Martha Medeiros’a açık mektup

19 Temmuz 2020 Pazar

Sevgili Martha Medeiros,

Geçen pazara dek, utanarak söylüyorum, adını bile duymamıştım. Varlığından haberim yoktu. O günün akşamında sevgili arkadaşım, sinema ve tiyatro oyuncusu Serra Yılmaz’dan aldığım bir mesajla önce başıma koca bir kaya düştü, ardından seni araştırmaya başladım... En iyisi başa dönmek:

Geçen pazar, bu köşede, Neruda’nın yaş günü “bahanesiyle”, “Yavaşça ölür onlar” adlı, yıllardır okuduğum ve çok sevdiğim bir şiiri okurlarımla paylaştım. Birbirinden güzel tepkiler aldım. Kimi Neruda’nın başka şiirleriyle, kimi bu şiire ilişkin birbirinden renkli anılar ve çağrışımlarla bu yaş günü kutlama coşkusuna katıldı. (İçinde yaşadığımız hoyrat, acımasız, kaba saba, öfke dolu, herkesin birbirine diş bilediği ortamda öyle ihtiyaç var ki böyle kutlamalara!)

Sonra... İşte Serra’dan o mesaj geldi: “Şiir çok güzel ama Neruda’nın değil” diyordu. Ek olarak da koca bir kaynak yolluyordu. O andan beri hayatımdasın. Önce, başımdan aşağı dökülen kaynar sulardan, kafama inen taşlardan kurtulmaya çalıştım... (Ne de olsa kendi ülkemde yıllardır sahte Nâzım Hikmet şiirlerini, sahte Can Yücel şiirlerini ayıklamaya çalışan bir gazeteciyim...) Kendime geldikten sonra seni araştırmaya başladım.

Kartopu gibi büyüyen yanlış

Seni Türkçe, İngilizce ve Fransızca kaynaklarda araştırdım. Elbet internette...

1961 yılında Brezilya’da Porto Alegre’de doğmuştun. Üniversiteyi bitirince kısa bir süre Şili’de yaşadın ve orada şiir yazmaya başladın. Ülkene dönünce kendi kentinin gazetesi “Zero Hora” ve Rio’da yayımlanan “O Globo” gazetesinde çalıştın. Gazeteciliği ve edebi kimliğini bir arada sürdürdün. Çeşitli kitapların anadilin Portekizce yayımlandı. 2000 yılında, (farklı kaynaklara göre) ya Meksika’daki “Ölüler Bayramı” için ya da Brezilya’daki “Bütün Ruhlar Günü” için yazdığın “Muere Lentamente” (Yavaş Ölmek) şiiri internete düştüğü an, önce tüm Latin Amerika’nın sonra tüm dünyanın gözdesi oldu. Hemen hemen her dile çevrildi. Ancak senin değil, Pablo Neruda’nın imzasıyla...

İlk yanlış ne zaman nasıl yapıldı bilen yok. Yanlış, kartopu gibi büyüdükçe büyüdü. Bugün herhangi bir dilde şiirin ilk dizesi yazıldığında karşımıza yüz binlerce sitede, Neruda’nın adı karşımıza çıkıyor.

(Daha yenilerde bu köşede sakın Nâzım’ın şiirlerini internetten almayın, illa ki kitaplarından alın diye vurgulayan ben, tüm kitaplığımı Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı’nın kütüphanesine armağan ettiğimden, ne yazık ki aynı hataya düştüm!)

Keşke tek yanlış bu olsa

Sevgili Martha Medeiros, baktın yanlış her gün daha da büyüyor, Şili’deki Pablo Neruda Vakfı’na başvurdun. Onlar da durumdan çok üzgündüler. Ellerinden geldiği kadar bunun Neruda’nın değil, senin şiirin olduğunu açıklamaya çalışıyorlardı, ancak başa çıkmak imkânsızdı.

Bu arada tek yanlışın bu olmadığını da öğrendim. Neruda’ya atfedilen “Queda Prohibido” (Yasaktır) ve “Nunca Te Queies” (Asla Yakınma) şiirleri de “Sahte” Neruda’lardı.

Ayrıca Neruda Vakfı’nın açıkladığına göre, internette sahte Borges’lerden, sahte Marquez’lerden de geçilmiyordu... Ve bu haksızlığa kimse herhangi bir önlem alamıyordu!

Bir itirafta bulunayım, dünyayı, ülkeleri yönetmeye kalkan insanların “aldatıldım, aldandım, kandırıldım” deyip hesap vermedikleri bir dünyada, şiir sevenlerin aldanması daha az vahim geliyor bana.

İşte böyle Martha Medeiroz, senden ve tüm okurlarımdan da özür diliyorum. Yolun buralara düşecek olursa PEN Yazarlar Derneği ve Nâzım Hikmet Sanat ve Kültür Vakfı olarak seni ağırlamaktan sonsuz mutlu oluruz. Sevgilerimle...

NOT: Sevgili okurlar, Adalet Ağaoğlu için yazdığım yazıda ve demeçlerimde kullandığım “Cumhuriyet kadını, Cumhuriyet yazarı” sözlerine karşı öfke dolu tepkiler dolaşıyor ortalıkta. Ne yani Japon İmparatorluğu ya da Osmanlı hanedanı yazarı falan mı demeliydim! Hadi oradan! Sadece kitaplarını okuyun yeter!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları