Uzun süredir, Tevrat (Eski Ahit) ve İncil (Yeni Ahit) üzerine bilimsel kitaplar okuyorum. Haziranda Paris’e gittiğimde birkaç yeni kitap aldım. Tevrat, İncil’in anası ve İncil de Tevrat’ın devamıdır. Hıristiyan dünyasında ikisine birden “İncil” (Bible) denir. Kuran’da da Tevrat’tan ve İncil’den aktarımlar vardır. Uygar ülkelerde bu üç kitap üzerine bilimsel düşünmek, bunları yazmak ve söylemek, düşünceyi ifade özgürlüğü kabul edilir.
Tel Aviv Üniversitesi Arkeoloji Enstitüsü Yöneticisi Israel Finkelstein ile Belçikalı arkeolog Neil Asher Silberman’ın birlikte İngilizce (The Bible Unearthed) yazdığı kitabı Fransızca (La Bible dévoilée, Örtüsüz İncil) çevirisinden okudum. İzninizle, bu kitabın 43. sayfasından bir alıntı yapmak istiyorum.
“Yirminci yüzyılın sonundan önce, arkeoloji, İsrail topraklarında ve Yakın Doğu’da yapılan keşifler ve İncil’in betimlediği dünya arasındaki uyumsuzluk ile herhangi bir tarihsel temeli olmaksızın geç (sonradan) yazılımı, bu kitabın yazınsal (edebi) ve dini bir masal olduğunu kesinlikle kanıtlamaktadır. Fakat öte yandan, arkeolojik bulgular ile olayların Kutsal Kitap’taki anlatılışı arasındaki apaçık çelişkiler, Kutsal Kitap’ın bize aynı olayların gerçekte nasıl geliştiğine dair güvenilir bir açıklama sunmamaktadır.” (s.43)
Yukarıdaki iddiayı destekleyen, dünyanın oluşumuyla ilgili bir çelişkiden söz etmek istiyorum: Tevrat’ın Tekvin bölümünde (Bap 1) Tanrı’nın evren ve dünyayı yedi günde yarattığı yazar: Tanrı birinci gün göğü ve yeri, ikinci gün gökkubbeyi yaratır. Üçüncü gün kuru toprağa “Kara”, sulara “Deniz” adını verir ve “Yeryüzü bitkiler, meyve ağaçları üretsin” diye buyurur. Dördüncü gün “Gökkubbede gündüzü geceden ayıracak, yeryüzünü aydınlatacak ışıklar olsun” diye buyurur. Beşinci gün “Sular canlı yaratıklarla dolup taşsın, yeryüzünün üzerinde, gökte kuşlar uçuşsun” der. Altıncı gün çeşit çeşit yabanıl hayvan, evcil hayvan, sürüngen yaratır. Aynı gün “Yeryüzü çeşit çeşit canlı yaratık, evcil ve yabanıl hayvan, sürüngen türetsin” diye buyurur ve insanı yaratır. Yedinci gün hafta tatili.
Yaratılışla ilgili önemli çelişki şurada: Tanrı üçüncü gün karayı ve denizi, beşinci gün ise deniz hayvanlarını yaratıyor. Burada bir terslik var, beşinci gün yarattığı deniz hayvanlarının kalıntıları nasıl oluyor üçüncü gün yarattığı dağlarda bulunuyor? Bunun tersi olması gerekmez mi? İkinci çelişki: Evcil hayvanların on birini insan ehlileştirdi. Bu iki çelişki, Tevrat’ın yazılımına insan eli değdiğinin kanıtı. Tanrı neden hata yapsın?
Örtüsüz (Çıplak) İncil’den bir alıntı daha yapmak istiyorum:
“Eğer Kutsal Kitap’a inanılacak olursa, İsrailoğulları Sina Yarımadası’nın çöllerinde ve dağlarında dolaştılar, kırk yıl boyunca her türlü yerde kamp kurdular. Sina’daki bitmez tükenmez yolculuklarının arkeolojik izleri kalmalıydı. Bununla birlikte, kuzey kıyısındaki Mısır kalelerinin kalıntıları dışında, Sina’nın herhangi bir yerinde II. Ramses’in veya seleflerinin veya haleflerinin zamanından kalma hiçbir yerleşim izi, hiçbir işgal belirtisi bulunamamıştır.” (s.104-105)
Bu şu anlama geliyor: Sina’nın bulunduğu yerde olduğuna inanılan yeri çevreleyen dağlar da dahil olmak üzere, yarımadanın her köşesinde yapılan çılgınca arkeolojik keşiflere karşın Tevrat’ın Tekvin (Mısır’dan Çıkış) bölümünde anlatılan büyük göçün yapıldığını kanıtlayacak tek bir kanıt yokmuş.
Varsın olmasın! İnanan inanmayı sürdürecektir! Ancak, Tevrat ve İncil’e inananların uygar dünyasında alıntı yaptığım kitaba benzer yüzlerce kitaplar var, araştırmalar sürmekte.
Son olarak: Tevrat ve devamı İncil’de Sümer mitos ve destanlarından, Mısır tarih, din ve kültüründen tekrarlar ve alıntılar bulunması, bebek Musa’nın Nil’e, Akad kralı gayri meşru Sargon’un Fırat’a sepet içinde bırakılması ve benzeri örtüşmeler Tevrat ve İncil’in insan eliyle yazılmış olmaları ihtimalini akla getirmiyor mu?
İnananlar (müminler) için bunun hiçbir önemi yok!
