Özdemir İnce

‘Türkiye çok partili sistemden verim alamıyor’

02 Temmuz 2021 Cuma

Bu cevize değerindeki beliğ (açık, düzgün, sanatlı) saptama ne yazık ve de ne mutlu ki ben fakire ait değil. “Part time” (*) AKP Genel Başkanı, “Part Time” Cumhurbaşkanı olan R.T. Erdoğan’a ait:

“Türkiye çok partili sistemden verim alamıyor.”

***

Beliğ dediysem de cümle o kadar beliğ değil. R.T. Erdoğan ne istiyor ne istemiyor?

1- R.T. Erdoğan çok partili demokratik sisteme karşı; Çin’de olduğu gibi tek parti diktatoryası istemekte.

2- R.T. Erdoğan çok partili iktidara (koalisyon) karşı, iktidarın tek partiye ait olmasını istiyor!

Ama Erdoğan, parlamenter sisteme dönüş tartışmalarını değerlendirirken “Türkiye çok partili sistemden verim alamıyor. Koalisyonlar dönemine dönmeyi milletimiz asla istemiyor” (01.6.2021) (**) demiş.

Demiş de şu anki AKP & MHP birlikteliği koalisyon değilse ne? Medeni Kanun’a göre bir evlilik değil ama imam nikâhlı bir koalisyon. İki tarafın da tam kafasına göre. 

Ancak çok tehlikeli bir birliktelik. Çünkü siyasal gerçekler açısından özgür bir birliktelik değil: Seçim ve tercih şansı olmayan bir mahkûmiyet.

***

Anlatalım: 

AKP iktidarda kalmak için MHP’ye muhtaç. Bu nedenle MHP’nin bütün kapris ve dayatmalarına boyun eğiyor.

MHP hiçbir zaman tek başına iktidar olamadı, bu gidişle de asla şansı olmayacak. “Kof” ve “irredantist” (irrédentiste). (***) İrredantist milliyetçilik, ırkçılık sosu yüksek, sınır dışındaki soydaşları da kapsayan bir milliyetçiliktir. Bu pederane siyaset, Asya’daki Türki devletlerin umurunda bile değil, MHP artık bunun farkında. Öte yandan MHP’nin müşterileri de partinin anakronik, müzelik bir parti haline geldiğini görüyor, mafyozi ilişkilerden artık gocunuyor. Bu topludurumu (konjonktür) fark eden Devlet Bahçeli, denize düşen yılana sarılır misali, son bir hamle ile AKP’nin boynuna sarıldı.

Yani anlayacağımız, durumun vaziyeti çok kötü, bu birliktelik elbette bir normal, yaratıcı, üretici bir koalisyon değil ve dizginler de komaya girmiş MHP’nin elinde.

***

R.T. Erdoğan konuşuyor: “Şu anki sistem yoktu ama halkımız bizi önce yüzde 34 küsurla parlamentoya gönderdi ve biz tek başımıza iktidar olduk. Kim vardı karşımızda? Sadece Cumhuriyet Halk Partisi vardı. Parlamentoda birlikte bu çalışmayı yaparken bizler çok daha pozitif kararlar alabilirken o dönemler içerisinde de bizler huzur içinde rahat bir şekilde süreci işlettik. Ondan sonraki seçime geldik, yine parlamenter demokrasiyle ama bizim oy oranımız sürekli artıyordu. Şu andaki sistem yoktu, yine açık ara biz öndeydik. Şimdi ise olay çok daha farklı bir sürece gidiyor, dendi ki Türkiye çok partili sistemden huzur bulamıyor. Netice de alamıyor, bunları yaşadık mı yaşadık. Koalisyonlar dönemine dönmeyi milletimiz asla istemiyor, kurtulduk bundan diyor, tekrar bizim başımızı belaya sokmayın.”

***

“Türkiye çok partili sistemden huzur bulamıyor” diye kim saçmalamış? Türkiye gerçekten huzursuz ama “çok partili sistemden” değil, AKP’nin kurmakta olduğu otokratik sistemden ve bunun antidemokratik, hukuksuz, bozguncu uygulamalarından rahatsız ve huzursuz.

Ama R.T. Erdoğan’ın gerçek sorunu bunlardan değil, siyaset doktorunun kendisine “artık ne yersen ye!” demesi. Bu!

Bu nedenle, sözü anayasaya getirerek remil atıyor: “Millet İttifakı neyi neyle yapacak, kimi kimle bir araya getirecek, hazırlayacakları anayasa metni nasıl ortaya çıkacak, bunlar düşündürücüdür. Bunların anayasa metninde millilik, yerlilik olmayacak. Çok açık net söylemem lazım, dağdaki PKK’lıyla mı milli bir anayasa mı yapacaksınız? Onların uzantılarıyla mı kalkıp bir anayasa metni hazırlayacaksınız? Bu milletin anayasası dediğiniz zaman bunun milli ve yerli bir boyutunun olması şart. Bunu da zaten çalışmalar esnasında çok açık, net görmek mümkün olacak.”

***

“Yerlilik” ve “Millilik” meydanında, “Ümmetçi”, “Selefi”, “Müslüman Kardeşlerci”, Arap dili ve kültürü meftunu, kapitülasyon savunucusu AKP yaya kalır, nal toplar.

Böyle bir zihniyet sahibi parti ile bir irredantist Türkçü parti nasıl koyun koyuna yaşar? Bunu Devlet Bahçeli’ye sormak gerek.

İster inanın ister inanmayın: Tam anlamıyla bir “bal tutan parmağını yalar” sosyetesi yaratan R.T. Erdoğan ve AKP, bizim milletin derdiyle dertleniyormuş...

(*) “Yarı zamanlı” anlamında.

(**) TRT 1 ve TRT Haber’in ortak yayınında gazetecilerin sorularını yanıtlarken.

(***) Turancı, yayılmacı milliyetçilik.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Din ve vicdan hürriyeti 13 Aralık 2024
Üst kimlik olarak İslam 10 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları