Seçmenin Sağduyusu 'Solduyusu'
Yüksel Pazarkaya
Son Köşe Yazıları

Seçmenin Sağduyusu 'Solduyusu'

11.12.2012 07:48
Güncellenme:
Takip Et:

Bizim seçmenimiz ne yaptığını bilir. Çok partili yaşamımızda bunu her seçimde göstermiştir. Elbette partilerden birini yeğlemek için sandığa gitmenin tek başına demokrasi olmadığını da çok iyi bilir. Bu yüzden demokrasiyi işletme bilinciyle değil, kendi çıkarlarını aramak amacıyla oy kullanır.

Yoksa, Türkiyede yaklaşık yüzde elli oranında AKP için oy kullanırken, Almanyada (ve diğer Avrupa ülkelerinde) oy kullanan Türk kökenli seçmenin, büyük çoğunlukla Sosyal Demokrat Partiyi (SPD) ve Yeşiller Partisini yeğlemesini açıklayamayız. Almanyada yaşayan aynı seçmen, son Türkiye seçimlerinde gümrüklerde AKPye yüzde elliden fazla oy verdi.

Bu ilk bakışta derin bir çelişki. Ama psikososyal açıdan bakış, aslında bunun hiç de çelişki olmadığını ortaya koyar. Görülür ki seçim demokrasi değil, kişisel ya da zümresel çıkar seçimidir. Ama bu seçmenin demokrasi istemediği anlamına gelmez. Seçmen iyi bilir ki, parti oligarklarının derdi demokrasi değildir. Seçimi de demokrasi olsun diye yapmazlar, iktidara el koymakiçin demokrasinin bu kuralını kullanırlar. İktidara el koyunca da genelde kendi oligarşik düzenlerini uygulamaya başlarlar. (Erkler ayrılığını umursamazlar, yasa yerine kararnameler çıkarırlar, var olan yasalara aldırmazlar.)

Böyle olunca, seçmen neye bakacak, neyi tartacak? Kendisine sunulan sahte seçeneklerden, o dönem kendisine daha az zarar verecek olanı ya da kendisine daha fazla yarar ve çıkar sağlama olasılığı görüneni seçecek. (Ekonomik ve cinsel özgürlüğü zaten yok, eğitim özgürlüğü yok, yaşam hakkı için çok zaman canını ortaya koymak zorunda, büyük çoğunluk için fikir ve düşünce özgürlüğü gibi şeyler de somut bir gereksinim değil. Çünkü önce ekmek gelir!)

Bu yüzdendir ki, sağduyulu Türk seçmen, Almanyada (Sevgili Can Yücelin patentiyle söylersek) solduyusunu kullanır. Orada çoğunluk sol partilere yönelir, Türkiyede ise epey süredir çıkarını sağın ve dinci sağın vaatlerinde arar.

Bir süre önce Almanyadaki Türkler arasında yapılan kamuoyu araştırmasına göre, Sosyal Demokrat Partiye yüzde 50, Yeşiller Partisine yüzde 26, Marksist Sol Partiye yüzde 5 oy çıktı. Buna karşılık Başbakan Merkelin tutucu CDUsuna çıkan oy oranı yalnızca yüzde 13.

Almanyada sola toplam yüzde 81 oy veren aynı seçmen, AKPye yüzde 61 oy vermek istediğini bildirdi bu kamuoyu araştırmasında.

Almanyadaki Türklerin aynı araştırmada büyük çoğunlukla Alman okullarını Türk okullarına yeğlemesi, İslamcılığın yalnızca yüzde 13 için önemli olduğu düşünülürse, yüzde 81 sol oyun gerekçesinin yalnızca öz çıkarlar olduğu kendiliğinden anlaşılır. Zira azınlıkların, dolayısıyla Türklerin yurttaşlık haklarını, insan haklarını daha ısrarlı ve daha etkin talep eden partiler sol partiler.

Önceki üçlü koalisyonu, özellikle de Başbakan Bülent Eceviti devirmek isteyen uluslararası emperyalizmin bütün yolları (bu arada burjuva medyasının hemen tümünü) kullanarak yarattığı ekonomik krizdensonra yine sıcak parayla uluslararası emperyalizm tarafından desteklenen sonraki iktidarın, seçmende ekonomik çıkar beklentisi yaratması doğaldır. Bir de -unutmamak gerekir- gözle görülen gündelik somut bazı yaşam işlerini yürütür görünüyorlar ve yalnız seçim sürecinde değil, sürekli gıda ve kömür torbalarıyla kapı kapı dolaşıyorlar, insana önem verir havasıyla seçmen kitlesine sızıyorlar.

Buradan bir tek sonuç çıkar: Genel hava döner dönmez bizim seçmenin havası da dönüverir. Gereğinde sağduyusunu, gereğinde solduyusunu kullanır. Gerçek bir demokrasi kurumlaşıncaya dek seçim sonuçları hep programa ve icraata göre değil, havaya göre değişecektir.

Yazarın Son Yazıları

Almanya’da Gülen Hareketi

Almanya’da Gülen Hareketi

Devamını Oku
07.03.2014
Kaygan Mantık

Kaygan Mantık

Devamını Oku
07.02.2014
Yargı ve Demokrasi

Yargı ve Demokrasi

Devamını Oku
30.01.2014
Mustafa Kemal’in İhtirası

Mustafa Kemal’in İhtirası

Devamını Oku
16.01.2014
‘Führer İdeolojisi’

‘Führer İdeolojisi’

Devamını Oku
10.01.2014
Din Kisvesi

Din Kisvesi

Devamını Oku
29.12.2013
Büyük Koalisyon ve Demokrasi

Büyük Koalisyon ve Demokrasi

Devamını Oku
23.12.2013
Dershane ve PISA

Dershane ve PISA

Devamını Oku
13.12.2013
Rommel’in Ardından...

Rommel’in Ardından...

Devamını Oku
17.11.2013
Bir Zihniyetin Yargısı

Devamını Oku
11.08.2013
Son Gerçekler ve Demokrasi

Devamını Oku
19.07.2013
Aziz Nesin'i İhbar...

Devamını Oku
07.07.2013
Konuşma Sanatı

Devamını Oku
26.06.2013
Seçmenin Sağduyusu 'Solduyusu'

Devamını Oku
11.12.2012
Çöp Ye!

Devamını Oku
17.09.2012
AB Sil Baştan

Devamını Oku
01.08.2012
Bilim ve Futbol

Devamını Oku
27.06.2012
Atina'dan İleti Var

Devamını Oku
11.06.2012
Değişen AB - Değişen Türkiye

Devamını Oku
29.05.2012
Enkaz Kadınları ve Tiyatro

Devamını Oku
07.05.2012
Yazının Gücü...

Devamını Oku
09.04.2012
Antalya'da Al Yazma Anıtı

Devamını Oku
05.03.2012
Büyük Frederik Üç Yüz Yaşında

Devamını Oku
21.02.2012
Yasayla Tarih Yazmak

Devamını Oku
09.01.2012
Demokrasi Böyle Bir Şey

Devamını Oku
24.12.2011
Karaman Belediyesi'ne Övgü

Devamını Oku
30.11.2011
Anayasa ve Atom Santralı

Devamını Oku
16.07.2011
Seçim Savaşının Ardından

Devamını Oku
14.06.2011
'Benim Yerim Dolmaz'

Devamını Oku
03.05.2011
İktidarla Yazar Uyuşmaz

Devamını Oku
13.04.2011
Yeni Bir Çağ

Devamını Oku
01.04.2011
Risk Var, Risk Var!

Devamını Oku
20.03.2011
Çoğulcu Kültür

Devamını Oku
28.02.2011
Kapansın Elçilikler

Devamını Oku
03.01.2011
İslam Almanya Gündeminde

Devamını Oku
24.10.2010
Dünya Kupası ve Irkçılık...

Devamını Oku
05.08.2010
Yunanistan Mali Krizinden Ders...

Devamını Oku
01.06.2010
Demirtaş Ceyhun 75 Yaşında...

Devamını Oku
17.12.2009
Demokrasi Dersleri...

Devamını Oku
10.12.2009
Cumhuriyet Işığı ve Mağara Putları

Devamını Oku
03.11.2009