TFF’nin açıkladığı Takım Harcama Limitleri’ndeki (THL) çelişkiyi detaylarıyla ilk yazımda ortaya koydum. Şimdi farklı ayrıntılara geçelim. UEFA’nın Haziran 2022’de uygulamaya aldığı Finansal Sürdürülebilirlik ve Kulüp Lisans Talimatı’na göre kulüp özkaynakları pozitif ve kârlı olmak zorunda. Bu haliyle THL uygulaması kulüplerde mali disiplini sağlamaktan çok, harcamayı, dolayısıyla mali disiplinsizliği özendiren niteliğe sahip. Yetersiz gelir nedeniyle borçlanmak durumunda kalan takımların oranları da sürdürülebilir olmaktan uzak.
THL uygulaması, futbol otoritesi tarafından bazı kulüplere bir kaynak aktarım aracına dönüşmüş durumda. Çünkü THL’de aslan payı 4 büyüklere gidiyor. 2019’da başlayan THL ile TFF 2019-2025 arası Süper Lig’deki 28 kulübe toplam 49.8 milyar TL tanımladı. Bu süreçte THL’nin yüzde 54.4’ü 4 büyüklere gitti. 4 büyüğün THL toplamı 27.1 milyar TL’ye ulaştı.
THL uygulaması amacından saptı, son 6 yılda Süper Lig’de rekabeti bozdu, kulüpler arasındaki gelir dağılımı dengesizliğini artırdı. Uygulama futbolumuzu ekonomik, finansal, sportif başarısızlığa iten temel faktörlerden biri oldu. Şimdi soruyorum: Zarardaki kulüpleri mali disipline sokmak için getirilen bu uygulama amacına hizmet ediyor mu? Yoksa kulüpleri harcamaya mı teşvik ediyor? Borçlarını döndüremeyen, zararları gelirlerinin üzerine çıkmış, özkaynakları negatife dönmüş kulüpler, kendilerine tanımlanan ya da bloke edilmiş bulunan limitleri harcayabilecek kaynağı nereden bulacak? TFF, kulüplere limitleri tanımlarken harcama yapılacak paranın kaynağını neden sormaz? Futbol otoritesi bu modelle kulüplerin mali yapılarını düzeltebileceğine inanıyor mu? Futbol otoritesi limitleri belirlerken, kulüplerin finansal tablolarını kendi web sayfasında yayınlayacak şeffaflığı neden göstermiyor? Bankalar Birliği konsorsiyumuna giren kulüplerin borç yapılandırma sözleşmelerine göre; harcama yapabilme yetkileri, konsorsiyumun onayına tabidir. Konsorsiyum bu harcamalara nasıl onay veriyor?