Yüksel Pazarkaya

Son Gerçekler ve Demokrasi

19 Temmuz 2013 Cuma

Demokrasi, bir tartışma, irdeleme, sorgulama, yargılama, seçenekler geliştirme ve sunma düzenidir. Demokraside hedef, her alanda insan hakları ve özgürlüklerdir. Yurttaşın ve toplumun baskısız, rahat yaşamasını ve gelişmesini sağlayacak koşulların yaratılması ve çağın gereklerine göre yenilenmesidir. Eğitim, iş ve sağlık gereksinimlerinin olabildiğince üst düzeyde sağlanmasıdır.

Kutsal kitaplarda dile gelen şeyler, son şeyler ya da son gerçeklerdir (eskatolojik). (Allah’ın yasasında asla bir değişiklik bulamazsın. Fâtır, 43) Onlara inanılır ya da inanılmaz ama sorgulanmazlar, irdelenmezler, tartışılmazlar. Bir de sıkı bir emir kumanda zinciriyle örgütlenmiş askerde, sorgu sual yoktur. Üstün buyruğu saltıktır, ancak yerine getirilir.

İkisi de günlük gerçek yaşamdan, toplumsal siyasi örgütlenmeden farklı kategorilerdir. Gündelik siyasi örgütlenmede ve toplumsal yaşamda, devlet ve toplum düzeninde geçerli ilkeler, o kategoriler için “şirk ve isyan” olabilir.

Son şeyler, son gerçekler, öncelikle birey için geçerlidir. Birey onlara sorgu sual etmeden inanır ya da inanmaz. Bir son şeyler dizinine iman ve itaat eden bireyler cemaat da oluşturabilirler. Ancak bir cemaatin üyeleri arasında da inanç ve imanda farklı ayrıntılar bulunabilir. Ayrıca, aynı son şeyler dizgesinden (örneğin, İslam ya da Hıristiyanlık dizgesinden) farklı cemaatler de çıkabiliyor.

Askerliğin ilkeler dizgesi, her ne kadar, din dizgeleri denli saltık değilse de başat kural emre itaattir. Emir, sorgu sual edilmez. Ancak, çağdaş askerlikte emir ve kurallar, eylemler, gereğinde demokratik erkler tarafından sorgulanabilir, giderek yargılanabilir.

Demokrasi, bir tartışma, irdeleme, sorgulama, yargılama, seçenekler geliştirme ve sunma düzenidir. Demokraside hedef, her alanda insan hakları ve özgürlüklerdir. Yurttaşın ve toplumun baskısız, rahat yaşamasını ve gelişmesini sağlayacak koşulların yaratılması ve çağın gereklerine göre yenilenmesidir. Eğitim, iş ve sağlık gereksinimlerinin olabildiğince üst düzeyde sağlanmasıdır.

Bu hedef bütün siyasi partiler için geçerli olmakla birlikte, demokraside siyasi partilerin varlık gerekçesi, bu hedefe varmak için önerilen yol ve yöntemlerin farklı olabileceğidir. Bunun için partilerin yol ve yöntem çizgilerini belirleyen programları olmalıdır. Ne yazık, kuruluş dönemi CHP’si dışında, Türkiye’de partiler, program partileri olamamışlardır. İçi boş savsözler (sloganlar) programın yerini alır. Kazara program yaparlarsa, bu kâğıt üzerinde unutulur, anlatılması, uygulanması savsaklanır.

Şimdi, tartışılmaz dinsel içerikler ve tartışılarak bulunması gereken bireysel ve toplumsal hedefler göz önüne alınınca, program yerine dinsel içeriklerle siyaset yapan partilerin ve onların çıktığı sandıkların demokrasiyle uzaktan yakından ilişkisinin olmayacağı ortadadır. Tersine, bu durumda sandık ve Meclis demokrasinin en büyük engeli olur.

Bunun için Batı demokrasilerinin temelinde, kilisenin siyasi iktidardan kesin olarak vazgeçmesi yatar. Bunu sağlayan harekete de Aydınlanma denir. Şimdi Atatürk Cumhuriyeti’nde, tek parti döneminde bile, demokratik sürece götürecek tohumun atıldığını daha iyi anlıyoruz. Bu yüzden, Mısır’da benzer bir aydınlanma yaşanmadan gerçek demokratik bir sürecin işlemesi neredeyse olanaksızdır. Yalnız Mısır’da mı? Bütün İslami denilen ülkeler için geçerlidir bu koşul. Belki birazcık Fransız, birazcık Türk aydınlanması bulaşmış Tunus, Cezayir ve Fas, büyük bir toplumsal istenç ve çabayla farklı duruma gelebilir. Ama kendi aydınlanma hareketlerini kendilerinin kotarması koşuluyla.

Bunun gibi, en iyi niyetli bir askeri rejimin bile, demokrasiyle bağdaşık olamayacağını ayrıca vurgulamak gereksizdir.

Din referansıyla siyasi iktidar talebi ortadan kalktıktan sonra, son gerçeklerle değişken toplumsal düzen gerçeklerinin bağdaşması da çok kolaylaşır. Son gerçeklerin üst ilkesi, erdem, hedefi, erdemli insandır. Bunun için erdemli siyasetçiler, erdemli partiler, erdemli uygar (sivil) toplum örgütleri ve erdemli cemaatler yeter de artar bile.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kaygan Mantık 7 Şubat 2014
Yargı ve Demokrasi 30 Ocak 2014

Günün Köşe Yazıları