Yargı reformunu beklerken

Yargı reformunu beklerken

07.07.2019 07:30
Güncellenme:
Takip Et:

Sistem nasıl işliyor biliyor musunuz? Önce troller devreye giriyor. Vay sen şunu yazdın, bunu çizdin, şunu söyledin diyerek küfrü ve tehdidi basıyor, ardından yandaş medya o suçlamaları haber yapıyor, manşetlere taşıyor... Derken suç duyurusu ve soruşturma başlıyor.
Aynı sözü, aynı söylemi, aynı görüşü, aynı düşünceyi daha önce yüzlerce insan söylemiş paylaşmış olabilir, hiç fark etmiyor... Sistem böyle.
O yazı bir ay ya da bir yıl, üç yıl, beş yıl önce yazılmış, o söz aylar aylar önce söylenmiş, o çizgi yıllar önce çizilmiş olabilir, hiç fark etmiyor... Sistem böyle.
“Türkün aklı sonradan gelir” deyişini burnumuza sokacak biçimde aradan ne kadar süre geçmiş olursa olsun soruşturma başlatılabiliyor. Kim, nasıl, ne zaman, neden düğmeye basıyor, ben bilemem elbet...
Sistem öyle buyuruyor: Havadaki titreşimlere göre, ortalıktaki siyasal konjonktüre göre, AKP’li Cumhurbaşkanı’nın o günlerdeki söylemlerine, ruh haline göre... Ne olduğunu tam bilmesek de, bir şeyler oluyor işte ve cızzz...
Cızzz! Sen 6 yıl önce 2013’te Gezi olaylarını başlattın... Cızzz! Sen taaaa o zamanlar şöyle bir tweet attın... Cızzz! Sen 9 ay önce şöyle bir yazı yazdın... Cızzz! Sen çocuklar ölmesin dedin! Cızzz! Sen barış isteğini dile getiren bildiriye imza attın!
Sonrası kolay. Atın içeri... Suçsuzluğunu kanıtlasın!
Kim, nasıl, ne zaman, neden düğmeye basıyor? Galiba nedenini biliyorum: Gözdağı vermek. Eleştiriyi sonlandırmak. Korkutmak. Muhalefeti yok etmeye çalışmak...
Ancak işe yaradığı pek söylenemez. Muhalefet büyüyor. Eleştiri çoğalıyor. Gözdağı da artık kanıksanır oldu. Millet daha az korkuyor. Olan heba olan yaşamlara oluyor...

Muazzez İlmiye Çığ’a sevgiyle
Bu satırları bana yazdıran, üç gün önce arkadaşım ve Cumhuriyet yazarı Işıl Özgentürk’ün bir buçuk yıl hapse mahkûm edilmesi. Gerekçe: 13 Ocak 2019 tarihli “Yeni kuşak türbanlılar” başlıklı yazısında “halkı kin ve düşmanlığa tahrik ve aşağılama” suçu işlemiş! Bu “suç” için bir yıl; basın yoluyla olduğu için artı altı ay daha...
O yazıyı anımsıyorum. Hayran olduğum, bence ulusumuzun tartışmasız en önemli değerlerinden olan Muazzez İlmiye Çığ’ın birçok kitabında öne sürdüğü bir savı tekrarlayarak günümüze ilişkin değerlendirmelerde ve eleştiride bulunuyordu Işıl, o yazıda.
Muazzez İlmiye Çığ’ın, Sümer ve Hitit kültürleri üzerine onlarca kitabı var. Bunların kiminde, “Sümerlere Yolculuk”, “Uygarlığın Kökeni Sümerliler” kitaplarında örtünmenin tarihçesini de anlatır. Yine “Kuran ve Tevrat’ın Sümer Kökeni” başlıklı kitabında da aynı konuyu işler...
İşin tuhafı Muazzez İlmiye Çığ hakkında da ceza davası açıldıydı. Ancak Beyoğlu 2. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından beraat kararı verildi...
(Şu son tümceyi yazmasa mıydım? İster misiniz şimdi troller Muazzez Hanım’a karşı saldırıya geçsin ve sistem çalışmaya başlasın!!!)
Ben buradan 103 yaşındaki bilim insanımıza sevgilerimi, saygılarımı iletiyorum.
Tanıdığım en vicdanlı yazarlarımızdan olan, yaşamdan, deneyimlerinden, gözlemlerinden damıttığı öyküleri, senaryoları, yazıları ve eğitmenliğiyle ifade ve düşünce özgürlüğünün neferlerinden olan Işıl’a da güç diliyorum.

Kadın üniversitesi
E yani... 40 yıl düşünse, kimsenin aklına gelmeyecek, gelemeyecek bir şeyi AKP’li Cumhurbaşkanı bizler için düşündü. Ve Japonya dönüşünde talimat verdi: Kadın üniversitesi incelensin, bizde de kurulsun...
İnsan ister istemez, Japon kadınının geri kalmışlığını, hiçbir alanda hareket olanağının bulunmamasını düşünmeden edemiyor. (Bakınız ta 1985’te ilk kez yayımlanmış, o günden bugüne güncellediğim “Kadın Olmak” kitabım- Cumhuriyet Kitap)... Bir de Atatürk’ün çağının ilerisindeki vizyonu düşüyor insanın aklına...
Daha da başka bir şey demeden sözü İstanbul Barosu Başkan Yardımcısı, İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği Koordinatörü Nazan Moroğlu’na veriyorum. Sözün özü niyetine: “Kadın üniversiteleri, 1900’lerin başında eğitimde fırsat eşitliğine destek oluşturmak üzere kurulmuştur... Yıl 2019. Kadın üniversitesi ayrımcılığa yol açar. Çünkü, Türkiye Cumhuriyeti, demokrasi ve sürdürülebilir kalkınmanın temel kriteri olan eğitimde toplumsal cinsiyet eşitliği hedefini, devlet politikası olarak kabul etmiştir.”
İşte bu kadar. Bu böyle biline!  

Yazarın Son Yazıları

Umudu savunma sanatı

Bugün 2025’in son pazar günü.

Devamını Oku
28.12.2025
Eskişehir-İstanbul seferi...

En tehlikeli yanı: Faşizm sıradanlaşmak, gündelik hayatın bir parçası olmak ister. Adaletsizliği “olağan”, eşitsizliği “kader”, baskıyı “gereklilik” diye sunar.

Devamını Oku
25.12.2025
Hayal kurmaktan vazgeçmeyin...

Sahnede bir adam var.

Devamını Oku
21.12.2025
Yaşasın Tüyap Kitap Fuarı

Korkunç yoğun bir trafikte iki saat gitmeyi ve iki saat de dönmeyi göze alırsanız orada bulunduğunuz sürece müthiş keyiflenir ve “Yaşasın Tüyap Kitap Fuarı” diye haykırabilirsiniz.

Devamını Oku
18.12.2025
Işığı hiç sönmeyecek

O, Nermin Abadan Unat. Neden mi ona minnet borcumuz var?

Devamını Oku
14.12.2025
Roman gibi

Sabiha Sertel (1895-1968) ve Zekeriya Sertel (1890-1980). Osmanlı’nın sonu, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş yıllarında duygu ve düşünce dünyamıza sonsuz katkılarda bulunmuş bu iki önemli ismi bu ülkede yaşayan herkesin, hele hele gazeteciliği meslek edinmiş her insanın çok yakından bilmesi gerekir.

Devamını Oku
11.12.2025
Aşkla ölüm arası

O kadar güzeldi ki tadı damağımda kalmıştı.

Devamını Oku
07.12.2025
Yok etmek/Yaratıcılık

Bir yanımda yaratıcılık, bir yanımda yok edicilik. İkisi de çekiştirip duruyor iki kolumdan.

Devamını Oku
04.12.2025
Tiyatro hazinemize yolculuk...

Duvardaki dev afişten fırlayıp kucaklaşacakmışız gibi bana bakan genç kadın, Suna Pekuysal.

Devamını Oku
30.11.2025
Hukuk bitti

Dünkü gazetemizde, “Korkma Biz Kadınız!” başlığını görmek çok hoşuma gitti.

Devamını Oku
27.11.2025
Çocuklar için...

Çocuklarımız için neler neler yapmayız ki...

Devamını Oku
23.11.2025
Grup Yorum’dan mektup var

Ülkemin hapishaneler coğrafyasından sık sık mektup gelir.

Devamını Oku
20.11.2025
BACH, Diyarbakır'da...

Neredeyse 30 yıldır Hakan Erdoğan Prodüksiyon “Bach İstanbul’da” başlığıyla klasik müzik konserleri düzenler.

Devamını Oku
16.11.2025
Oktay Ekinci kitabı

Oktay Ekinci... Bu isim Cumhuriyet okurlarının hiç ama hiç yabancısı değil.

Devamını Oku
13.11.2025
Paris’ten Diyarbakır’a

Paris ve sonbahar.

Devamını Oku
09.11.2025
Her daim muhalif

“Ve sonunda Joan Baez hastalığı yendi, sağlığına kavuştu!”

Devamını Oku
06.11.2025
Susmak onaylamaktır

“Hava kurşun gibi ağır/ Bağır bağır bağırıyorum/ Koşun. Kurşun eritmeye çağırıyorum...”

Devamını Oku
02.11.2025
Küllerden doğan ışık

Cumhuriyetin 102. yıldönümünü dün kutladık.

Devamını Oku
30.10.2025
Bodrum Cup: Kuşaktan kuşağa ileri!

Ege’nin ortasında bir sabah...

Devamını Oku
26.10.2025
Tiyatro sorgulamaktır

Daha 29. Uluslararası İstanbul Festivali başlamamıştı.

Devamını Oku
23.10.2025
Filler ve Karıncalar

Prag Tiyatro Festivali’nden ayağımın tozuyla dönüp tüm gördüklerimi sizinle paylaşmaya hazırlanıyordum ki sevgili arkadaşım Genco Erkal’ın sesi kulağımın dibinde bitiverdi: “Çekya’yı bırak önce Cihangir’e bak!”

Devamını Oku
19.10.2025
Prag’dan sevgiler

Sevgili okurlar Prag’dayım.

Devamını Oku
16.10.2025
Jandarmalı-jandarmasız günler

Sabah 6.30’da kapı tekmeleniyor. Jandarma içeri dalıyor.

Devamını Oku
12.10.2025
Tiyatro ve siyaset

Bu yazının başlığı “Afife Jale Ödül Töreni’nin düşündürdükleri” olacaktı.

Devamını Oku
09.10.2025
Celladına âşık olmak...

Olmayan suçlar... Yazılmayan iddianameler... Yazılıp uygulanmayan kararlar... Ve hukuk ile guguk arasında yaşamaya devam çabası... Tamam yakınmayı bırakıp sadede geliyorum.

Devamını Oku
05.10.2025
Travmalarla yaşamak...

Nasıl yaşamak bu! Kâh gökyüzünde kanat çırpıyoruz kâh en dipsiz kuyuların derinliğinde kayboluyoruz.

Devamını Oku
02.10.2025
Yaşar Kemal’e adanan bayram

26 Eylül’de Ankara’da 93. Dil Bayramı’nı kutladık. Dil Derneği ve Çankaya Belediyesi’nin ortaklaşa etkinliği Yaşar Kemal’e adanmıştı.

Devamını Oku
28.09.2025
Ellerinde Toprak

“Sömürü bir bütündür. Bütün insan değerlerinin sömürülmesiyle, doğa değerlerinin hoyratça sömürülmesi bir arada gidiyor. Türkiye toprakları yıkıma uğratılıyor, hopur ediliyor. Biz Türkiye üstünde mirasyedileriz. Yıkımımızdan Türkiye’nin hiçbir insanı ve doğa değeri kurtulamıyor.”

Devamını Oku
25.09.2025
‘Üç Ayaklı Kedi’ İstanbul’da

İstanbul dolu dizgin.

Devamını Oku
21.09.2025
Nice yıllara Hrant Dink

15 Eylül, arkadaşımız, yoldaşımız, omuzdaşımız, ülkemin en aydın, en dürüst, en yararlı, en barışçı insanlarından Hrant Dink’in yaş günüydü.

Devamını Oku
18.09.2025
Düşme var düşüş var

Bundan önceki yazım şöyle bitiyordu: “Yeryüzü muhteşemdi. Türkiye’nin asla uygarlıktan, yaratıcılıktan, aydınlıktan ve gelecekten vazgeçmeyeceğine dair umutlarımız tazeleniyordu.”

Devamını Oku
07.09.2025
Büyülü aydınlık bir gece

Elbe Nehri’nin kıyısında görkemli mi görkemli o yapı bir mucize gibi yükseliyor.

Devamını Oku
04.09.2025
Hapishane ve ödül: Vicdan ve haysiyet

Hafta içinde hapisteki iki çok değerli insanımıza yine uluslararası ödüller verildi.

Devamını Oku
31.08.2025
Paramparça ve umut

Bunalıyorsunuz, kahroluyorsunuz, her yerde haksızlık, hukuksuzluk, adaletsizlik diyorsunuz...

Devamını Oku
28.08.2025
Dünyanın sesleri İstanbul’daydı

Bu başlığı yazdım. İstanbul’da bir haftadır süren o muhteşem coşkuyu paylaşacağım diye düşünürken birden bir suçluluk duygusuna kapıldım.

Devamını Oku
24.08.2025
Edremit Kitap Fuarından...

Edremit Kitap Fuarı’ndayım...

Devamını Oku
21.08.2025
Diyanet suç işliyor!

Diyanet İşleri Başkanlığı suç işliyor.

Devamını Oku
17.08.2025
Tiyatro durakları...

Adaletten eğitime, sağlıktan beslenmeye, her şeyin sahtesine, zehirlisine mahkûm edildiğimiz, yalanlarla kuşatıldığımız şu günlerde kimi alanlarda hakikatle, sahici olanla karşılaşmak iyi geliyor insana.

Devamını Oku
14.08.2025
Bodrum’un markasına dönüşen bale festivali

Son yıllarda adeta Bodrum’un kültür markasına dönüşen Uluslararası Bodrum Bale Festivali’nden söz edeceğim.

Devamını Oku
10.08.2025
Algılamanın sınırsızlığı

20. ve 21. yüzyıl tiyatrosuna damgasını vuran dâhi Robert Wilson tedavi olmak istemeyerek New York Long Island’da kurmuş olduğu Watermill Eğitim ve Üretim Merkezi/okul/ müze/kültür merkezinde son ana dek çalışarak 31 Temmuz’da öldü.

Devamını Oku
07.08.2025