Vicdansızlık mı, Utanmazlık mı Daha Ağır Çeker?

26 Aralık 2013 Perşembe

Ayakkabı kutularında milyonlar, dolarlar, Avrolar... Rüşvet, kara para değil; villa satışı / hizmet karşılığı / sünnet düğünü armağanı / arkadaş kıyağı vb... Benim aklıma bir fotoğraf düşüyor: Şişli Osmanbey, Agos gazetesinin önünde, bir kardeşimiz Hrant Dink vurulmuş yatıyor. Ayakkabılarının altı delik... İstanbul Valiliği’ne çağrılıp tehdit edildiğinde de aynı ayakkabılar vardı mutlak ayağında...

***

Bülent Arınç soruyor: “Düşünün, bir İçişleri Bakanı’nın oğlunun gözaltına alındığını basından duymasından daha acı bir şey olabilir mi???”
Benim aklıma Abdullah Cömert geliyor. CHP gençlik kolları üyesiydi, Antakya’daki Gezi Direnişi’nde vurulup öldürüldüğünde ve bir de 22 yaşındaydı....
Gözümün önüne sıcacık gülümsemesiyle Ethem Sarısülük geliyor: Ankara’daki direnişte polisin önce tekme tokat giriştiği, sonra silahını çekip vurduğu, kafasına nişan alıp vurduğu gencecik fidan.... Vuruluşunu defalarca ekranlarda izlediğimiz çocuk...
Ali İsmail Korkmaz düşüyor aklıma: Eskişehir’deki direnişte darp edildikten sonra beyin kanaması geçiren, ameliyat sonrasında hepimizin soluğumuzu tutup yaşama dönmesini beklediğimiz, ama gözlerini artık hiç açmayacak olan İsmail Korkmaz...
Onların anaları babaları acaba nasıl öğrendiler çocuklarının gözaltına alındığını değil de, vurulup öldürüldüğünü?

***

Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan hayıflanıyor: “Hayatında karakolluk işi olmamış oğlumu apar topar tutukladılar.”
Benim aklıma ve yüreğime Berkin Elvan yerleşiyor. Onun da hayatta karakolluk işi olmamıştı. Gezi protestoları sırasında ekmek almaya giderken kafasına isabet eden biber gazı fişeği ile yaralanan Berkin Elvan, 14 yaşındaydı. O, apar topar değil, neredeyse 200 gündür komada ve babası bakan olmadığından, o gün bugün bu olayla ilgili tek polisin ifadesi alınmadı...

***

İçişleri Bakanı Muammer Güler şikâyetçi: Yükleme yapılmış, ekleme yapılmış telefon konuşmalarına. Alçaklık bu! Emniyet müdürleri, savcılar derhal hallaç pamuğu gibi dağıtıla...
Benim aklıma Teğmen Mehmet Çelebi geliyor. Gözaltındayken telefonuna 139 adet telefon numarası yüklenmişti. Yüklemeyi yapan polisler beraat etti teğmen beş yıldır içeride...
Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, Oğlumun masum olduğuna inancım tamdır” diyor...
Çevre, doğa ve şehrim İstanbul geri dönüşü olmayan tahribatla, yıkımla paralanırken benim yüreğime Tuncay Özkan’ın kızı Nazlıcan’ın isyanı yerleşiyor. Babasını hapiste ziyarete giderken “15 yaşında beni niye soydunuz” diyen sesi geliyor...

***

Ergenekon, Balyoz, KCK, Odatv ve tüm davaların savcısı Tayyip Erdoğan’ın dün söyledikleriyle bugün söyledikleri yan yana getirildiğinde, dünyanın en gülünç komedisi, en berbat parodisi ortaya çıkıyor. Ama bu ülkenin başbakanı olduğu için de tam bir trajedi...
Yeter mi, yetmez mi bilmem, ama “hukuk herkese lazım” ilkesini son bir haftada anımsayan beylere benim de bir sorum var: Vicdansızlık mı, utanmazlık mı daha ağır çeker?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kaburga sohbetleri 28 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları