Olacağı buydu. Konunun uzmanları, yıllardan beri, “iki bölgeli” ya da “iki hız” öngören bir oluşumun üzerinde dururken, özellikle çıkar çevreleri, yani para egemenleriyle onların siyasetteki uzantıları, “büyük ve bütün” Avrupa Birliği sevdasındaydı. Genişleme süreci, “yayılmacı” nitelik aldı. Avro’ya geçişte, ekonomileri, toplumsal-kültürel gelenekleri ve gelişmeleri birbiriyle uyumsuz üyeler aynı kabın içine atıldı. Kendilerinin koyduğu “Maastricht” kurallarına ve ölçütlerine baştan aldırmayanlar, sahte sayıları göz göre göre gerçek kabul edenler, Avro’ya geçtikten sonra da, bu kuralları keyiflerince deldiler. Yalnız Yunanistan falan değil, Almanya, Fransa gibi ağababalar da. Kendilerinin koyduğu kuralların çiğnenmesi bu kriz sürecinde de berdevam. Sonuç şaşırtıcı değildir. Avro bölgesi, dolayısıyla AB iflasın eşiğine gelmiştir. İlk sinyal AB’nin en güçlü ekonomisine sahip Almanya’nın, Hollanda ve Lüksemburg’un kredibilitesinin “durağandan olumsuza” döndürülmesiyle verildi. Sorun artık, Yunanistan’ın Avro’da kalıp kalmaması konusunu aşmıştır.
Almanya’nın kendi borç yükü
Koruma kollama şemsiyeleri ne denli büyütülürse büyütülsün, buna Alman ekonomisi de yetmeyecek, ken-disi sendelemeye başlayacaktır. Almanya’nın kendi borç yükü de zaten iki trilyon Avro’nun üstünde. Ama başta büyük bankalar, siyasetteki egemen kolları aracılığıyla halkın vergilerini sonuna dek sömürmeye çalışacaktır. Borsa denen sermaye aracı da, üretime ve verime bakmayacak, sermayeyi kollama sinyallerini sürdürecektir. 2008 yılından beri çalkantıya düşmüş, bütün önlemlere karşın istikrar bulamamış Avro bölgesinde, sonunda Avrupa Merkez Bankası da Avro tahvillerini kabul edecek ve önemli bir kural daha koyucuları tarafından rafa kaldırılacaktır.
Bu belki iflasa giden yolun son dönemeci olacaktır. İflasa kadar AB yardımlarından para kapmaya devam edebildikleri sürece güney üyeler, buna günün birinde Fransa bile katılabilir, Avro’da kalacaklar. Sonunda gönüllü olarak Avro’dan ilk kaçan onlar olacak. Kaçmayanların tepesine Avro çatısı çökecektir.
Almanya ve Başbakan Merkel, kuzey ve güney Avro bölgelerinden dem vurmaya başladı bile. İki ayrı Avro bölgesi garip bir oluşum yaratacağı için, bu da çıkar yol olmayacaktır.
Yeniden biçimlendirilmeli
Tek çıkar yol, yalnız Avro bölgesini değil, bütün AB’yi sil baştan yeniden biçimlendirmekten geçer. Bu doğallıkla bir çöküntü eşliğinde büyük gürültüyle gerçekleşebilir. Yeni bir Avrupa Birliği’nin varlık gücü, ancak çok özenli işleyen yavaş bir süreçte, ancak ekonomik, toplumsal, kültür değerleri birbiriyle uyumlu az sayıda üye ülkeyle sağlanabilir. Genişleme süreci uzun erimli ve ancak uyum aşamalarına varan yeni üye alımlarıyla gerçekleşebilir.
Yayılmacılık, haçlı emperyalist ölçütler iflas etmiştir. Yeni AB’nin de bir tek temeli olabilir: Barış kültürü. Şimdiki AB’nin başlangıcında da barış kültürü çıkış noktasıydı. Ancak AB genişledikçe, ABD ve Rusya emperyalizmleriyle dünya egemenliği için yarışmaya başlayıp, özellikle ABD’nin emperyal değerlerini be-nimsemeye yönelince, inandırıcılığını, özgünlüğünü yitirmiştir. Yeni AB, uluslararası arenada ancak geleneksel emperyalist güçlere barışçı, çevreci ve toplumsal güvenlikçi bir seçenek oluşturarak varlığını koruyabilir ve diğer büyük güçlerle yarışabilir.
Yüksel Pazarkaya
Son Köşe Yazıları
AB Sil Baştan
Yazarın Son Yazıları
Almanya’da Gülen Hareketi
Almanya’da Gülen Hareketi
Devamını Oku
07.03.2014
Kaygan Mantık
Kaygan Mantık
Devamını Oku
07.02.2014
Yargı ve Demokrasi
Yargı ve Demokrasi
Devamını Oku
30.01.2014
Mustafa Kemal’in İhtirası
Mustafa Kemal’in İhtirası
Devamını Oku
16.01.2014
‘Führer İdeolojisi’
‘Führer İdeolojisi’
Devamını Oku
10.01.2014
Din Kisvesi
Din Kisvesi
Devamını Oku
29.12.2013
Büyük Koalisyon ve Demokrasi
Büyük Koalisyon ve Demokrasi
Devamını Oku
23.12.2013
Dershane ve PISA
Dershane ve PISA
Devamını Oku
13.12.2013
Rommel’in Ardından...
Rommel’in Ardından...
Devamını Oku
17.11.2013
Bir Zihniyetin Yargısı
Devamını Oku
11.08.2013
Son Gerçekler ve Demokrasi
Devamını Oku
19.07.2013
Aziz Nesin'i İhbar...
Devamını Oku
07.07.2013
Konuşma Sanatı
Devamını Oku
26.06.2013
Seçmenin Sağduyusu 'Solduyusu'
Devamını Oku
11.12.2012
Çöp Ye!
Devamını Oku
17.09.2012
AB Sil Baştan
Devamını Oku
01.08.2012
Bilim ve Futbol
Devamını Oku
27.06.2012
Atina'dan İleti Var
Devamını Oku
11.06.2012
Değişen AB - Değişen Türkiye
Devamını Oku
29.05.2012
Enkaz Kadınları ve Tiyatro
Devamını Oku
07.05.2012
Yazının Gücü...
Devamını Oku
09.04.2012
Antalya'da Al Yazma Anıtı
Devamını Oku
05.03.2012
Büyük Frederik Üç Yüz Yaşında
Devamını Oku
21.02.2012
Yasayla Tarih Yazmak
Devamını Oku
09.01.2012
Demokrasi Böyle Bir Şey
Devamını Oku
24.12.2011
Karaman Belediyesi'ne Övgü
Devamını Oku
30.11.2011
Anayasa ve Atom Santralı
Devamını Oku
16.07.2011
Seçim Savaşının Ardından
Devamını Oku
14.06.2011
'Benim Yerim Dolmaz'
Devamını Oku
03.05.2011
İktidarla Yazar Uyuşmaz
Devamını Oku
13.04.2011
Yeni Bir Çağ
Devamını Oku
01.04.2011
Risk Var, Risk Var!
Devamını Oku
20.03.2011
Çoğulcu Kültür
Devamını Oku
28.02.2011
Kapansın Elçilikler
Devamını Oku
03.01.2011
İslam Almanya Gündeminde
Devamını Oku
24.10.2010
Dünya Kupası ve Irkçılık...
Devamını Oku
05.08.2010
Yunanistan Mali Krizinden Ders...
Devamını Oku
01.06.2010
Demirtaş Ceyhun 75 Yaşında...
Devamını Oku
17.12.2009
Demokrasi Dersleri...
Devamını Oku
10.12.2009
Cumhuriyet Işığı ve Mağara Putları
Devamını Oku
03.11.2009