Biri lider diğeri ikinci olan iki takımın maçında gol açısından da
futbol açısından beklenti yüksek.
Hem tempo hem pozisyon zenginliği beklentisi de… Özellikle de iki tarafta da takımına futbol oynatmayı seven
teknik direktörler olduğunda. Adana
Demirspor-Galatasaray maçı bu beklentilerin sadece tempo kısmını karşılıyor. Galatasaray’da hissedilen eksiklik Oliveira… Zira onun pozisyonunu emanet alan Midtsjö ilerideki futbolculara top taşımakta yeterli değil.
Buna Dubois’in ve Gomis’in tutukluğu eklenince oyununun zenginliği azalıyor. Benzer bir durum Adana Demirspor için de söz konusu. 4-2-2-2 şeklindeki taktik dizilişte, takımın çalışkanı Onyekuru. Ama ya takım arkadaşları onu okuyamıyor ya da etkili şutlarına da Muslera geçiş vermiyor. Özetle,
zayıf denemeleri saymazsak toplamda
yürek hoplatan dört pozisyon var karşılaşmada. İkisi Onyekuru-Muslera, ikisi de Mertens-Ertaç arasında yaşanıyor ve bitiyor. Tablo 64. dakikada Adana Demirspor’un kırmızı kart nedeniyle 10 kişi kalmasından sonra da değişmiyor. Zira Galatasaray’ın canı gol atmak istemiyor. Adana Demirspor ise
hem 10 kişi gol yemeyeyim hem gol
atayım derken yorgun düşüyor. İki taraf da eşit olarak istemeyince, puanlar
da eşit paylaşılıyor.
İstemeyince…
Yazarın Son Yazıları
Belki maç başlamadan önce, Galatasaray’ın Avrupa yorgunu olması ve birinci kalecinin sakat olması avantaj gibi gözükmüştür Antalyaspor teknik heyetine.
Galatasaray, maçın ilk 45’te, Samsunspor ligin büyüklerinden rahatça puan koparan, dişli takımlardan biri değilmiş, hatta hiç yokmuş gibi oynuyor.
İstanbul derbilerinden, heyecan, çekişme, güzel futbol beklemeyeli çok oldu... En fazla, “Olay çıkmasa bari” temennisinde bulunabiliyor insan. Maç en azından bu beklentiyi karşılıyor.
Eksik ve tuttuk…
Galatasaray için maç, klişe bir pembe dizi gibi başlıyor…
İki Galatasaray var, Kocelispor deplasmanında. İlk yarıda “Ne de olsa sınıf birincisiyim. Çalışmadan geçerim” rahatlığıyla çıkıyor sahaya. Çabalamıyor, konsantre olmuyor…
Tıpkı, arılar gibi, iki takım da vızır vızır...
Yorgun Galatasaray, önce vasat bir oyun sergilerken pozisyon yaratma işini tek kişiye; maçın en hırslısı Osimhen’e bırakıyor.
Galatasaray maça, yelkeni rüzgâr dolan bir cruiser gibi başlıyor, ilk on dakika böyle devam ediyor.
Milli maçlar sonrası yorgun ya da Şampiyonlar Ligi öncesi heyecanlı; Galatasaray, normaline göre durgun bir futbol oynuyor.
Yorgun Galatasaray ve rakibini iyi çalışmış bir Beşiktaş...
Sırasıyla Yunus (23), Icardi (45+1) ve Torreira’nın (65) golleri, istikrarlı bir baskının değil yakalanan fırsatlara eklenen kişisel becerilerin ürünü.
Heyecanlı ve tedirgin G.Saray maça bocalayarak başlıyor.
Olimpiyat Stadı’nın lanetinden midir, verilen aranın rehavetinden mi bilinmez...
Galatasaray, evinde konuk ettiği Çaykur Rizespor karşısında “dalgalı” bir futbol sergiliyor...
Galatasaray, geçen sene olduğu gibi bu yıl da “her maça bir kahraman” trendini sürdürüyor. Topla oynama oranının yüzde 70’e varması yanıltıcı olmasın.
4 dilimi var G.Saray-Karagümrük maçının.
Gaziantep ile Galatasaray’ın karşı karşıya geldiği sezonun ilk maçının açmazı şu:
Erden Timur, Galatasaray’da yeni bir görev üstlenmeyeceğini açıkladığında, tüm camia endişeyle beklemişti yeni sezonu: Bu futbolcuları kim motive edecek?
Galatasaray, yaşadığı ‘sevinçli telaş’la biraz bocalasa da 26’da Osimhen’in golüyle rahatlıyor.
Yolundan şaşmadı
Birlikte
Tam takım devam
Yürüyeduruyor
‘Çok’ ile ‘hiç yok’
Koltuğunda rahat
Kadıköy hatırası
3 puanın günahı
Taşikardisiz 3 puan
Uyuyan dev
Kim kurtuldu?
Langırt
Yokluğu yara
Mesele
Nasıl olacak?
Tutuk ama istikrarlı
Uyanış
Kilit son maça
Azı dişi!
Kötü futbol 3 puan