Sayenizde...

29 Nisan 2021 Perşembe

Sayenizde bir salgın nasıl fırsata dönüştürülür gördük. Fesatlığa, riyakârlığa, hainliğe...

Sayenizde, dünyada salgından en çok vaka, en çok ölüm sıralamasında ilk üçe girmeyi başardık; yine pandemide vatandaşına gelir desteği veren ülkeler arasında Arnavutluk ve Meksika’yla birlikte son üçe girmeyi başardık. 

Sayenizde, meselenin içki falan olmadığını, meselenin hukuksuzluk olduğunu idrak ettik. Attığınız her adımın laiklikle tutuştuğunuz bir kavga olduğunu da... Yoksa böylesine keyfi yasaklarla, milli bayramları, alkol satışını, tekel bayilerini yasaklamanın hiç ama hiçbir hukuk ya da sağlık gerekçesi olmadığını sizler de bilirsiniz. 

Sayenizde büyük sermayenin daha da palazlanması, yoksul emekçinin daha da yoksullaşması... Sayenizde uçurumun büyümesi! 

Üstelik çifte standardınızı her daim görenler değil, size oy vermiş olanlar bile kavrar oldu bu riyakârlığı. 

Nasıl mı? Sayenizde gündelik çalışanlar, kepenk indiren, dükkân kapatan esnaf, çalışmak zorunda olanlar, herhangi bir güvence, en ufak bir destek bile vermeden bu çok gecikmiş, lebaleb dolu kongreleriniz, toplu iftarlarınız, gösteriye dönüşen cemaat cenazeleriniz bittikten sonra aldığınız zorunlu kapanma kararıyla ikiyüzlülüğünüzü gördü. Kapanmadan muaf “üreticileri” bilmeyen mi var! 

Sayenizde ramazanda şu son iki günde alkol satışları rekor kırdı... Sayenizde millet daha çok içki içer oldu. Sayenizde İstanbul’dan büyük kaçışla virüs yurda daha da çok dağıldı! 

Salgın bahanesiyle yaşam biçimlerine müdahale edebiliriz sandınız! Boşuna! Sayenizde yaşama sevinci yok oldu; milletin yüzü asıldı, ama gözü daha da açıldı! 

Eyy okur, yazının devamı Ömer Hayyam’dan gelsin, bari yüzünüz gülsün! Sabahattin Eyüboğlu’nun çevirisiyle:

Rubailer  

“Sen içmiyorsan, içenleri kınama bari;

Bırak aldatmacayı, ikiyüzlülükleri;

Şarap içmem diye övünüyorsun ama,

Yediğin haltlar yanında şarap nedir ki?

*

İçin temiz olmadıktan sonra

Hacı hoca olmuşsun, kaç para

Hırka, tespih, post, seccade güzel:

Ama Tanrı kanar mı bunlara?

*

Var mı dünyada günah işlemeyen, söyle

Yaşanır mı hiç günah işlemeden, söyle;

Bana kötü deyip kötülük edeceksen,

Yüce Tanrı, ne farkın kalır benden, söyle.

*

Yetmiş iki ayrı millet, bir o kadar da din!

Tek kaygısı seni sevmek benim milletimin;

Kâfirlik Müslümanlık neymiş, sevap günah ne?

Maksat sensin, araya dolambaçlar girmesin.

*

Ferman sende, ama güzel yaşamak bizde:

Senden ayığız bu sarhoş halimizde.

Sen insan kanı içersin, biz üzüm kanı;

İnsaf be sultanım, kötülük hangimizde?

*

Bir testici gördüm, çamur içindeydi:

Ayağı çarkında, elinde bir testi;

Testinin başında bir yoksulun ayağı

Kulpunda bir padişahın kellesi

*

Baharlar yazlar geçer sonbahar gelir;

Ömrümün yaprakları dökülür bir bir;

Şarap iç, gam yeme, bak ne demiş bilge;

Dünya dertleri zehir, şarap panzehir

*

Dünya üç beş bilgisizin elinde;

Onlarca her bilgi kendilerinde.

Üzülme; eşek eşeği beğenir:

Hayır var sana kötü demelerinde.

*

Sevgiyle yoğrulmamışsa yüreğin

Tekkede manastırda eremezsin.

Bir kez gerçekten sevdin mi dünyada

Cennetin, cehennemin üstündesin.

*

Öldük, dünyayı şaşkın bırakıp gittik;

Yüzlerce incimiz vardı delinmedik.

Sersemliği yüzünden bilgisizlerin

Renk renk düşünceler kaldı söylenmedik.

*

Kim demiş haram nedir bilmez Hayyam?

Ben haramı helalı karıştırmam:

Seninle içilen şarap helaldir,

Sensiz içtiğimiz su bile haram.”



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları