmaya başladığı 20 Mart’tan itibaren Türkiye’de COVID-19 yaygınlaşmaya başladı.

Hayır! Yaygınlaşmıştı, her tarafı oldukça sarmıştı, ne yazık ki hiçbir test olmadığı ve açıklanmadığı için ne kadar yaygın olduğunu bilmemiz mümkün değil. Sıfır noktası 20 Mart, bakanlığın, resmi açıklamaların, yoksa COVID-19’un başlangıç noktası değil.

Türkiye korona ile çoktan dans etmeye başlamıştı... Geç kalındı ve toplum korona ile baş başa bırakıldı.

20 Mart ve hemen sonrası günler, aynı zamanda, testlerin çok az olduğu günlerdi, bir politik tercih olarak sayıların yüksek görülmemesi için koronanın “baskılandığı” zamanlardı. Test zamanla arttı ve en son 7 binlere ulaştı. Hasta ve kayıp sayısı da artmaya başladı.

20 Mart’tan önce ki “kayıpların” ne kadar olduğu, ancak tüm hastanelerdeki kayıtların incelenmesi ile mümkün: “Zatürree”den.. Bu dönemde evlerinde de “zatürree”den ölümler de var tabii ki.

Demek istediğim şu: Türkiye koronayı kayıt almaya başladığı andan itibaren kaydettiği vaka yükselişinde sanırım Avrupa’da hızlı koşan ülkeler arasında.

Yani 1 Nisan’da hiç istemesem de, grafikteki eğrinin tam öyle olmasa da ona yakın bir durum sergileyecek endişesindeyim.

Zaten Bilim Kurulu, ellerindeki bilgiler ve verilere bakarak (biz hepsine vakıf değiliz) giderek önlem önerilerini artırdı ve Saray da işin vahametini görerek toplumun hareket alanına sıkılaştırdı. Sanırım bizim millete bu yeterli olmayacak.

Sokağa çıkma yasağının bir öncesindeyiz.

Modern cehaletin cenderesi

NOT: Virüsün 5G’nin ürünü olduğuna ilişkin bir sapkın düşünce, dostum Bedri Baykam’ın da köşesinde yer aldı. Bir süredir komplo sürümü komplocuların yeni sarıldıkları bir kanat oldu. Baykam’ı tenzih ederim, ilginç görmüş yazmıştır (bence hata) ama amaç bilimi saf dışı bırakmak, bilim düşmanlığı, buna karşılık toplumu safsataların esiri haline getirmek. Zaten cehaletle boğuşan bir toplum, şimdi de bu MODERN VE OKUMUŞ - YALAMIŞ -neyse o- CEHALET’in pençesine alınmaya çalışılıyor.

Baykam’ın yazısında adını verdiği kişi, temeli 1920’lerde atılan bir “sağlık tarikatlarından” birinin sözcüsü ve uygulayıcı. Ne bilimsel bir araştırmacı ne de başka bir şey. Şirketi dükkânı var. Şu sırada kara kutunun (Pandora’nın mı deseydim?) içinden bunlar çıkmaya başladı. Elektromanyetik dalgaların sağlığa zararlarını araştıran da bilimin kendisi, bulgularını da açıklıyor. Ama bunların içinde virüsü keşfedenler, yalancıların şahı!

Yazarın Son Yazıları

Şu 29 maddeye noldu ey komisyon? Yanıt: DEM istemedi!

CHP, “Öcalan’a serbestlik, anayasa değişikliğine DEM desteği, PKK’ye ülkede siyaset yapma özgürlüğü” komisyonuna katılırken demokratikleşme olmadan Kürt sorunu çözülmez diyerek 29 maddede bir paket sunmuştu, hatırlatmak istedim özetle de olsa...

Devamını Oku
04.12.2025
Ümmet: Parçalanmış bir Türkiye

Dünkü yazımın sonu “Peki niye şimdi ümmet” sorusuyla bitiyordu. Yer darlığından yanıtı yoktu.

Devamını Oku
02.12.2025
İmralı ve PKK’nin ‘ümmetçi Türkiye’ söyleminin anlamı ne?

Bugüne kadar seküler parti havası basan Kürt milliyetçi siyasal hareketini bir süredir “ümmet” heyecanı bastı.

Devamını Oku
01.12.2025
CHP’yi kurultay sonrası çok zor bir dönem bekliyor

CHP programını yeniledi, parti meclisini 80 kişiye çıkararak kapsayıcılığını ve halk nezdinde temsiliyetini artırdı, büyük bir inançla Özgür Özel iktidara geleceklerini söyledi.

Devamını Oku
30.11.2025
Adeta yargısız infaz kararı

Evet Fatih Altaylı’ya verilen 4.2 yıllık mahkûmiyet kararı, sözlerinde açık bir tehdit asla olmayan ve doğrudan cumhurbaşkanını hedef almayan, ana fikri Türk halkının seçimlerde oy kullanmayı artık çok sevdiği ve bundan asla vazgeçmeyeceği idi.

Devamını Oku
27.11.2025
DEM’in kaçırdığı, CHP’nin yapması gereken

CHP’nin “çözüm” komisyonuna katılırken verdiği sözü tutması iktidar kanadını ve bu kanada eklemlenenleri rahatsız etti.

Devamını Oku
25.11.2025
Yeni seçim ittifaklar olasılığına bir bakış ve sırat köprüsünde yürüyenler

Dünkü yazımın sonunda şu cümleler vardı: Süreç zaten yeni ittifaklar yaratacak ortama itildi.

Devamını Oku
24.11.2025
Neden İmralı dayatması? Çünkü sürecin lideri!

Evet, apar topar ve medyaya kapalı bir toplantı ile milletvekillerinden oluşan ve 5 kişi olacağı söylenen bir heyet, İmralı Adası’na gidecek.

Devamını Oku
23.11.2025
İddianamede yaldızlı bir casus öyküsü

İddianamede Eylem 13 başlığı altında çok ciddi bir iddia var:

Devamını Oku
17.11.2025
Burası Türkiye abicim, yarın ne olacağını kestirmek zor

AKP çok şükür kendinden önceki sağcı iktidarların izinden giderek ülkeyi, geçmişe kıyasla en büyük ekonomik çöküşe ve yoksullaşmaya itti.

Devamını Oku
16.11.2025
Olağanüstü döneme olağanüstü iddianame

4 bin sayfalık iddianame mi olurmuş?

Devamını Oku
13.11.2025
Millet, ‘dâhi adam’ın bu topraklardan çıkmasının gururunu yaşıyor

AKP’den önce 10 Kasım’larda sirenler çaldığında köprüde, caddelerde sokaklarda durmayan araçların ve yayaların sayısı hatırı sayılır ölçüde fazlaydı.

Devamını Oku
11.11.2025
Cumhuriyetin temeli ve Ata’nın bize mirası 3+2 altın anahtar

Bugün büyük Türk’ü anıyoruz.

Devamını Oku
10.11.2025
Üniversite diploması ne kadar değerli

ABD’de Gallup’un ağustos ayında gerçekleştirdiği anket ilginç sonuçlarıyla tartışma yarattı...

Devamını Oku
09.11.2025
Mesele salt İmamoğlu değil, yenilikçilik ve yerellik

Ekrem İmamoğlu’na casusluk suçlamasının hemen ardından oğlu ve babasının sorguya çekilmesine sıra geldi.

Devamını Oku
06.11.2025
Ahmet Türk ve hayal alemi

DEM heyeti ile cumhurbaşkanı arasında son yapılan ve sonucu merakla beklenen görüşme üzerine bir açıklama beklerken cumhurbaşkanı hukuk başdanışmanlarından Mehmet Uçum merakımızı giderdi.

Devamını Oku
04.11.2025
İstanbul ‘iş bilmez kadir bilmezler’in mi elinde? Peki ‘Biz ihanet ettik’ kim dedi?

Cumhurbaşkanı, İstanbul’un en değerli havaalanı Atatürk Havaalanı’nın yıkılarak yerine yapılan “millet bahçesi”ni ziyaret etmiş ve “İstanbul’umuzu iş bilmez, kadir kıymet bilmez, tarih ve medeniyet şuurundan yoksun kifayetsizlerin insafına terk etmiyoruz. İstanbul bizim göz bebeğimizdir. Bu aziz şehrin bir fetret devri daha yaşamasına gönlümüz asla razı değil” demiş.

Devamını Oku
03.11.2025
Bayrampaşa’ya çökme, genel seçimlerin provası mı?

Bayrampaşa Belediyesi’ni “ele geçirme eylemi” tam bir milli iradeyi hava cıva gören bir iktidar anlayışının tipik örneğidir.

Devamını Oku
02.11.2025
En büyük iki devrim: Ulus ve kadın devrimi

Bu döneme özgü karamsarlıkları erteleyerek bir de şu açıdan bakalım: Atatürk’ün Cumhuriyet hedeflerine önemli ölçüde varılmıştır; bu hedeflerin artık geri döndürülemez olduklarına, tüm Türkiye’nin dün Cumhuriyeti ve Atatürk’ü olağanüstü sahiplenmesiyle sürekli tanıklık ediyoruz.

Devamını Oku
30.10.2025
Casuuusss... Cephanelerini çabuk tüketiyorlar... Hedef Tele1 miydi!?

Yahu bekleyin kardeşim, insanları en çok etkileyebilecek bir konuyu...

Devamını Oku
27.10.2025
İslamcı ‘muhafazakâr demokrat’ olabilir miydi?

“Muhafazakâr demokrat”ların en son numarası, bertaraf etmek istedikleri muhalif rakiplerini casuslukla suçlamak oldu.

Devamını Oku
26.10.2025
Ya İmralı gelsin veya İmralı’ya gidelim!

Evet, DEM (ve tabii ki Kandil) “terörsüz Türkiye” komisyonunu, daha doğrusu AKP iktidarını ve MHP’yi, Öcalan’ın serbest bırakılması noktasına indirgedi ve sıkıştırdı.

Devamını Oku
23.10.2025
Demokrasi yoksa ne çözümü!

Tarafların pozisyonuna bakalım, evet yeniden, fotoğraf net olarak görülmezse politika üretilemez ve kararlar alınamaz.

Devamını Oku
21.10.2025
Ey Meclis milletvekillerine sahip çıkma özgürlüğün de mi yok

Önce: Merkez Bankası başkan yardımcısının dolandırıcılık suçlamasıyla hakkında soruşturma açılmasına şaşırdık mı, hayır demeyeceğim ama evet de diyemiyorum.

Devamını Oku
20.10.2025
Tek tek avlanmak ve hukuka sahip çıkmak

Fatih Altaylı’ya 5 yıldan az olmamak kaydıyla hapis cezası isteniyor.

Devamını Oku
19.10.2025
Tek adamlık için şarttı: AKP içinde büyük tasfiye

İki yazıdır AKP’nin 2 yıllık iktidarı süresi içinde mutlak iktidara, tek adam rejimine giden yolların nasıl açıldığını yazıp duruyorum.

Devamını Oku
16.10.2025
Mutlakiyete giden süreç: Ordu ve yargının dönüştürülmesi

Dünkü yazım, tek adam rejiminin başlangıç noktası üzerineydi:

Devamını Oku
14.10.2025
Başlangıç noktası: Denge denetleme yıkılınca varılan yer

Demokrasiye zerre inanmayanlar, iktidara gelince adım adım mutlak iktidarlarını kurmak için kolları sıvarlar.

Devamını Oku
13.10.2025
Siyaset ağlarını örüyor, hukuka aykırılığın anlamsızlığı ve İmralı tahterevallisi

Bayrampaşa Belediyesi’ne, başkan ve arkadaşlarına çekilen operasyonun yanı sıra, CHP meclis üyelerinden bir kaçını hayatlarından adeta bezdirerek partilerinden istifa ettirilmeleri ...

Devamını Oku
12.10.2025
Nobel Ödülleri: Bilim gelişmenin ve yeni ufukların anahtarıdır

Aziz Sancar, en üst düzey ve özgürce araştırmaların yapıldığı ülkelerden birinde, ABD’de, günde 16-18 saat çalışarak ve merakının peşinde koşarak, odaklandığı konuyu çözmek için yöntemler geliştirerek DNA’nın, ikili zincirdeki bozulmaları nasıl onardığını gösterdi.

Devamını Oku
09.10.2025
Ülkeyi, ekonomiyi altın alanlar mı batırdı... Belirsizlikler dorukta

İktidarın gözü milletin altınlarında...

Devamını Oku
07.10.2025
Bir fotoğrafın düşündürdükleri: Kimse yanılsamaya kapılmasın

Meclis’in açılış resepsiyonunda cumhurbaşkanının iyi bir halkla ilişkiler girişimi ile siyasi parti liderlerini davet ederek verdiği gülücüklerle dolu toplu fotoğraf en önemli tartışma konusu oldu.

Devamını Oku
05.10.2025
Nobel Barış Ödülü merakı ile boşa koşan adam

Netahyahu-Trump’ın baş başa hazırladığı plan kime yarar...

Devamını Oku
02.10.2025
Büyük yoksullaşma ve çöküşün anatomisinden paylaşımlar

Ülkede hiç bu kadar büyük yoksul kitleler ve giderek daha az sayıda büyük zenginler yaratılmamıştı.

Devamını Oku
30.09.2025
ABD karşısında tarih boyunca hep kaybettik, çünkü...

Çok şey konuşuldu cumhurbaşkanının ABD ziyareti üzerine.

Devamını Oku
29.09.2025
Tunç’un bağımsız tarafsız yargısı Gökçeklere neden işlemiyor?

Haftada birkaç kez her ciddi karın ağrısı hukuk olayı ortaya çıktığında, “Türkiye bir hukuk devletidir, yargı bağımsız ve tarafsızdır...

Devamını Oku
28.09.2025
İptalciler mi daha hukuksuz, AKP yargısı mı... Ve yarı hiyerarşisine reddiye

Dün komik olaylar yaşandı.

Devamını Oku
25.09.2025
Kongre gri alanları ve operasyonel sözde muhalefeti bitirdi

Hukuku, yargıyı tamamen elinde tutan, yargıçları mahkemeleri atayan, farklı karar veren mahkemeleri dağıtan, dahası beğenmediği yargıçları üstelik rütbesini düşürerek sürgüne gönderen, AKP’li avukatları yargıç yaparak İstanbul’da CHP 38. kongresini iptal ettirerek üstelik onlara mutlak butlan (kongreyi yok sayma) kararı aldırmaya çalışan iktidar değil, sanki bizzat CHP’nin kendisi...

Devamını Oku
22.09.2025
Temiz bir iktidar hayal değil, bu ülke bunu çoktan hak etmiştir

Anlamakta zorluk çekiyorum.

Devamını Oku
21.09.2025
Devlet partisi belediyeleri tuzakla ele geçiriyor: İkinci aşama

İsmail (Saymaz) iyi slogan üretti: “Ya AKP rozeti takacaksın ya da kelepçe”.

Devamını Oku
18.09.2025