Yaşasın kadınlar! Kahrolsun savaşlar!

Yaşasın kadınlar! Kahrolsun savaşlar!

10.03.2024 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Almanya’nın çeşitli kentlerinde TürkiyeAlmanya kültür etkileşimini/dayanışmasını sağlamak, farklılıkları zenginliğe, çoğulculuğu erdeme dönüştürmek için sayısız etkinlik ve çalışma yer alıyor. Bunlar içinde biri var ki gerçek anlamda önemli bir işlev görüyor; kapsadığından daha geniş bir alana yayılıyor. Nürnberg’deki Türkiye-Almanya Film Festivali’nden söz ediyorum. Sadece sürekliliği, köklü olması değil, dünya prömiyerleri, yaratıcılığı, yarışmaları, yan etkinlikleri, panelleri, konferansları, her kesimden gördüğü büyük ilgi, çocuk ve gençlere yönelik atölyeleriyle bir yandan gerçek bir film festivali niteliklerine sahipken bir yandan da kültürel ve toplumsal işlevi yerine getiriyor.

ONUR ÖDÜLLERİ HALE SOYGAZİ VE İRİS BERBEN’E

28. Türkiye-Almanya Film Festivali önceki akşam, ağzına dek dolu Tafel Salonu’nda görkemli bir açılış yaptı. Bir yandan orkestra eşliğinde Beethoven, Mozart, Brahms’ın caz ve pop ve “alaturka” çeşitlemelerine uzanırken bir yandan da çok değerli iki sanatçıya yaşam boyu onur ödülü verildi.

Türkiye’den Hale Soygazi, Almanya’dan Iris Berben onur ödülü alırlarken her ikisi de politik saptamalar yapmaktan geri kalmadı.

Hale Soygazi’yi sizler zaten tanıyorsunuz. Benim sevgili film eleştirmenim Alin Taşçıyan onu şöyle tanımlıyor:

“Doğal oyunculuk yeteneğinin entelektüel birikim, içten gelen bir zarafet, kent kültürü ve görgüsü, insani duyarlılık ve dengeli bir siyasi duruşla birleştiği özel bir kişiliktir Hale Soygazi... Dünyaya erken yaşta açılmayı sağlayan iyi bir eğitimin kazandırdığı bilgi ve özgüvenin ışıldattığı güzelliğiyle dikkat çeken Soygazi 70’li yılların Türkiye’sinde bir film yıldızı olmak için doğmuştu adeta!”

İris Berben, Almanya’da sadece çevirdiği sayısız filmiyle değil aynı zamanda toplumsal ve politik adanmışlığıyla, ırkçılığa, ayırımcılığa ve aşırı sağa karşı verdiği mücadeleyle de tanınıyor.

İki sanatçının el ele sahneye çıkıp dayanışmayı, çoğulculuğu, eşitliği ve demokrasiyi yücelten konuşmaları, “Yaşasın kadınlar” ve “Kahrolsun savaş” sözleri uzun uzun alkışlandı.

KADINLAR ÖN PLANDA

Festivalin başladığı 8 Mart’ın Dünya Emekçi Kadınlar Günü olması nedeniyle gün boyu zaten kent sokakları kadınların eylemleriyle, müzikleriyle, hak arayışlarıyla dolmuştu... Akşam olduğunda yine kadınlar ön plandaydı. Zaten tüm festival boyunca da öyle olacak. (Bu saptama benim değil, festival yönetmeni Ayten Akyıldız’ın.)

Inter Forum Dernek Başkanı Adil Kaya’nın bütün geceyi sunduğu; Festival yönetmeni Ayten Akyıldız’ın herkese ve her yere yetişmeye çalıştığı galada, Nürnberg Büyükşehir Belediye Başkanı Marcus König, Nürnberg Kültür Belediye Başkanı Prof. Dr. Julia Lehner’in yanı sıra ben de bir “8 Mart Konuşması” yaptım. “Kültür belediye başkanı” deyişini siz, “yerel kültür bakanı” olarak da okuyabilirsiniz. Onur ödülü alan iki sanatçıyı onun tanıtması çok güzeldi.

Bu yıl toplam 37 uzun, kısa ve belgesel film yer alıyor. 16 filmin dünya prömiyeri ilk kez festivalde gerçekleştirilecek. Toplam 25 film ise festivalin ödülleri için yarışıyor. Uzun ve kısa film yarışmaları seçici kurullarına bu yıl iki uzman kadın başkanlık ediyor. Türkiye ve Almanya’da gerek sinema sanatına gerekse toplumsal gündeme damgasını vuran önemli konular festival buluşmaları kapsamında söyleşi ve tartışmalarla ele alınıyor...

GENÇLER ZEHİR GİBİ

Tören sonrasında açılış için seçilen film, yine bir kadın filmiydi. Genç yönetmen Aslı Özarslan’ın “Ellbogen” (Dirsek) adlı filmi, Almanya’da doğmuş, yetişmiş, 18 yaşındaki Hazal’ı mercek altına alan, çok yalın, ayağı yere basan, kendine özgü bir dili olan ve oyuncu yönetimiyle fark yaratan bir filmdi. Hazal rolünde genç oyuncu Melia Kara’yı izledik. Hem yönetmenin hem oyuncunun yolları açık olsun! Zaten öyle olacağından hiç kuşkum yok.

Şimdi acilen bu yazıyı gazeteye yollamam gerek çünkü biraz sonra festivalin yan etkinliği olan bir söyleşide, Alman yazar Anatol Regnier ile birlikte “Farklı Düşünenlerin Özgürlüğü” başlıklı bir tartışmaya katılacağım. Hepinize Nürnberg’den sevgiler...

Yazarın Son Yazıları

Yok etmek/Yaratıcılık

Bir yanımda yaratıcılık, bir yanımda yok edicilik. İkisi de çekiştirip duruyor iki kolumdan.

Devamını Oku
04.12.2025
Tiyatro hazinemize yolculuk...

Duvardaki dev afişten fırlayıp kucaklaşacakmışız gibi bana bakan genç kadın, Suna Pekuysal.

Devamını Oku
30.11.2025
Hukuk bitti

Dünkü gazetemizde, “Korkma Biz Kadınız!” başlığını görmek çok hoşuma gitti.

Devamını Oku
27.11.2025
Çocuklar için...

Çocuklarımız için neler neler yapmayız ki...

Devamını Oku
23.11.2025
Grup Yorum’dan mektup var

Ülkemin hapishaneler coğrafyasından sık sık mektup gelir.

Devamını Oku
20.11.2025
BACH, Diyarbakır'da...

Neredeyse 30 yıldır Hakan Erdoğan Prodüksiyon “Bach İstanbul’da” başlığıyla klasik müzik konserleri düzenler.

Devamını Oku
16.11.2025
Oktay Ekinci kitabı

Oktay Ekinci... Bu isim Cumhuriyet okurlarının hiç ama hiç yabancısı değil.

Devamını Oku
13.11.2025
Paris’ten Diyarbakır’a

Paris ve sonbahar.

Devamını Oku
09.11.2025
Her daim muhalif

“Ve sonunda Joan Baez hastalığı yendi, sağlığına kavuştu!”

Devamını Oku
06.11.2025
Susmak onaylamaktır

“Hava kurşun gibi ağır/ Bağır bağır bağırıyorum/ Koşun. Kurşun eritmeye çağırıyorum...”

Devamını Oku
02.11.2025
Küllerden doğan ışık

Cumhuriyetin 102. yıldönümünü dün kutladık.

Devamını Oku
30.10.2025
Bodrum Cup: Kuşaktan kuşağa ileri!

Ege’nin ortasında bir sabah...

Devamını Oku
26.10.2025
Tiyatro sorgulamaktır

Daha 29. Uluslararası İstanbul Festivali başlamamıştı.

Devamını Oku
23.10.2025
Filler ve Karıncalar

Prag Tiyatro Festivali’nden ayağımın tozuyla dönüp tüm gördüklerimi sizinle paylaşmaya hazırlanıyordum ki sevgili arkadaşım Genco Erkal’ın sesi kulağımın dibinde bitiverdi: “Çekya’yı bırak önce Cihangir’e bak!”

Devamını Oku
19.10.2025
Prag’dan sevgiler

Sevgili okurlar Prag’dayım.

Devamını Oku
16.10.2025
Jandarmalı-jandarmasız günler

Sabah 6.30’da kapı tekmeleniyor. Jandarma içeri dalıyor.

Devamını Oku
12.10.2025
Tiyatro ve siyaset

Bu yazının başlığı “Afife Jale Ödül Töreni’nin düşündürdükleri” olacaktı.

Devamını Oku
09.10.2025
Celladına âşık olmak...

Olmayan suçlar... Yazılmayan iddianameler... Yazılıp uygulanmayan kararlar... Ve hukuk ile guguk arasında yaşamaya devam çabası... Tamam yakınmayı bırakıp sadede geliyorum.

Devamını Oku
05.10.2025
Travmalarla yaşamak...

Nasıl yaşamak bu! Kâh gökyüzünde kanat çırpıyoruz kâh en dipsiz kuyuların derinliğinde kayboluyoruz.

Devamını Oku
02.10.2025
Yaşar Kemal’e adanan bayram

26 Eylül’de Ankara’da 93. Dil Bayramı’nı kutladık. Dil Derneği ve Çankaya Belediyesi’nin ortaklaşa etkinliği Yaşar Kemal’e adanmıştı.

Devamını Oku
28.09.2025
Ellerinde Toprak

“Sömürü bir bütündür. Bütün insan değerlerinin sömürülmesiyle, doğa değerlerinin hoyratça sömürülmesi bir arada gidiyor. Türkiye toprakları yıkıma uğratılıyor, hopur ediliyor. Biz Türkiye üstünde mirasyedileriz. Yıkımımızdan Türkiye’nin hiçbir insanı ve doğa değeri kurtulamıyor.”

Devamını Oku
25.09.2025
‘Üç Ayaklı Kedi’ İstanbul’da

İstanbul dolu dizgin.

Devamını Oku
21.09.2025
Nice yıllara Hrant Dink

15 Eylül, arkadaşımız, yoldaşımız, omuzdaşımız, ülkemin en aydın, en dürüst, en yararlı, en barışçı insanlarından Hrant Dink’in yaş günüydü.

Devamını Oku
18.09.2025
Düşme var düşüş var

Bundan önceki yazım şöyle bitiyordu: “Yeryüzü muhteşemdi. Türkiye’nin asla uygarlıktan, yaratıcılıktan, aydınlıktan ve gelecekten vazgeçmeyeceğine dair umutlarımız tazeleniyordu.”

Devamını Oku
07.09.2025
Büyülü aydınlık bir gece

Elbe Nehri’nin kıyısında görkemli mi görkemli o yapı bir mucize gibi yükseliyor.

Devamını Oku
04.09.2025
Hapishane ve ödül: Vicdan ve haysiyet

Hafta içinde hapisteki iki çok değerli insanımıza yine uluslararası ödüller verildi.

Devamını Oku
31.08.2025
Paramparça ve umut

Bunalıyorsunuz, kahroluyorsunuz, her yerde haksızlık, hukuksuzluk, adaletsizlik diyorsunuz...

Devamını Oku
28.08.2025
Dünyanın sesleri İstanbul’daydı

Bu başlığı yazdım. İstanbul’da bir haftadır süren o muhteşem coşkuyu paylaşacağım diye düşünürken birden bir suçluluk duygusuna kapıldım.

Devamını Oku
24.08.2025
Edremit Kitap Fuarından...

Edremit Kitap Fuarı’ndayım...

Devamını Oku
21.08.2025
Diyanet suç işliyor!

Diyanet İşleri Başkanlığı suç işliyor.

Devamını Oku
17.08.2025
Tiyatro durakları...

Adaletten eğitime, sağlıktan beslenmeye, her şeyin sahtesine, zehirlisine mahkûm edildiğimiz, yalanlarla kuşatıldığımız şu günlerde kimi alanlarda hakikatle, sahici olanla karşılaşmak iyi geliyor insana.

Devamını Oku
14.08.2025
Bodrum’un markasına dönüşen bale festivali

Son yıllarda adeta Bodrum’un kültür markasına dönüşen Uluslararası Bodrum Bale Festivali’nden söz edeceğim.

Devamını Oku
10.08.2025
Algılamanın sınırsızlığı

20. ve 21. yüzyıl tiyatrosuna damgasını vuran dâhi Robert Wilson tedavi olmak istemeyerek New York Long Island’da kurmuş olduğu Watermill Eğitim ve Üretim Merkezi/okul/ müze/kültür merkezinde son ana dek çalışarak 31 Temmuz’da öldü.

Devamını Oku
07.08.2025
Türkiye’nin Aydınlık Yüzü / Belleğimizin Bekçisi: Metin Sözen

Metin Sözen: (24 Mayıs 1936, Harput, Elazığ-31 Temmuz 2025, İstanbul)...

Devamını Oku
03.08.2025
Herkes için sanat: Anadolu Sergileri

Yılın belki de en sıcak gününde deniz kıyılarını bırakıp Milas’ta kapalı bir mekânda bir sergi görmeye gideceğimi söyleseler pek inanmazdım.

Devamını Oku
31.07.2025
Bir dokunuşa bin ah!

“Ayakucumda deniz, kaynayarak yanan bir zümrüt, sonra mavi, sonra menekşe, ne var ki üzerine tuzla buz edilmiş milyonlarca ayna parçaları yağmış, alev alev yanıyor, çakıyor, çakıntıdan göz alıyor.”

Devamını Oku
27.07.2025
Tüm iyilerin Altan ağabeyi

Altan Öymen aramızdan ayrılıp sonsuzluğa göçerken bile hepimize bir ders verdi...

Devamını Oku
24.07.2025
Bodrum’da doludizgin sanat

Ah bilmez değilim. Bu başlığı okur okumaz delirdiğimi sanacaksınız...

Devamını Oku
20.07.2025
Günler geçerken...

Pınar Kür... Edebiyatımızın cesur kadınlarından biri daha sonsuzluğa göçtü.

Devamını Oku
17.07.2025
Hikmet Çetinkaya

Yaş almanın en kötü yanı eşiniz, dostunuz, arkadaşlarınız, meslektaşlarınız hepsi gidiyor.

Devamını Oku
13.07.2025