Darbeden değil, kadınlardan korkun!

08 Nisan 2021 Perşembe

Elbet yukarıdaki başlığın yüzlerce değişik varyasyonu olabilir... Darbeden değil, açlardan korkun, açların gözbebeklerinden korkun! Darbeden değil, 11 milyon işsizden korkun! Darbeden değil, yarattığınız ve milleti mahkûm ettiğiniz bu bölünmüşlükten korkun! Darbeden değil, hak ve hukuksuzluktan, adaleti yok saymaktan korkun! Darbeden değil, salgınla ilgili sakladığınız gerçeklerden, ölümlerine neden olduğunuz doktorlardan, sağlıkçılardan, ölüme terk ettiğiniz hastalardan korkun! Darbeden değil, vicdan sahiplerinden korkun!

DİLEKÇEDEN KORKMAK 

Anımsayın: İstanbul Sözleşmesi, bir gece ansızın “geri çektim” denerek yok edilmeye çalışılmıştı. Nisan başında, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, “#ÖLMEKİSTEMİYORUM” başlıklı dev bir şikâyet dilekçe örneğini İstanbul Zincirlikuyu’da bir bina duvarına asmıştı. Herkes görsün diye... Yetkililer öyle bir korktular ki hemen kollar sıvandı. Güvenlik güçleri seferber edildi, apar topar dilekçe örneği sökülüp indirilmişti.   

Neden mi korktular? Neden mi indirdiler? Çünkü gerçekleri söylüyordu: 

“Bugün herkesin gördüğü dev şikâyet dilekçesi bir kadının ‘Ölmek İstemiyorum’ diyerek verdiği yaşam mücadelesidir. Bu sadece tek bir örnek. Ama bu dilekçenin sahibi kadın gibi her gün onlarca, binlerce kadın bu dilekçeleri veriyor. Hayatta kalabilmek, şiddetten uzak yaşamak için karakollarda, adliyelerde mücadele ediyor.” 

Böyle başlıyordu ve şöyle devam ediyordu... 

Arzu Aygün 9, Ayşe Tuba Arslan 23, Nahide Opuz 36, Sevtap Şahin tam 60 kez resmi makamlara başvurmuş, koruma talep etmiş ya da şikâyetçi olmuşlardı. Şikâyetleri görmezden gelindi ve şikâyetçi oldukları erkekler tarafından öldürüldüler. Bu şikâyetlerin, dilekçelerin tek bir tanesi bile dikkate alınsaydı, İstanbul Sözleşmesi uygulansaydı bugün yüzlerce kadın hayatta olabilirdi.”

TEŞEKKÜRLER BEŞİKTAŞ BELEDİYESİ 

Neyse ki bu ülkede korkunun esiri olmayanlar da var. İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Beşiktaş Belediyesi örneğin. 

Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat da pankartın indirilmesi üzerine sosyal medya hesabından “Bu anlamlı çalışmayı daha çok İstanbullu görmeli... Kadınların haklı mücadelesinin her zaman yanındayız... Baskı dosyasını bize iletin, Beşiktaş Çarşı’daki duvarımız sizin için hazır” şeklinde bir paylaşımda bulunmuştu.

Beşiktaş Belediyesi’nin bu girişimi önceki gün gerçekleşti. O devasa pankart / afiş Beşiktaş Çarşı’ya asıldı. 

Teşekkürler bu işi gerçekleştirenler. Teşekkürler kadınların haklı mücadelesinin her zaman yanında olanlar. Teşekkürler  bir kez daha Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu.

Artık bu afişi herkes görebilir! İstanbul’a gelemeyenler sosyal medyadan pankartı ve asıldığı yeri görebilirsiniz.

KORKUNUN ESİRİ OLMAK 

Malum, “Korkunun ecele faydası yok” diye bir atasözümüz var... Özetle “Korku insanı esir aldı mı, abuk sabuk işler yaptırır” demeye de gelir... 

EY OKUR! 104 emekli amiralin Montrö Antlaşması’na ilişkin açıklamasını okuduğunuzda sizler “Eyvah, darbe yapacaklar” endişesine ya da korkusuna kapıldınız mı? Ya da benzer bir açıklamayı çok daha önce emekli büyükelçiler yaptıklarında “Eyvah, darbe geliyor” dediniz mi?  

Güldürmeyin beni!  

Dünya edebiyatı korku öyküleriyle, denemeleriyle dolu. Kimi yazar korkunun cehaletten doğduğunu vurgular; kimi yazar kokunun zalimlikle ilişkisini ortaya kor. 

Yok, korkunun ne zalimlikle ne de cehaletle ilgisi var diyenlere, haydi bir üçüncü şık verelim: Belki de sadece ve sadece kişiye mahsus çıkarlarla ilgisi vardır... Ya da en iyisi sizlere Aziz Nesin’in 12 Eylül sonrası ellerimizden düşmeyen “Korkudan Korkmak” kitabını öneririm.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları