Türkiye’nin, “tarihi tarihçilere bırakalım” savı destek buluyor ve bu destek Avrupa’da gittikçe yayılıyor. Ancak, bu destekten yararlanmak için tarihle yüzleşmekten önce, bugünle yüzleşmemiz gerekli.
Diyalektiğin kuralıdır, her tersin bir yüzü, her yaramazın bir yararı vardır. Fransa parlamentosunun ifadeyi ve tartışmayı yasaklama kararı da, bizim yıllardan beri elde edemediğimiz iyi bir sonucu doğuruyor. Yalnız Fransız tarihçiler ve aydınlar tepki göstermekle kalmadılar. Başka ülkelerde de Fransa parlamentosunun kararı irdelenmeye başladı. Almanya’nın saygın günlük gazetelerinden Süddeutsche Zeitung’da bu yakınlarda Joseph Hanimann imzasıyla önemli bir makale yayımlandı. “Gözlem Altında Tutmak ve Cezalandırmak” başlıklı makalesinde yazar, tarih tartışmaları yasayla düzenlenebilir mi sorusunu irdeliyor.
Devlet karar verebilir mi?
“Fransa son yirmi yıldır bir sanal acı çekiyor” diyen yazar, soykırımları yadsımayı cezalandıran son yasanın Fransa’da tarihçiler tartışmasına yol açtığına dikkat çekiyor. 1990 yılında çıkarılan ‘Gayssot’ yasası aslında Nürnberg Mahkemesi kararlarıyla kesinleşen “Holokost – Yahudi soykırımı” yadsıyıcılarının cezalandırılmalarını öngörüyor. “Tarihçiler, aydınlar, filozoflar daha o zaman çekincelerini dile getirdiler: Bir tarih tartışmasında neyin söylenip neyin söylenemeyeceğine karar vermek devletin işi değildir.”
Bu yasadan üç yıl sonra tartışmanın öngörülen çerçeve dışına taştığını anımsatıyor yazar. Amerikalı tarihçi Bernard Lewis, bir Fransız gazetesinde kendisiyle yapılan söyleşide, “Ermeni soykırımı, tarihin yalnızca Ermeniler tarafından görülen şeklidir; kavramın tutarlılığı kanıtlanmamıştır” deyince, hakkında dava açılmış ve Paris mahkemesi Bernard Lewis’i, özensiz ifade kullanmaktan dolayı simgesel olarak bir Frank tazminat cezasına çarptırmıştı. Ama mahkemenin kararında aynı zamanda şu açıklama yer aldı: “Mahkeme heyeti, tarihsel gerçekler ya da yanlışlar hakkında karar vermek yetkisine sahip değildir.” Bu bile tarihçilerdeki tedirginliği yatıştırmamış, “bilimsel kusurlar mahkeme kararlarıyla değil, somut gerekçelerle düzeltilmelidir” görüşünü dile getirmişlerdir.
Kurbanlar malzeme olmasın
Makale yazarı daha sonra, Ermenilerin soykırım savına kuşkuyla bakan bir başka tarihçi olan Gilles Veinstein’ın Collège de France üyesi yapılmasının da tartışmalara ve protestolara yol açtığını anımsatıyor. Bazı protestocuların, kapsamlı bir yasayla “soykırımları yadsımayı” cezalandırma önerileri, tarihçiler arasında yeni bir tartışma başlattı. Joseph Hanimann makalesine şöyle devam ediyor:
“Gayssot yasası bile, Roger Garaudy’nin savları gibi bilimsel açıdan saçmalıkların yayılmasını sağlayarak ters etki yarattı, diye yazdı Pierre Vidal-Naquet. Emanuel Le Roy Ladurie de şu görüşü ekledi: Amerikan Kızılderililerinden Vendée karşıdevrimcilerine kadar her kurban topluluk, tarih araştırmalarına kendi görüşleri doğrultusunda sınır getirmek isterse, bunun sonu nereye varır?”
2011 yılında Fransa’nın geldiği noktanın bu olduğunu belirten yazar, 2001 Ocak ayında “Ermeni soykırımı”nın meclis tarafından tanındığını, beş yıl sonra çıkarılmak istenen yadsımayı cezalandırma yasasının başkan Chirac tarafından engellendiğini anımsatıyor ve yarım milyon Ermeni kökenli seçmenin oylarına göz diken Sarkozy’nin konuyu yeniden gündeme aldığını vurguluyor. Böylece, Suriye konusunda Türkiye ile ince bir diplomatik işbirliğine giren Dışişleri Bakanı Alain Juppé’nin de yolunu kesiyor. Yazarın sonuç tümcesi:
“Tarihçiler konuya ilişkin söylenmesi gerekeni söylediler ve araştırmalarını sürdürüyorlar. Politikacılar ama günün birinde sanal acı hafifleyinceye kadar bildiklerini okuyarak bir zamanların kurbanlarını bugün taktik olarak kullanılan tarih malzemesine dönüştürüyorlar.”
Bugünle yüzleşmeli
Böylece Türkiye’nin, “tarihi tarihçilere bırakalım” savı destek buluyor ve bu destek Avrupa’da gittikçe yayılıyor. Ancak, bu destekten yararlanmak için tarihle yüzleşmekten önce, bugünle yüzleşmemiz gerekli. Yoksa, destek bulmamız söz konusu değil. Vazgeçilmez insan hakları karşısında tavrımız ne? Bilime, sanata, aydına, hukuka müdahale ediyor muyuz? Bilim insanını, sanatçıyı, yazarı, hak isteyen öğrenciyi, uygarlık ve çağdaşlık diyen muhalifi, teröristlikle suçluyor muyuz? Eylem olmadan suç olmayacağı ilkesine karşın terörle suçlamaya düşünceden başlıyor muyuz? Özel yetkili mahkemeler demokrasi ve özgürlüklerle bağdaşıyor mu? Bunlarla sorgulamalıyız kendimizi. Alacağımız yanıt az ya da çok evetse, başka bilim insanlarından, sanatçı ve aydınlardan, özgürlükçü politkacılardan destek bekleyebilir miyiz? Bugün aynaya bakmayan, dünün aynasına hiç bakamaz.
Yüksel Pazarkaya
Son Köşe Yazıları
Yasayla Tarih Yazmak
Yazarın Son Yazıları
Almanya’da Gülen Hareketi
Almanya’da Gülen Hareketi
Devamını Oku
07.03.2014
Kaygan Mantık
Kaygan Mantık
Devamını Oku
07.02.2014
Yargı ve Demokrasi
Yargı ve Demokrasi
Devamını Oku
30.01.2014
Mustafa Kemal’in İhtirası
Mustafa Kemal’in İhtirası
Devamını Oku
16.01.2014
‘Führer İdeolojisi’
‘Führer İdeolojisi’
Devamını Oku
10.01.2014
Din Kisvesi
Din Kisvesi
Devamını Oku
29.12.2013
Büyük Koalisyon ve Demokrasi
Büyük Koalisyon ve Demokrasi
Devamını Oku
23.12.2013
Dershane ve PISA
Dershane ve PISA
Devamını Oku
13.12.2013
Rommel’in Ardından...
Rommel’in Ardından...
Devamını Oku
17.11.2013
Bir Zihniyetin Yargısı
Devamını Oku
11.08.2013
Son Gerçekler ve Demokrasi
Devamını Oku
19.07.2013
Aziz Nesin'i İhbar...
Devamını Oku
07.07.2013
Konuşma Sanatı
Devamını Oku
26.06.2013
Seçmenin Sağduyusu 'Solduyusu'
Devamını Oku
11.12.2012
Çöp Ye!
Devamını Oku
17.09.2012
AB Sil Baştan
Devamını Oku
01.08.2012
Bilim ve Futbol
Devamını Oku
27.06.2012
Atina'dan İleti Var
Devamını Oku
11.06.2012
Değişen AB - Değişen Türkiye
Devamını Oku
29.05.2012
Enkaz Kadınları ve Tiyatro
Devamını Oku
07.05.2012
Yazının Gücü...
Devamını Oku
09.04.2012
Antalya'da Al Yazma Anıtı
Devamını Oku
05.03.2012
Büyük Frederik Üç Yüz Yaşında
Devamını Oku
21.02.2012
Yasayla Tarih Yazmak
Devamını Oku
09.01.2012
Demokrasi Böyle Bir Şey
Devamını Oku
24.12.2011
Karaman Belediyesi'ne Övgü
Devamını Oku
30.11.2011
Anayasa ve Atom Santralı
Devamını Oku
16.07.2011
Seçim Savaşının Ardından
Devamını Oku
14.06.2011
'Benim Yerim Dolmaz'
Devamını Oku
03.05.2011
İktidarla Yazar Uyuşmaz
Devamını Oku
13.04.2011
Yeni Bir Çağ
Devamını Oku
01.04.2011
Risk Var, Risk Var!
Devamını Oku
20.03.2011
Çoğulcu Kültür
Devamını Oku
28.02.2011
Kapansın Elçilikler
Devamını Oku
03.01.2011
İslam Almanya Gündeminde
Devamını Oku
24.10.2010
Dünya Kupası ve Irkçılık...
Devamını Oku
05.08.2010
Yunanistan Mali Krizinden Ders...
Devamını Oku
01.06.2010
Demirtaş Ceyhun 75 Yaşında...
Devamını Oku
17.12.2009
Demokrasi Dersleri...
Devamını Oku
10.12.2009
Cumhuriyet Işığı ve Mağara Putları
Devamını Oku
03.11.2009