İyi ki varsın Ayşe Buğra!

07 Mart 2021 Pazar

Dün sabah, akıllardan ve yüreklerden kolay kolay silinmeyecek muhteşem bir buluşma yaşadık. Birbirinden değerli katılımcılarla kucaklaştık. Kâh gülümsedik kâh gözyaşlarımızı tutamadık. Öyle ya da böyle iyi ki yaşıyoruz, iyi ki, iyi ki varsınız dedik...

“PEN Duygu Asena Ödül Töreni”nden söz ediyorum.  

Türkiye’de kadın hareketi, bir yandan örgütlü tartışmalarla, çalışmalarla, etkinliklerle ilerlediyse bir yandan da bireysel çıkışlarla yol aldı. İşte bu bireysel çıkışların, kadın sorunlarına adanmışlığın en güzel örneklerinden birini sevgili arkadaşım, meslektaşım Duygu Asena verdi. O, bir öncüydü. Bu ülkede yaşayan her kadının aklından ve yüreğinden geçenleri herkesten önce o dile getirdi. Onu çok erken ve genç yaşta yitirdik. PEN Yazarlar Derneği, onun adına bir ödül kurdu.  

2021 PEN Duygu Asena Ödülü’nü, varlığıyla, çalışmalarıyla, kitaplarıyla, duruşuyla, eğitimci ve bilim insanı kimliğiyle örnek oluşturan Prof. Ayşe Buğra’ya dün düzenlediğimiz çevrimiçi bir törenle sunduk. 

İNSANLIK, VİCDAN, TERBİYE DERSİ 

Ödül gerekçemizin tümünü PEN sitemizde bulabilirsiniz: Benim vurgulamak istediğim şu birkaç nokta: 

Üniversitelerimiz çağdaş ve evrensel değerlerden uzaklaştırılırken; akademik bağımsızlık baskı ve tehdit altındayken, dünya çapındaki bilim insanımız Ayşe Buğra, yaşadığı tüm güçlüklere, engellere karşın kendini öğrencilerine adamayı sürdürmüştür.  

İşkenceye dönüşen adalet arayışı boyunca, haksızlıklara baş eğmemenin de örneğini vermiştir. Siyasi otoritenin hakaret, iftira ve tehditlerine uğramış; hedef gösterilmiş, aşağılanmaya çalışılmıştır. Kişilik haklarına saldırılmış, hem bir Cumhuriyet aydını hem de kadın olarak kendisine bedel ödetilmek istenmiştir. Bu saldırılar, bu hoyratlık karşısında her zamanki sağduyulu, alçakgönüllü duruşunu bozmamış ve muhteşem bir insanlık, vicdan ve terbiye dersi vermiştir. 

‘AYŞE BUĞRA GİBİ OLMAK’

Ödül töreninde Ayşe Buğra’nın mesleki başarılarını, bir zamanlar öğrencisi de olan Koç Üniversitesi profesörlerinden Özlem Altan anlattı. Ama ne anlatış! Hem bir bilim insanının antropoloji, ekonomi, siyasetbilimi, sosyoloji, tarih gibi pek çok farklı disiplindeki katkılarını vurguladı hem de bir hoca olarak, insan olarak eşsizliğini ortaya koyan örneklerle hepimize “insan olmanın” erdemini ve yüceliğini anımsattı.  

Hepimizde duygu fırtınaları yaşatan konuşmasında “Büyüyünce Ayşe Buğra gibi bir hoca olmak istiyorum” dediğini hatırlattı ve tanıtımını şöyle bitirdi: 

“Zaten şu bir gerçek, sizin herhangi bir dersinizden çıktıktan sonra içinden ya da yüksek sesle ‘Büyüyünce Ayşe Buğra gibi olmak istiyorum’ diyen özellikle kadın öğrenci sayısı epey fazladır. Bu hiçbirimiz için çok olası bir hedef değil belki ama insanın hayalleri olması da güzel bir şey. Bana bu hayali hepimiz adına dile getirme fırsatı verdiğiniz için teşekkür ederim.”

İNSANLIK HALLERİ 

Ayşe Buğra’nın, ödülü kabul konuşması, tarih ve coğrafyada; kadınlar ve edebiyat dünyasında eşsiz bir yolculuktu. Ama en çok, en çok, insan halleri arasında ilham verici, yol gösterici bir yolculuktu. 

Hepimizin yakından tanıdığı sayısız kadının adını vererek bizi çıkardığı yolculuğu şöyle bitirdi: 

“Bu ödül vesilesiyle, bu akıllı ve çalışkan kadınları anmaktan, onların sadece kendileri gibi okuryazar kadınlar için değil, bütün kadınlar için eşitliği savunuşlarını bir kere daha hatırlamaktan çok memnunum.

Ama beni onurlandıran bu ödül, benim için başka bir açıdan da çok anlamlı. PEN Yazarlar Derneği’nin amaçları arasında düşünce ve ifade özgürlüğünü savunmanın yanı sıra, ‘edebiyatı yüceltmek’ de yer alıyor. Edebiyat, eşimin ve benim, üç buçuk yıldır içinde bulunduğumuz ve benim artık işkence kelimesiyle tarif ettiğim akıl almaz durum karşısında sabırla ayakta kalabilmemizi sağlayan şeylerin başında geliyor. Biz, Türkiye’den ve bütün dünyadan gelen desteğin yanı sıra, edebiyat sayesinde, hem çağdaş yazarların kitapları hem de tekrar tekrar okuduğumuz dünya klasikleri sayesinde ayakta kalabildik. Edebiyat, tabii babamın da sayesinde, benim için her zaman çok önemliydi. Ama edebiyatın insana neler verebildiğini ve neden yüceltilmeyi hak ettiğini bugün çok daha iyi biliyorum. Bu yüzden de edebiyatı yüceltmeyi amaçlayan bir derneğin verdiği bu ödül, benim için kolay anlatamayacağım kadar kıymetli.”

İyi ki varsın Sevgili Ayşe Buğra! 

Özlem Altan’ın ve Ayşe Buğra’nın konuşmalarını bütün halinde PEN sitesinde okuyabilirsiniz. (http://www.pen.org.tr)



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları