Cehalet bilimi cehaletin bilimi (9)
Özdemir İnce
Son Köşe Yazıları

Cehalet bilimi cehaletin bilimi (9)

22.11.2020 07:30
Güncellenme:
Takip Et:

R.T. Erdoğan, AKP Genel Başkanı sıfatıyla konuşuyor. Okuyacaksınız. Konuşma metnindeki sayılar cevaplarını da belirlemek için tarafımdan verildi.

***

“1- Fikri iktidarımızı hâlâ tesis edemedik. Hiç kimsenin bu fikri iktidar arayışından rahatsız olmaması gerekir. Bu arayışın sona ermesi, bir ülkenin ve toplumun felaketidir. Hükümet olmakla muktedir olmak, muktedir olmakla iktidar olmak arasındaki farkı gayet iyi biliyoruz. 

2- Gerçek iktidarın, fikri iktidar olduğunu biliyoruz. Bireylerden topluma, oradan insanlığa uzanan fikri iktidar zor bir süreçtir. Şahsen bu konuda kendimi biraz mahzun hissediyorum. Samimi bir muhasebeyle, 18 yılda her alanda tarihi eserlere, hizmetlere imza attığımızı ama eğitim ve öğretimde, kültürde arzu ettiğimiz ilerlemeyi sağlayamadığımızı düşünüyorum... Medeniyet tasavvurumuzu layıkıyla hayata geçiremiyoruz. Medyamız en modern altyapıya sahip ama bizim sesimizi ve nefesimizi yansıtmıyor.”

***

Çok güzel! R.T. Erdoğan AKP Genel Başkanı olarak da böyle bir konuşma yapmamalıydı. İçeriğini açıklamadığı için R.T. Erdoğan’ın fikri iktidardan neyi kastettiğini, iktidarlarının on dokuzuncu yılında kesinlikle tahmin etme olanak ve özgürlüğüne sahibiz! Bu iktidarın ne olduğunu, iktidarlarının başından itibaren dile getirdiler:

AKP’nin dile getirilmiş ve başından itibaren uygulanan ideolojisi Cumhuriyetin kurucu ideolojisinin tam anlamıyla zıddıdır.

***

Özetleyelim: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya’nın “laikliğe aykırı fiillerin odağı haline geldiği” gerekçesiyle, AKP’nin kapatılması ve ilgili dönemin 71 yöneticisinin 5 yıl süre ile siyasetten uzaklaştırılması istemiyle hazırladığı iddianame Anayasa Mahkemesi’ne 14 Mart 2008’de sunuldu, Anayasa Mahkemesi iddianameyi 31 Mart 2008 günü kabul etti. Daha sonra AKP milletvekili olacak olan Anayasa Mahkemesi Raportörü Osman Can, partinin kapatılmaması yönünde görüş bildirdi.

30 Temmuz 2008 tarihinde kamuoyuna dava konusunda açıklama yapıldı: 6 üye, partinin kapatılması, 5 üye ise kapatılmaması yönünde oy vermişti. Başkan Haşim Kılıç’ın girişimiyle yeniden oylama yapılmış ve partinin temelli kapatılmaması, fakat Hazine yardımının belirli bir oranda kesilmesi kararına varılmıştı.

AKP’nin, laikliğin karşıtı eylemlerin odağı olduğu kesinmiş ama güya odaklığı çok tehlikeli boyutta değilmiş. Karara bakın ve bu gayri ciddi kararın ülkeyi uğrattığı yıkıma bakın: Felç olmuş bir devlet, iflas etmiş bir ekonomi, bozguna uğramış bir dış siyaset, çökmüş bir devlet yapısı...

Bu totaliter ve otoriter başyücelik rejimine AYM’nin 30 Temmuz 2008 tarihli kararı yol açmıştır. Laiklik karşıtlığının azı/çoğu olmaz.

***

Erdoğan “fikri iktidar” istiyor ama ne için istiyor? Devletin yönetim alfabesini A’dan Z’ye kadar ele geçirmiş, bununla yetinmiyor, üstüne fikri iktidar kahvesi de istiyor: Devlet fiilen anayasasız durumda; devlet kurumları özelleştirilmiş (AKP’lileşmiş), ilk ve ortaöğretimde Tevhid-i Tedrisat Kanunu tersine çevrilmiş ve okullar imam hatipleştirilmiş; yükseköğretim dolaylı ya da doğrudan dini vakıfların eline geçmiş; cami ve kışla AKP’nin emrine girmiş, medyanın yüzde 99’u kullaştırılmış... Bir adım sonra İslami emirlik sistemi…

Cumhuriyetin maddi mirasını çarçur edeceksin, manevi mirasını toptan ret ve inkâr edeceksin, üstüne üstlük bir de fikri iktidar hayali kuracaksın.

***

Bu durumda Din İman Masa Kasa (Tekin Yayınları) adlı kitabımın önsözünden bir alıntı yapmanın tam sırası:

“Bir toplantıda din madrabazlarından biri CHP’nin tek parti döneminde uğradıkları zulmü konuşmacıya laf atarak hatırlatmış. Bunun üzerine konuşmacı laf atana sormuş: ‘Hangi ibadeti yapmak istedin de yapamadın? Namaz mı kılamıyordun, hacca mı gidemiyordun?’ Madrabaz, konuşmacıyı yanıtlamış: ‘İbadeti yasaklamaya gücünüz yetmez. Siz, bizi masadan ve kasadan uzak tutuyorsunuz’. ”

***

Efendim, biliyorsunuz, din ve iman bezirgânlığı sayesinde 19 yıldır masa ve kasa artık ve kesinlikle AKP’nin elinde! Ama liyakatsiz insanlar masaya oturduğu için devlet yönetimi felç olmuş ve masadaki liyakatsizler yüzünden de kasa yani devlet hazinesi iflas etmiş durumda. Kasa boşalmış, boşaltılmış... Halk aç, yoksul ve perişan durumda...

Yazarın Son Yazıları

Tek parti=Cumhuriyet

Tarih cahilleri ve tarih inkârcıları için bir kez daha okunması için dökümlü bir şekilde ve tekrar yazıyorum:

Devamını Oku
09.12.2025
Vehim denen şey

1. Gerçekte var olmayan fakat var olduğu sanılan, varmış gibi tasarlanan düşünce ve zan.

Devamını Oku
07.12.2025
Ekümeniklik mavalı

Şu kavanoz kıçlı dünyada her nesnenin, olgu ve olayın bir tanımı vardır.

Devamını Oku
05.12.2025
Kürtçe güçlendirilecekmiş...

Kürtçe güçlendirilecekmiş, hatta kalıcılaştırılacakmış.

Devamını Oku
02.12.2025
30 Kasım 2007

Gelecek yıllarda adını sık sık anmak zorunda kalacağımız Prof. Dr. Engin Arık (14 Ekim 1948) 30 Kasım 2007 günü (nedeni kuşkulu) bir uçak kazasında ekibiyle birlikte aramızdan ayrılmıştı.

Devamını Oku
30.11.2025
3 Kasım 2002’yi hatırlamak!

3 Kasım 2002 günü olanı, olanları aramızdan kaç kişi anımsamakta?

Devamını Oku
28.11.2025
Eski defterler...

Eski defterler son derece önemlidir.

Devamını Oku
25.11.2025
AKP’yi iktidara getiren seçim

1 Kasım 2002 günü “İki gün sonra 3 Kasım 2002” başlığıyla Hürriyet gazetesinin Avrupa baskısında...

Devamını Oku
23.11.2025
Devri sabık yaratmak

Devri sabık yaratmak, Türkiye siyasi tarihinde yeni gelen yönetimin/iktidarın, kendinden önceki dönemi sorgulaması, hesap sorması vb. anlamında kullanılan ifadedir.

Devamını Oku
21.11.2025
Toplu iğne ve nankörlük

Basında yer alan haberlere göre, Cumhuriyetin kuruluşunun 102. yıldönümü münasebetiyle savunma sanayisindeki gelişmeleri anlatan AKP genel başkanı ve Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan, “Dünya genelinde satılan her 100 İHA’dan 65’ini biz tedarik ettik, 180 ülkeye ürün ihraç ettik. Sizleri 25 yıl geriye götürmek istiyorum, ülkemizde bir toplu iğne üretebiliyor muyduk” demiş.

Devamını Oku
18.11.2025
‘Entel-dantel Özdemir Bey’in itirazı

“Eşit anayasal vatandaşlık...

Devamını Oku
16.11.2025
Bir veda için adagio*

Değerli okurlar, bir terslik yüzünden 28 Mart 2025 günü yayımlanan bu yazıyı bir kez daha okumak zorunda bıraktığım için lütfen bağışlayın beni.

Devamını Oku
14.11.2025
Karakuşi siyaset

Kuzey Kıbrıs’ta cumhurbaşkanlığı seçimini ana muhalefetin adayı Tufan Erhürman’ın kazanmasının ardından, genel kanıya göre, MHP lideri Devlet Bahçeli önemli bir açıklama yaptı.

Devamını Oku
11.11.2025
İşin aslı

Kürtçülerin, Türkiye’nin demokrasi bağlamında atacağı ilk adımın “ilkokuldan üniversiteye Kürtçe anadilde öğrenim hakkının anayasada yer alması talebinin yerine getirilmesi” olduğunu biliyoruz.

Devamını Oku
09.11.2025
Bir kez daha emriniz olur!

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Devlet Bahçeli’nin “terörsüz Türkiye” süreciyle ilgili olarak düşüncelerini eleştiriyor.

Devamını Oku
07.11.2025
Kurtarıcının adı toryum (3)

CERN’in (European Center for Nuclear Research-Avrupa Parçacık Fiziği Araştırma Merkesi) evrenin oluşumuyla ilgili olarak yapmaya başladığı deney Türkiye’yi birden bilim dünyasının göbeğine getirdi.

Devamını Oku
02.11.2025
Kurtarıcının adı toryum (2)

Özdemir İnce: Uranyum bu kadar belalı bir madde, tehlikeli, radyasyon yayıyor.

Devamını Oku
31.10.2025
Dreyfus A la Turca

Hüseyin Gün 4 Temmuz 2025 günü tutuklandığına göre işlem çok daha önce başlamış olmalı. Demek ki Merdan Yanardağ’ın casusluğu (!) o günden çok daha önce belli olmuş olmalı. Öyle değil mi? Gecikme operasyon icabı mı aceba? Yoksa kerrat cetvelini (çarpım tablosunu) bilmeyen kasap hali mi?

Devamını Oku
28.10.2025
Kurtarıcının adı toryum (1)

21 Ekim 2025 Salı günü yayımlanan “Toryum dedikleri şey” başlıklı yazımla “toryum” adlı ender elementle tanıştınız.

Devamını Oku
26.10.2025
Bir kez daha toryum denen mucize

Gazetelerde, kitaplarımda yayımlanmamış yazı(lar) da var zulada.

Devamını Oku
24.10.2025
Toryum dedikleri şey

Ülkemizde edebiyattan en ince bilimlere kadar tuhaf bir alışkanlık vardır.

Devamını Oku
21.10.2025
Dilini eşek arısı soksun!

Eşek arısının nasıl soktuğunu çok iyi bilirim.

Devamını Oku
19.10.2025
UYANIN

Uyanın, uyanın artık, ey yitik insanlar!

Devamını Oku
17.10.2025
Yerçekimi

Yerçekimi denen şeyi ben bulmadığım için ortak mal Vikipedi’ye başvurarak tanımını bilginize sunuyorum.

Devamını Oku
14.10.2025
Sorumluluk

Biraz önce en küçük kardeşim Bülent telefon etti.

Devamını Oku
12.10.2025
Comandante Che Guevara

Deniz kıyısına oturup da denize girmediğim, içki içtiğim günler.

Devamını Oku
10.10.2025
Sisifos olarak

Okuyacağınız yazı 6 Eylül 2020 günü gazetemizde yayımlanmış.

Devamını Oku
07.10.2025
Gündelik hayat ve kuralları

Uzun süredir, gündelik hayatın türlüsüyle, sağlık işleriyle, bilgisayarımla, internetle, telefon santralcılarıyla, sekreterlerle başım hiç de hoş değil.

Devamını Oku
05.10.2025
Yürrü kerreste müdürü

Mersin’de, çocukluğumda, o zamanlar adı Bozkurt olan caddenin üzerindeki Büyük Çıkmaz Sokak’ta (artık çıkmaz değil) otururduk.

Devamını Oku
03.10.2025
Düşman bile yapmaz

Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, doğal zenginlikleri ve tarihi mirasıyla dünya çapında ilgi gören Muğla’nın, rant uğruna tehdit altında olduğunu söyledi.

Devamını Oku
30.09.2025
Müslüman birey yoktur*

Defterlerimden birine yazdığım ancak kaynağını yazmayı ihmal ettiğim alıntı şöyle...

Devamını Oku
28.09.2025
Zırva tevil götürmez (2)

Zırvalıkla ilgili ilk yazıyı 29 Ağustos 2025 günlü Cumhuriyet gazetemizde yayımlamıştım.

Devamını Oku
26.09.2025
RTE ne yapmak istiyor?

Basından bir haber: “Kabine toplantısı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Beştepe’deki sarayında toplandı. Saat 14.30 sıralarında başlayan ve iki saat süren toplantıda, PKK’nin sembolik silah bırakma töreni ve Meclis’te komisyon kurulması çalışmalarıyla devam eden süreç, orman yangınları ve Gazze gibi başlıklar görüşüldü. Toplantının ardından konuşan Erdoğan, CHP’ye seslenerek ‘Siyasette pek çok şeyin kazası olur ama süreci yokuşa sürmenin affı olmaz. Süreç, özellikle ana muhalefet partisi için geçmiş günahlarına kefaret olabilecek bulunmaz bir fırsattır’ dedi.”

Devamını Oku
23.09.2025
Emekliler ve iktidar

Televizyonların emeklilerin hal-i pür melalini tanımlayıp aktarmak için seçtikleri insanların neredeyse tamamı garip bir ruh durumu içinde.

Devamını Oku
21.09.2025
Mahşer günleri

Bu yazıyı yazmaya değerli ve genç yoldaşım Zülâl Kalkandelen’in 3 Eylül 2025 günlü Cumhuriyet’te yayımlanan “Ortadoğu kazanı fokurduyor” başlıklı yazınında yer alan Cengiz Çandar’la yapılan söyleşiden aktardığı şu bölümü okuyunca karar verdim...

Devamını Oku
19.09.2025
Din ve tarafsızlık

Hemen yazalım sonra neyin ne olduğunu açıklayalım: Teokratik yönetimde devlet başkanı genellikle bir dini liderdir.

Devamını Oku
14.09.2025
Rezillik, utanmazlık, alçaklık

31 Ağustos 2025 günlü Cumhuriyet’in birinci sayfasındaki “Zafer coşkusu” manşetin altında yer alan utanç verici haber şöyle...

Devamını Oku
12.09.2025
İmdaat soyguncu vaaarrr!

Google’a “Türkiye’de bilgisayar tamircileri odası var mı?”, “Bilgisayarcılar sendikası var mı?” diye soracaktım.

Devamını Oku
09.09.2025
Tohumu olmayan hiçbir şey olamaz (2)

Türkiye bu kıyametten kurtulabilir mi?

Devamını Oku
07.09.2025
Tohumu olmayan hiçbir şey olamaz (1)

Gazetede yayımlanmayan epeyce eski bir yazıyı, affınıza sığınarak huzurunuza getiriyorum.

Devamını Oku
05.09.2025