Son günlerde aldığım küfür mektupları bir kez daha bu ülkenin ibretlik bir “Saygılı Tecavüzcüler Cenneti” olduğunu bana ispatladı. (Hoş, ispata gerek yok, her gün yeterince tanıklık ediyoruz zaten.)
İlk küfür furyası Üstün Akmen’in aramızdan ayrılışı üzerine yazdığım yazıya ve “Bu akşam kadehimi Üstün Akmen’e ve direnmeye kaldırıyorum” demem üzerineydi.
Ölen birine kadeh kaldırmam kimilerini öyle kızdırmış, çılgına çevirmiş, öfkelendirmişti ki, sıraladıkları küfürleri okurken gözlerime inanmadım. Rahmetli biricik annemden başlayarak soyumun tüm kadınlarına belden aşağı vuran iğrenç sözler, tehditler... Erkekliği, ettiği hakaretin ağırlığı, pisliği, sapıklığıyla eş orantılı sanan hasta beyinlerin kusmukları...
Derken, geçen pazar Kitap Fuarı’na ilişkin yazımın sonunda bir başka konuya değiniyor, şöyle diyordum: “14 yaşındaki kız çocuğunu başına taşla vura vura bayılt, tecavüz et, ama mahkemede saygılı davrandığın için ceza indirimine gidilsin! Bir, üç, beş değil, bu kaçıncı böyle karar! Üç gün önceki bu olayda ceza 43 yıldan 11 yıla indirildi. Ülkemiz saygılı tecavüzcüler cenneti oldu çıktı...”
Vay efendim, yine erkekliğine dokunan kimileri küfürü bastı!
Oysa okuyun Damla Yur’un “Her Gün Öldürülüyoruz” dizisini. Her ayrıntı bu ülkenin sevdiği için öldüren, aşktan öldüren, kıskançlıktan öldüren, işsizlikten öldüren, kızıp öldüren, okşayıp öldüren, dövüp öldüren, tecavüz edip öldüren, korkup öldüren, erkekliğinden kuşku duyup öldüren, dayanamayıp öldüren herifler cenneti olduğunu göreceksiniz!
Sonrasında gelsin tahrik indirimi, mahkemede saygılı tutum! Yok efendim çocuğun rızası vardı! Yaşasın iyi hal, yaşasın zamanaşımı!

İlerleme raporunda cinsiyet eşitsizliği
Yeni açıklanan AB İlerleme Raporu’nda (ya da Gerileme Raporu’nda) cinsiyet eşitliği konusunda yine sınıfta kalmışız!
Raporda açık açık yazıyor:
“Ayrımcılık karşıtı politikalarla ilgili hiçbir gelişme kaydedilmedi” diyor.
“Kadının geleneksel rolünün teşvik edilmesi ve yasaların yetersiz uygulanması kadınların ayrımcılığa ve cinsiyet temelli şiddete maruz kalmasına neden olmaktadır” diyor. Ve altına sıralıyor:
• Siyasetçiler cinsiyet eşitliğini yasalara dahil etmeli ve kadınları küçültücü açıklamalardan kaçınmalıdır.
• Kadına karşı şiddetin önlenmesi ve ailenin korunması ile ilgili yasalar Avrupa Konseyi Sözleşmesi’ne uygun hale getirilmelidir.
• Özellikle Suriyeli mültecilere yönelik kadın ticareti, fuhuşa zorlama ve cinsel istismarlar artmıştır.
• Resmi olarak yardım talebinde bulunan kadın sayısı artmış olmakla birlikte yetersizdir.
•“Rızaya dayalı olma”, “haksız tahrik” ve “yaşından büyük gösterme” cinsel suçlarla ilgili cezalarda uygulanan indirimlerin gerekçesini oluşturmaya devam etmiştir.
• Cinsiyet temelli şiddete ilişkin veri toplama sistemi bulunmamaktadır.
• Adli Tıp Kurumu raporlarında gecikmeler devam etmiştir.
• Bütçede önleyici tedbirler için harcama kalemi ayrılmamıştır.
• Sığınma evi kapasitesi yetersizdir, uluslararası standartlara uyarlanmalıdır.
• Kızlar ve erkeklerin eğitime erişim ve sürekliliğinde büyük farklar bulunmaktadır; zoraki evlilikler ve çocuk işçiliği eğitimin erken terk edilmesine yol açmaktadır.
• Kamu ve özel sektörde kadınlar yeterli temsil edilmemektedir.

Huuu, orada kimse var mı?..