Genco Erkal’dan ‘İmparator’: Olay Etiyopya’da geçiyor!

29 Ocak 2023 Pazar

“Kim derdi ki bir gün her şey bitecek, koca saray yetim kalacak. Bir vakitler saray halkıydık biz... Ama sonra...” Ah işte hep sonrası vardır bu sonsuz gücün ve de iktidarın ve de sarayların…

Sahnede iki oyuncu, mutlak güç olan padişahın, imparatorun hizmetkârlarıdır. Yastık taşıyıcısı, kapı açanı, köpeğinin çişini temizleyeni, secde edeni, hazine bakanı, ticaret bakanı, istihbarat bakanı, köpek, leopar besleyicisi, casus, ihbarcı, kese taşıyıcısı, kayyum atayıcısı vb. Bütün hizmetkârlar, bütün uşaklar ona taparlar. Hayranlıklarında, övgülerinde, onu yüceltmelerinde sınır, mantık yoktur. 

Hizmetkârlarının anlatımıyla imparatoru tanımaya başlarız: Okumaz, yazmaz, ama her şeyi bilir. Eğitimi, diploması yoktur ama sabrede ede basamakları tırmanmıştır. Cahilleri sever, çünkü herkes eğitimli olsa kargaşa çıkar! En önemli kararları gece alır, çünkü gece tehlikeli komploları besler. Yolsuzluk yapan bakanları sever, çünkü sadık olurlar. Parası olanı sever çünkü onlar mutludur. Gençleri sevmez, çünkü karşı çıkarlar. Reformcuları sevmez çünkü baş reformcu kendisidir. İlk otomobil, ilk uçak, ilk fabrika hepsini o başlattı. Ondan önce ülkede ne matbaa, ne banka, ne elektrik... Ülkeyi geliştirir yani kendi saraylarıyla donatır.

Eyvah, eyvah... Tehlikeli sulara giriyoruz... Neler diyor bunlar!

Korkmayın, olay Etiyopya’da geçiyor. Söz konusu kişi “Yüce majesteleri, Etiyopya krallarının kralı, fatih aslanı, Tanrı’nın seçilmişi, evrenin ışığı, İmparator I. Haile Selassie”... eski Habeşistan, şimdiki Etiyopya imparatoru! 1930-1974 yılları arasında tam 44 yıl ülkeyi yöneten ve milleti canından bezdiren adam! 

SAHNEDEKİ USTALIK 

Olağanüstü bir yazar Ryszard Kapuscinski’nin “Afrika Aslanı” kitabından Colin Teevan’ın sahneye uyarladığı, Dostlar Tiyatros’nun “İmparator” oyunundan söz ediyorum. Türkçeye çevirirken Genco Erkal öylesine özenli ve titiz bir dramaturgi çalışması yapmış ki metnin her sözcüğü seyirciye dokunuyor ya da bamteline basıyor. Metindeki bir ustalık da mizah dozundaki denge. İmparatorun zavallı hallerine gülsek mi, ağlasak mı derken yaşanmakta olanın, başımıza balyoz gibi inmesini ve bu gülünç durumların gerisinde milletin çektiği acıyı görmemizi engellemiyor! 

Genco Erkal, yıllara meydan okuyan usta oyunculuğuyla ve tükenmez enerjisiyle bir rolden diğerine geçerken başkası yaptığında anlamsız olabilecek bir beden dili geliştiriyor sahnede. Adeta bir dans. Hele zengin ülke ve yoksul ülkedeki parayı karşılaştırdığı anlarda bu dans doruğa ulaşıyor. Yoksul ülkede paran oldu mu, sefaletin pis kokusu duyulmaz; umutsuz kitlelerin çığlığı erişmez sana. 

Genco Erkal’ın karşısında genç oyuncu Enes Sarı, o da rolden role girerken çok zor bir işin üstesinden başarıyla geliyor. Nazım Çınar’ın Afrika ritimlerini çağrıştıran müziği Özlem Kaya’nın işlevsel kostümleri, Hakan Özipek’in ışık tasarımı bu sahne şölenini tamamlıyor. 

Oyunun son tümcesi manidar: “Şimdi her şey olup bittiğine göre, durup düşünüyorum ve hayret ediyorum biz bu adama bunca yıl nasıl inandık?”

Neyse ki olay Etiyopya’da geçiyor! İyi seyirler! Unutmayın: Tiyatro hayattan daha gerçek olabilir!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları