Son üç yazım niteliksiz eğitim üzerineydi. Akademiyi iyice dibe vurdurmak; bilim üretemezsen köle olursun: Liyakatsizlik ülkeyi bitiriyor; ve son olarak tüm bunlara tüy diken, mizahi yazım Diplomaları kaldıralım eşitlik bir toplum yaratalım, üzerineydi. Bu yazıyı şüphesiz umutsuzluk yazdırdı, ciddi bir tartışma mümkün değil diyerek...
Şimdi yüksek eğitim meselesine çok ciddi bir açıdan daha yaklaşacağım: Yüksek eğitimin en önemli iki alanı tıp/ sağlık ve hukuk eğitiminin giderek özelleştirmeye teslim edilmesi, devlet üniversitelerindeki (tabii ki iyilerinde) nitelikli tıp/ sağlık ve hukuk eğitiminin adım adım tasfiye edilerek fırsat eşitliğinin bu alanda da ortadan kaldırılması ve yoksul ve orta halli aile çocuklarına bu kapıların kapatılması: Ülkenin çoğunluğunu oluşturan bu kesimin özel/vakıf üniversitelerine 1 milyona varan bir ücret ödeyecek hali yok.
NEDEN ÖYLE DİYORUM?
YÖK, devlet üniversitelerinde hukuk kontenjanını 4 bin azalttı. Dolayısıyla en azından 4 bin öğrencinin daha devlet üniversitelerine girme hakkı kısıtlandı ve “git vakıflarda oku” dendi. Böylece devlet ve vakıf üniversitelerindeki öğrenci oranı, devlet aleyhine bozuldu. Yani millet aleyhine... YÖK’ün gerekçesi, çok fazla hukuk öğrencisi mezun oluyor, kısıtlayalım. Soralım: Devlet üniversitelerinden mezun olup da işsiz güçsüz milyonlarca genç var. O zaman bütün o programlarda da kısıtlama yap! Hayır.
Bazı (tüccar ve mahalle) vakıf üniversiteleri mütevelli heyeti başkanlarının bir önceki YÖK yönetimine bizzat giderek, a) üniversiteye girme barajının kaldırılmasını, b) devletin/ üniversitelerinin kendileriyle rekabet yapmamasını, c) sağlıkla ilgili programların kaldırılmasını istediğini herkes biliyor.
FIRSAT EŞİTLİĞİ KALKSIN
Bunu dileyen adamlar tüccar, devletin fırsat eşitliğinin ortadan kaldırılarak öğrencileri kendilerine mecbur edecek isteklerde bulunuyor. Bu isteklerine o zaman yanıt alamadıklarını biliyoruz. Tersine, mesela hukuk, tıp ve mimarlık gibi programlarına girecek öğrencilere barajlar getirildi. Yanlış anımsamıyorsam, hukuk programında başarı şartını ilk 100 bindeki öğrenci arasında kazananlar tercih yapabiliyordu. Bu baraj tıpta, sınavlarda en yüksek 50 bin puanı alacaklarla sınırlandırılmıştı.
Şimdiki YÖK yönetimi işbaşına gelir gelmez hukukta ilk 125 bine yükseltti. Böylece daha az nitelikli 25 bin öğrenciye de hukuk kapılarını açtı.
REZALET BİR ŞEY DAHA YAPTI
Barajı kaldırdı! Artık 1 net yapan öğrenciye de üniversite programlarını açtı! Üniversite eğitiminin niteliğini iyice düşürdü. Yüzde 1 net yapanı lise öğrenimine geri döndürmesi gerekirken!!!
YÖK kaliteyi, fırsat eşitliğini sağlamakta koca bir sıfırdır. Tamam iktidar onayıyla oluyor tüm bunlar, ama özeller lehine de.
Muhalefetin CHP’nin ise bu konulara hiçbir itirazı yok! Fikri de yok. Ülkede çok önemli eğitim öğrenim alanlarında açılan ciddi bir tartışma da yok.
Üstüne üstlük yüksek lisans ve doktora programlarının pırtlak gibi çoğalan tüccar şirketlere yazdırılması konusunda sıfır önlem, denetim de yok. Son olarak yaşadığımız sahte diploma konusunda da sıfırı tüketti.
Tabii boynuna asılan bir başka kolye de Ekrem İmamoğlu’nun diplomasını iptal etmesi. Ey YÖK senin tutacak neren kaldı?
***
Neden hukuk ve tıp programlarını gündeme getiriyorum?
Bu konu yarına!