Nermin Abadan Unat

23 Eylül 2021 Perşembe

Muhteşem bir kutlamaydı. 100. yaşında ona şükran, minnet, sevgi ve saygımızı sunmak üzere bir araya gelmiştik. O,  Nermin Abadan Unat. 

Neden mi ona minnet borcumuz var? Başta kadın hakları, insan hakları olmak üzere hukuktan siyasete, iletişimden bilim insanlığına ve kadın olmaya uzanan; yaşamın her alanında örnek oluşturduğu için... Öncü olduğu için... Emeğini savunduğu ilkeler ve insanlık uğrana cömertçe sunduğu için... Dik ve onurlu duruşundan asla ödün vermediği için...

Kutlamayı İstanbul Barosu Başkan Yardımcısı Nazan Moroğlu düzenlemişti. 20 kişilik küçük bir gruptuk. Hukuk fakültesi dekanı, İstanbul Baro Başkanı, “Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği” ve “İstanbul Üniversitesi Kadın Araştırmaları Bölümü” yoldaşları Necla Arat, Aysel Çelikel...

YÜZ YILLIK UMUT

Viyana’da doğan, Atatürk’ün laiklik ilkesi ve her çocuğa ücretsiz eğitim uygulaması nedeniyle hiç Türkçe bilmeden tek başına Türkiye’ye gelmeyi seçen 14 yaşındaki kız çocuğun yaşamöyküsü kendi başına bir serüven. Sedef Kabaş’ın “Hayatını Seçen Kadın”ı okumuş olmalısınız.

Bu yaş günü buluşmasında elimizde bir kitap daha var: Kendi yazdığı “Yüz Yıllık Umut”. İlk baskıdan 25 yıl sonra, yenilediği, günümüze dek getirdiği anıları; yaşadıklarından aldığı dersler. Üç gündür elimden düşmüyor. Nefes nefese öğrenerek okuyorum. Hayranlığım, sevgim, saygım bin kat artıyor! 

Yaş günü kutlamasındayız: “Fırından” yeni çıkmış “Yüz Yıllık Umut” kitabının sayfaları arasında dolaşan, en çarpıcı bölümleri anında bizlere ileten meslektaşım Özlem Gürses, mikrofonu uzatarak sırayla hepimizin Nermin Hoca üzerine konuşmasını sağlıyor... Ama elbet en çarpıcı konuşma yine hocadan geliyor. 

ÖĞRENMENİN MUTLULUĞU

Ah evet! O bir profesör, bir bilim kadını. Ama aynı zamanda nasıl da “feminin” bir kadın. Dudağında kırmızı ruju, bana sorarsanız haksızlıklar karşısındaki isyanını simgeliyor. Her zaman mücadele etme azmini! Sanki bir isyan bayrağı. Evet, o, 100 yaşında olsa bile!

Giydiği çoğu beyaz ama kol ve etek uçları koyulaşan ve siyaha dönen elbisesi -kendi söyledi- günümüzdeki karanlık kafalara, karanlık emellere, karanlık eylemlere bir protesto! Karanlığa geçit vermeyeceğini ilan ediyor üzerinde taşıdığı renklerle. Evet, o 100 yaşında. Zaten konuşmasında en üzerinde durduğu konu laiklik!

Ama bir cümlesi var ki beni can evimden yakaladı: “Ben öğretmenliği çok sevdim ve hep sürdürdüm. Çünkü... Çünkü öğretirken öğreniyordum.”  Evet, o 100 yaşında!

MÜCADELECİ RUH

Ne mutlu bana ki onu, mesleğe başladığım ilk yıllarda tanıma şansım oldu. Beni bağrına basması, annemin çocukluk arkadaşı olması nedeniyleydi. (Teşekkürler anneciğim, muhteşem arkadaş seçimin için) 1970’lerin ikinci yarısındaydı. Bir gün bana “Benimle Strasbourg’a gelir misin? Avrupa Konseyi’nde Kadın Erkek Eşitlik Komisyonu kuracağız” demesiyle, kendimi onun peşinden koşarken buldum.

Hiç unutmuyorum. Toplantı salonuna girerken çevresine ışık saçıyordu. Mükemmel İngilizce, Fransızca, Almancasıyla her konuşması alkışlarla karşılanıyor, kimse çevresinden ayrılmak istemiyordu. 

Şimdi aynı ışığı, bu yaş günü kutlamasında da görüyorum... Yine ışığa koşan pervaneler gibiyiz çevresinde. 

Aynı ışığı kısa bir süre önce Boğaziçi Üniversitesi’nde kayyum rektöre karşı protestolara katıldığında da gördük. Bastonuna dayanmış, sırtını rektörlük binasına dönmüş o dimdik duruşu, hiç gitmeyecek gözümün önünden. 

Konuşmaları, yaş günü pastası ve şampanya izledi. Kadehlerimizi umuda, geleceğe, güzel günlere kaldırdık. Ama elbet mücadeleden vazgeçmeyecektik. Son eylem olarak hepimiz “İstanbul Antlaşması Yaşatır” maskelerimizi takıp birbirimizi kucaklayarak niyetimizi ortaya koyduk! 

Evet, o 100 yaşında ve hepimizden genç! Pırıl pırıl berrak aklı ve yüreği de öyle! 

İyi ki varsınız Nermin Hoca!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları