Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Çalışmak ‘Fuhuş’ Devrimler ‘Eşeklik!’
Bu yazıyı yazdığım sırada (cumartesi sabahı) Antalya’da adına “Eğitim Şûrası” denilen kepazelik devam etmekte, genel kurul kararlarını henüz bilmiyorum. Tüm öneriler kabul edilirse olacaklar şöyle:
- Anaokulunda “milli değerler eğitimi” .
- “Din kültürü” (yani bizdeki Sünni din dersleri) 4 değil, 1. sınıftan başlayacak.
- Liselerde mecburi Osmanlıca dersi konacak.
- Seçmeli “Kuran ve peygamberin hayatı” haftada ikiden altı saate çıkacak.
- “İnsan hakları -vatandaşlık- demokrasi” dersleri kaldırılıp rehberlik programına alınacak vb.
Bu öyle bir “eğitim” şûrası ki nasıl ileri değil, nasıl geri gidilir diye günlerce tartıştı....
Bu arada: “Orion” uzayda deneme yolculuğuna önceki gün başladı. Dünyanın çevresini iki kez dolaşacak altı kişilik bir uzay aracı. Dünya bunu “Mars’a yolculuk resmen başlamış sayılır” diyerek alkışlıyor!
Gözü doymamış erkek
Dünya nereye biz nereye demek için geç kaldık. Sosyal Doku Vakfı kurucusu Nureddin Yıldız açıklamış:
“Her çalışan kadın, gözü doymamış erkek demektir. Çalışan kadın ya evlenmeyi erteleyerek erkeklerin evlilik sürecini baltalıyor ya da evli olduğu halde çalıştığı için yorgunluğu ve vakit darlığı nedeniyle erkeği ile ilişkisinde kadınlığı arızalıdır. Kadınlığı arızalı olduğu için erkeğin gözü açtır. O evinde erkeğini eksik bırakıyor erkeği de işyerinde bir başka kadına tasallut oluyor. Böyle fuhuş değil ama fuhuşa hazırlık yapan sürece destek oluyor. Ayrıca çalışan kadın doğurmayan ya da az doğuran kadın demektir. Yani benim ümmetim zarar gördü.”
Bir başka haber Meclis çatısından: “Hamileler sokağa çıkması” önerisiyle tanınan Ömer Tuğrul İnançer TBMM’ye konferans vermeye davet ediliyor. Konferansında Cumhuriyet inkılaplarını “köpekleştirme” diye niteliyor ve anayasaya aykırı olduğunu açıklıyor.
Yatak odasında televizyon yasağı
Çarpıcı bir tanıklık da okurum Hamiyet Asan’dan geldi:
3 Aralık’ta Kadıköy Halk Eğitim Merkezi Salonu’nda müftülüğün “Mutluluk” konulu bir eğitim programına öğretmenlerin öğrencileriyle birlikte katılabilecekleri söyleniyor. Okurum da katılıyor:
“Eğitimci pedagog olarak tanıtılan kişi sahnede, ‘ben size rol-model dediğimde siz peygamber diyeceksiniz’ dedikten sonra ön sıradaki dinleyiciyle ilk uygulamasını yaptı. Kendisi rol-model dedi ve dinleyici de peygamber diye cevap verdi. 30 dakika süren sunumda her 3-4 dakikada bir, salonda oturan bir kişiye komut vererek rolmodel ve peygamber ritüelini devam ettirdi.”
“Mutluluk” yani kadına düşen görevleri örneklerle açıklamış pedagog eğitimci.
Örneğin 60 yaşında bir kadın kocasından dayak yemiş. Kocası sevdiği diziyi izlemesine müsaade etmemiş. O da komşusuna gitmiş, orada izlemiş. Komşusunun kocası da evdeymiş. Komşusunun kocası evdeyken gidip dizi izlemesi doğru bir davranış mı? Yani durduk yerde dayak yememiş bu kadın.
Eğitmenin önerisi: Kocasından şiddet gören kadınlar; onları Allah’a havale etmeli. Nasılsa öteki dünyada Allah’a hesap verecekler....
Başka bir öneri: Aileler kızlarını evlendirdiklerinde onlara maddi destekte bulunmamalı. Bu bazen kocanın eşine çok masraf ediyorsun dediğinde sorun yaratabilir. Çünkü kadın eşine sen karışamazsın ben babamın parasını harcıyorum der. Yani kadının üzerindeki söz hakkı, baba ile kocayı karşı karşıya getirir.
Bir başka öneri: Yatak odanızda televizyon olmamalı. “Çünkü televizyonu açtığınızda odanıza Amerikalıları, transseksüelleri ve Yahudileri alıyorsunuz”.
Okurum, eğitimci sosyolog: “Bu ne demek oluyor, siz Yahudileri kötü örnek olarak nasıl gösterirsiniz” diye tepki gösteriyor, konuşmacı acele özür diliyor; o tepkisini sürdürüyor: “Bir eğitim kurumunda transseksüeller, Yahudiler diyerek ayrımcılık nasıl yaparsınız!”
Bunun üzerine okul dışından getirilen ve salonun yarısından fazlasını oluşturan kadınlardan biri “özür diledi ya” diyor ve sunum devam ediyor.
İşte artık Türkiyemizde eğitim böyle! Yetmez ama... Geleceğimiz devlet eliyle can çekişiyor!
***
Talât Halman, geride sonsuz bir boşluk bıraktı. Yokluğunu, eksikliğini hep hissedeceğim. Bilime, edebiyata katkısını, dünyaya yansıttığı Türkiye’nin gülen ve aydınlık yüzünü; içe dönük hüznünü, dışavurduğu ironisini ve neşesini çok özleyeceğim. Yakınlarına, sevenlerine sabırlar diliyorum.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması
- '100 yılda bir görülebilecek akımın başlangıcındayız'
- Edirne'de korkunç kaza
- Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Özcan, uçakta olay çıkardı