Cem Mansur’un suçu ne?

Cem Mansur’un suçu ne?

25.11.2021 05:00
Güncellenme:
Takip Et:

Sorum bu başlıktaki kadar basit... Ama yanıt almakta zorlanıyorum. Sadece ben değil, müzik dünyasıyla ilgisi olan herkes! Hatta bu soruyu doğrudan İstanbul Büyükşehir Belediyesi yetkililerine soran gazeteciler bile yanıt alamıyor.  

Son üç gün içinde “Mehmet Ergen’den sonra, Cem Mansur da görevden alındı” haberleri iyice yaygınlaşınca gerçek mi diye Cem Mansur’a sordum. Henüz hiçbir yazılı bildirim almadığını söyledi... 

Cemal Reşit Rey Salonu Genel Sanat Yönetmenliği’ne 2019 Ekimi’nde İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun onayıyla atanan Cem Mansur, o gün bugün sadece usta bir şef değil, aynı zamanda çok başarılı bir yönetici olduğunu da kanıtladı bence.  

Yaptığı seçimlerle nitelikli ve çok geniş bir yelpazeye yayılan program... Sezon konserlerinde çeşitlilik (klasik, flamenko, halk müziği, caz, alaturka vb.)... Ayrıca çeşitli ilçelerde açıklamalı konserlerle, müziği anlatma/ yakınlaştırma/ sevdirme/ benimsetme/ yayma işlevini gerçekleştirmesi... Yine ilçelerde yetenek keşifleri... Kamuya açık, ücretsiz açık hava yaz konserleri... Neredeyse unutulmanın sınırında dolaşan CRR Salonu’nu iki yılda her daim işler ve dolu tutabilmesi... Gelecek için eser siparişleri, kayıtlar... Dijital ortamı da kullanarak, CRR’yi dünya standartlarında bir salona dönüştürmesi... Belki de en önemlisi (önceki deneyimlerinden yararlanarak) İstanbul şehrine ait kalıcı bir İBB Orkestrası kurma çalışmalarını sürdürmesi…

Yukarıdaki her tümcenin sayfalar boyu açıklaması var. Ama bu köşeye sığmaz! Üstelik bütün bunları pandemiye rağmen en güç zamanlarda gerçekleştirdiğini anımsatayım! 

Bunlar dışında başka bir “suç” aklıma gelmiyor doğrusu! Ama doğru ya, suç değilse bile bir “tuhaflığı” var Cem Mansur’un: İlkelerinden kimselere ödün vermiyor, nitelikten vazgeçmiyor! İstese kendi kariyeri, kendi şefliği için genel sanat yönetmenliğini öyle güzel kullanabilir ki. Ama o bunu yapmıyor. Ülkemizde alışılmadık bir durum!     

ATATÜRK - NÂZIM - İDİL 

Geçen pazar, Kadıköy Belediyesi’nin himayesinde Süreyya Operası’nda bütün bir güne yayılan İdil Biret’in 80. yaş günü kutlaması, tarihe tanıklık etmek gibi bir şeydi. Her saniyesi çok değerliydi. Salondaki coşku da duyarlılık da elle tutulur, gözle görülür, hissedilebilir yoğunluktaydı. İdil Biret’in mutluluğu da muhteşemdi! Kutlamanın ayrıntılarını Cumhuriyet’te Orhun Atmış yazdı, tekrarlamayacağım...  

O günden geriye bir anekdot kaldı ki onu paylaşmadan geçemeyeceğim: 

Günün/ akşamın/ konuşmaların/ konserin sonunda Rusya Federasyonu Başkonsolsu Andrey Buravov, İdil Biret’in locasına gidip çiçek buketini ve Moskova’dan gelen şeref madalyasını takdim etti ya... Birçok dinleyici de başkonsolosa teşekkür etti; Moskova sanat kültür merkezlerinden, müzik okullarından gelen mektupları bizlerle paylaştığı ve sundukları nişan için... 

Teşekkür edenlerden biri de müzik yazıları, kitaplarıyla da tanıdığımız bilim insanı Erhan Karaesmen... Andrey Buravov’un yanıtı şöyle olmuş: 

“Ne demek... Bizim Rusya’da üç isim çok iyi bilinir: Atatürk, Nâzım ve İdil Biret...”

İşte böyle...

Sevgili okurlar: O akşam yaptığım, müziğinden çok, kişiliğini anlatmam istenen “İdil Biret, Türkiye için ne ifade eder?” başlıklı konuşmamın metnini birçok okur ve dinleyici istedi. Burada yayımlamak olanaksız. Şefik Kahramankaptan’ın editörlüğündeki “Sanattan Yansımalar” portalında konuşmamın tamamını bulabilirsiniz. https://www.sanattanyansimalar.com/idil-biret-turkiye-icin-ne-ifade-eder/6396/ (Teşekkürler Şefik Kahramankaptan!)

Yazarın Son Yazıları

Yok etmek/Yaratıcılık

Bir yanımda yaratıcılık, bir yanımda yok edicilik. İkisi de çekiştirip duruyor iki kolumdan.

Devamını Oku
04.12.2025
Tiyatro hazinemize yolculuk...

Duvardaki dev afişten fırlayıp kucaklaşacakmışız gibi bana bakan genç kadın, Suna Pekuysal.

Devamını Oku
30.11.2025
Hukuk bitti

Dünkü gazetemizde, “Korkma Biz Kadınız!” başlığını görmek çok hoşuma gitti.

Devamını Oku
27.11.2025
Çocuklar için...

Çocuklarımız için neler neler yapmayız ki...

Devamını Oku
23.11.2025
Grup Yorum’dan mektup var

Ülkemin hapishaneler coğrafyasından sık sık mektup gelir.

Devamını Oku
20.11.2025
BACH, Diyarbakır'da...

Neredeyse 30 yıldır Hakan Erdoğan Prodüksiyon “Bach İstanbul’da” başlığıyla klasik müzik konserleri düzenler.

Devamını Oku
16.11.2025
Oktay Ekinci kitabı

Oktay Ekinci... Bu isim Cumhuriyet okurlarının hiç ama hiç yabancısı değil.

Devamını Oku
13.11.2025
Paris’ten Diyarbakır’a

Paris ve sonbahar.

Devamını Oku
09.11.2025
Her daim muhalif

“Ve sonunda Joan Baez hastalığı yendi, sağlığına kavuştu!”

Devamını Oku
06.11.2025
Susmak onaylamaktır

“Hava kurşun gibi ağır/ Bağır bağır bağırıyorum/ Koşun. Kurşun eritmeye çağırıyorum...”

Devamını Oku
02.11.2025
Küllerden doğan ışık

Cumhuriyetin 102. yıldönümünü dün kutladık.

Devamını Oku
30.10.2025
Bodrum Cup: Kuşaktan kuşağa ileri!

Ege’nin ortasında bir sabah...

Devamını Oku
26.10.2025
Tiyatro sorgulamaktır

Daha 29. Uluslararası İstanbul Festivali başlamamıştı.

Devamını Oku
23.10.2025
Filler ve Karıncalar

Prag Tiyatro Festivali’nden ayağımın tozuyla dönüp tüm gördüklerimi sizinle paylaşmaya hazırlanıyordum ki sevgili arkadaşım Genco Erkal’ın sesi kulağımın dibinde bitiverdi: “Çekya’yı bırak önce Cihangir’e bak!”

Devamını Oku
19.10.2025
Prag’dan sevgiler

Sevgili okurlar Prag’dayım.

Devamını Oku
16.10.2025
Jandarmalı-jandarmasız günler

Sabah 6.30’da kapı tekmeleniyor. Jandarma içeri dalıyor.

Devamını Oku
12.10.2025
Tiyatro ve siyaset

Bu yazının başlığı “Afife Jale Ödül Töreni’nin düşündürdükleri” olacaktı.

Devamını Oku
09.10.2025
Celladına âşık olmak...

Olmayan suçlar... Yazılmayan iddianameler... Yazılıp uygulanmayan kararlar... Ve hukuk ile guguk arasında yaşamaya devam çabası... Tamam yakınmayı bırakıp sadede geliyorum.

Devamını Oku
05.10.2025
Travmalarla yaşamak...

Nasıl yaşamak bu! Kâh gökyüzünde kanat çırpıyoruz kâh en dipsiz kuyuların derinliğinde kayboluyoruz.

Devamını Oku
02.10.2025
Yaşar Kemal’e adanan bayram

26 Eylül’de Ankara’da 93. Dil Bayramı’nı kutladık. Dil Derneği ve Çankaya Belediyesi’nin ortaklaşa etkinliği Yaşar Kemal’e adanmıştı.

Devamını Oku
28.09.2025
Ellerinde Toprak

“Sömürü bir bütündür. Bütün insan değerlerinin sömürülmesiyle, doğa değerlerinin hoyratça sömürülmesi bir arada gidiyor. Türkiye toprakları yıkıma uğratılıyor, hopur ediliyor. Biz Türkiye üstünde mirasyedileriz. Yıkımımızdan Türkiye’nin hiçbir insanı ve doğa değeri kurtulamıyor.”

Devamını Oku
25.09.2025
‘Üç Ayaklı Kedi’ İstanbul’da

İstanbul dolu dizgin.

Devamını Oku
21.09.2025
Nice yıllara Hrant Dink

15 Eylül, arkadaşımız, yoldaşımız, omuzdaşımız, ülkemin en aydın, en dürüst, en yararlı, en barışçı insanlarından Hrant Dink’in yaş günüydü.

Devamını Oku
18.09.2025
Düşme var düşüş var

Bundan önceki yazım şöyle bitiyordu: “Yeryüzü muhteşemdi. Türkiye’nin asla uygarlıktan, yaratıcılıktan, aydınlıktan ve gelecekten vazgeçmeyeceğine dair umutlarımız tazeleniyordu.”

Devamını Oku
07.09.2025
Büyülü aydınlık bir gece

Elbe Nehri’nin kıyısında görkemli mi görkemli o yapı bir mucize gibi yükseliyor.

Devamını Oku
04.09.2025
Hapishane ve ödül: Vicdan ve haysiyet

Hafta içinde hapisteki iki çok değerli insanımıza yine uluslararası ödüller verildi.

Devamını Oku
31.08.2025
Paramparça ve umut

Bunalıyorsunuz, kahroluyorsunuz, her yerde haksızlık, hukuksuzluk, adaletsizlik diyorsunuz...

Devamını Oku
28.08.2025
Dünyanın sesleri İstanbul’daydı

Bu başlığı yazdım. İstanbul’da bir haftadır süren o muhteşem coşkuyu paylaşacağım diye düşünürken birden bir suçluluk duygusuna kapıldım.

Devamını Oku
24.08.2025
Edremit Kitap Fuarından...

Edremit Kitap Fuarı’ndayım...

Devamını Oku
21.08.2025
Diyanet suç işliyor!

Diyanet İşleri Başkanlığı suç işliyor.

Devamını Oku
17.08.2025
Tiyatro durakları...

Adaletten eğitime, sağlıktan beslenmeye, her şeyin sahtesine, zehirlisine mahkûm edildiğimiz, yalanlarla kuşatıldığımız şu günlerde kimi alanlarda hakikatle, sahici olanla karşılaşmak iyi geliyor insana.

Devamını Oku
14.08.2025
Bodrum’un markasına dönüşen bale festivali

Son yıllarda adeta Bodrum’un kültür markasına dönüşen Uluslararası Bodrum Bale Festivali’nden söz edeceğim.

Devamını Oku
10.08.2025
Algılamanın sınırsızlığı

20. ve 21. yüzyıl tiyatrosuna damgasını vuran dâhi Robert Wilson tedavi olmak istemeyerek New York Long Island’da kurmuş olduğu Watermill Eğitim ve Üretim Merkezi/okul/ müze/kültür merkezinde son ana dek çalışarak 31 Temmuz’da öldü.

Devamını Oku
07.08.2025
Türkiye’nin Aydınlık Yüzü / Belleğimizin Bekçisi: Metin Sözen

Metin Sözen: (24 Mayıs 1936, Harput, Elazığ-31 Temmuz 2025, İstanbul)...

Devamını Oku
03.08.2025
Herkes için sanat: Anadolu Sergileri

Yılın belki de en sıcak gününde deniz kıyılarını bırakıp Milas’ta kapalı bir mekânda bir sergi görmeye gideceğimi söyleseler pek inanmazdım.

Devamını Oku
31.07.2025
Bir dokunuşa bin ah!

“Ayakucumda deniz, kaynayarak yanan bir zümrüt, sonra mavi, sonra menekşe, ne var ki üzerine tuzla buz edilmiş milyonlarca ayna parçaları yağmış, alev alev yanıyor, çakıyor, çakıntıdan göz alıyor.”

Devamını Oku
27.07.2025
Tüm iyilerin Altan ağabeyi

Altan Öymen aramızdan ayrılıp sonsuzluğa göçerken bile hepimize bir ders verdi...

Devamını Oku
24.07.2025
Bodrum’da doludizgin sanat

Ah bilmez değilim. Bu başlığı okur okumaz delirdiğimi sanacaksınız...

Devamını Oku
20.07.2025
Günler geçerken...

Pınar Kür... Edebiyatımızın cesur kadınlarından biri daha sonsuzluğa göçtü.

Devamını Oku
17.07.2025
Hikmet Çetinkaya

Yaş almanın en kötü yanı eşiniz, dostunuz, arkadaşlarınız, meslektaşlarınız hepsi gidiyor.

Devamını Oku
13.07.2025